PARKALI DEVRİMCİ GENÇLER

PARKALI DEVRİMCİ GENÇLER

Dersim tatilim bitmişti. Güle oynaya gittiğim Dersim'den içim buruk, ciğerlerim parça parça gözyaşlarımı içime akıtarak geri dönüyorum.

PARKALI DEVRİMCİ GENÇLER

Dersim tatilim bitmişti. Güle oynaya gittiğim Dersim'den içim buruk, ciğerlerim parça parça gözyaşlarımı içime akıtarak geri dönüyorum.

Her zaman korktuğum uçak yolculuğundan ve ölmekten ilk defa korkmadan uçağa biniyorum. Adeta ölüme meydan okuyorum. Daha dün 32 gencimizi yitirmiştik, ölümün bana gelmesi çok mu? Sefa gelmiş hoş gelmiş diyorum...

Bütün bir yolculuk boyunca pırıl pırıl 32 devrimci genci düşünüyorum.
Ali can Vural... Parka giymek istemiş ancak parka alacak parası yokmuş. Onada çare bulmuş ,parkayı kiralamış ve parkalı resim çektirmiş."parkayı satın alamazsam, kiralarım"diye de etrafına gülücükler saçmış.

19 yaşındaki Alican'ı düşünürken kendi gençliğime gidiyorum. Bizler de öyle değil miydik? Liseli yıllarda başlayıp üniversitede devam etmişti parka giyinme hevesimiz. Çünķü hepimiz Deniz abimize özenmiştik.

Hatice Ezgi Sadet...1 Mayıs ta Taksim'e çıkmaya çalışırken gözaltına alınmıştı. Suruç’a koşa koşa giderken de "devrime gidiyoruz"demişti.
Mücahit Erol.....19 yaşında Kobani'de çocuklara gitarıyla şarkılar çalıp söyliyecekti.
Murat Yurtgül.....25 yaşında kobani'li çocuklara psikolojik destek verecekti. Çünkü o bir psikoloji bölümü son sınıf örgencisiydi.

Çagdaş Aydın...27 ýaşındaydı, gazetede editörlük yapıyordu. Her cumartesi Taksime gidip"cumartesi annelerine"destek oluyordu. Şimdi koşa koşa Suruç'a gitmişti. Kobani’ye geçip oradan haberler belki de şiirler belki de öyküler yazacaktı.

Ferdane Kılıç... Yanına 2 çocuğunuda alarak deniz kenarına 5 yıldızlı otellere koşacağına ölümü nede göze alarak Suruç'a koşmuştu.

Bir ara yanımda oturan yolcunun okuduğu gazeteye gözüm takılıyor.Bir ANA evladının tabutuna sarılmış feryat ediyordu.Kendimi gencecik evlatlarını yitiren anaların yerine koyuyorum.Tüylerim diken diken oluyor düşünmek bile acı veriyor insana!!!
Bir ananın evladından daha önemli, daha kıymetli, daha nazlı neyi olabilir ki?


Kimin anası olması neyi değiştirir ki?
Birgün"cumartesi anneleri olursun".
Birgün"tutsak anaları olursun".
Birgün"Sivas Madımakta yakılanların anası olursun".
Birgün"ölüm orucunda ölenlerin anası olursun".
Birgün"Gazi'de ölenlerin anası olursun".
Birgün"Roboski'de ölenlerin anası olursun".
Birgün"Gezi'de:
Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, İrfan Tuna, Mustafa Sarı, Selim Önder, Ali İsmail Korkmaz ve tabii ki
Berkin Elvan'ın anası olursun".

Birgün "Özgecan' ların anası olursun".
Birgün"sokak ortasında hunharca öldürülen kadınların anası olursun".
Birgün"çocuk gelinlerin anası olursun".
Birgün Soma'da göçük altında kalan işçilerin anası olup ağıtlar, yakarsın.
Birgün"Diyarbakır'da miting de öldürülenlerin anası olursun".
Birgün"Suruç'ta öldürülen parkalı devrimci gençlerin anası olursun".
Tabii ki bir gün de" şehit olan askerlerin anası olursun".
Pilotun "alçalmaya başlıyoruz kemerlerinizi lütfen bağlayın"uyarısıyla düşüncelerimden sıyrılıyorum.

Uçak inmiş bizleri havaalanına aktaracak otobüse binmiştik. Otobüsün içi tıklım tıklım yolcuyla doldu. Kucağında bebeleri olan genç anneler elleri kolları dolu kadınlar ve yaşlı insanlar... Otobüs sallandıkça oraya buraya savrulmamak ve çarpmamak için çaba gösteren insanlar...
Bir de bakıyorum ki 2 genç oturmuşlar koltuğa hiç kımıldamadan etrafındaki yaşlılara,çocuklu kadınlara umursamadan bakıyorlardı.İşte bunlarda genç!!!Duyarsız,duygusuz,bencil gençler.

Bir de bizim gençlere bak!!!her biri Türkiye'nin farklı şehirlerinden kalkıp ucunda ölümde olabileceğini bile bile Suruç'a koşmuşlardı.Karınca kararınca ellerinden ne geliyorsa yapmak için.

Bir kez daha diyorum ki:
"Oy bizim gençler, ne güzel gençler. Bu gençler iyi ki bizim gençler.
Bu gençler parkalı devrimci gençler"
Hülya Güntaş