14 yıldır ilk defa bir Çevre ve Şehircilik Bakanı “İmar planlarıyla şehirlerde cinayet işleniyor. Kimse bundan sonra bize yoğunluk artışı için gelmesin” diyor…
Özhaseki doğruyu gördü, birde Göksu görebilse
14 yıldır ilk defa bir Çevre ve Şehircilik Bakanı “İmar planlarıyla şehirlerde cinayet işleniyor. Kimse bundan sonra bize yoğunluk artışı için gelmesin” diyor…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 155 gündür görevde… Son bir aydır yaptığı açıklamalar ise alışılmışın dışında. Bugüne kadar daha çok muhaliflerin kullandığı kavramlarla durum tespiti yapıp neler yapacağını anlatıyor Özhaseki. Mesela, rant çetelerinin imar plan tadilatlarıyla işlediği şehir cinayetlerine dikkat çekip, “artık bunlar olmayacak” diyor.
İMAR ÇETELERİ BELEDİYE MECLİSLERİNİ KULLANARAK YOL ALDI
2013 yılına kadar imar çeteleri belediye meclislerini kullanarak yol aldı. Ancak işler ağır aksak ilerlemeye, “sorun çıkartan” meclis üyeleri ortaya çıkınca, devreye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sokuldu.
Temmuz 2013'te yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı istediği yerde herhangi bir şart olmadan plan – proje yapma ve ruhsat verme yetkisi aldı. Böylece hem muhalif partilerin yönettiği belediyeler hem de AKP'li belediyelerdeki muhalif meclis üyeleri etkisiz hale getirildi. Özellikle İstanbul ve İzmir'de CHP'li belediyeler tarafından yönetilen ilçelerde bakanlık tarafından gerçekleştirilen parsele özel imar plan değişiklileriyle yandaş iş adamlarına milyarlarca liralık rant yaratılmasının önü açıldı.
Avcılar'dan Kartal'a Bakırköy'den Şişli'ye Sarıyer'den Kadıköy'e kadar çok sayıda ilçede hormonlu binaların yükselmesini sağlayan imar planlarına sivil toplum kuruluşları, belediye meclis üyeleri ve duyarlı vatandaşlar dava açtı. Bu sırada hormonlu binalar ruhsat alıp inşaata başladı. O inşaatlarda işçiler “kazayla” öldü. Kent yağmasına karşı mücadele edenler terörist, konuyla ilgili yazı yazan – haber yapanlar vatan haini ilan edildi. Cinayetleri engellemeye çalışan belediye meclis üyeleri saldırıya uğradı, sokağa çıkan yurttaşlar; gaza boğuldu, copla
dövüldü, kör – sakat bırakıldı veya öldürüldü.
BU VAATLER UNUTULMAMALI
İmar planlarıyla ilgili davalar sürerken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yargı kararlarını işlevsiz bırakmak için aynı projelere yeni imar planları hazırladı. İdari mahkemeler yürütmeyi durdurdu, Danıştay imar planlarını iptal etti ama “yeni planlarla yola devam ediyoruz” diyen müteahhitler hiç durmadı ve hormonlu binalar tamamlandı. Özetle, bakanlık yardım ve yataklık ettiği için çok sayıda kent cinayeti girişimi başarıya ulaştı.
Özellikle 2006 – 2016 yıllarını kapsayan bu dönemin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları büyük önem taşıyor. Yoğunluk artışları nedeniyle kentlerde her gün alt yapı sorunlarıyla boğuşan, trafikte ömür dolduran yurttaşların Özhaseki'nin vaatlerini bir yer not etmesi gerekiyor.
İşte Özhaseki'nin gayrimenkul piyasasının dünü ve yarınına ilişkin dikkat çeken sözleri:
YOĞUNLUK ARTIŞI İÇİN GELMEYİN: Bizim bakanlık ‘paralel belediye meclisi' gibi çalışmış. İnsanlar ellerine almış parsellerini, ‘plan tadilatı istiyoruz' diye gelmişler. Yoğunluk artıran onlarca plan yapılmış. Kimse bundan sonra bizim Bakanlığımıza yoğunluk artışı için gelmesin. Bir tek Allah'ın kulu, eline parseli alarak bizim Bakanlığımıza gelmesin. Bizler belediye meclisine parayla çalışan bir örgüt değiliz.
RANT PEŞİNDE CİNAYET: Son dönemde belediye meclislerine gelen imar planı tadil miktarında büyük artış var. İnsanlar rant peşinde. Verilen yoğunluk artışlarıyla şehirlerde adeta cinayet işleniyor. Belediye Yasası'nda değişiklik yapacağız. Herkesi rahatsız eden şehirlerdeki planların bozulması, haksız yere yapılan tadilatlar gibi vatandaşların içindeki adalet duygusunu sarsan sorun alanları giderilecek.
ŞEHİRLER KATLEDİLİYOR: Yoğunluk artışları aslında birçok şehri katleden en önemli argümanlardır. Niye 5 katlı evler giderken birden bire aradan 25 kat yükselsin ki? Ne oluyor bütün parsellerdeki inşaat yoğunluğu 5 metreyken birisinin ki 25 metre olsun ki? Şehirlerimiz kimliksiz. Büyükşehirlere baktığımızda ‘Burada arabesk bir toplum yaşıyor' diyebiliriz. Bu şehirler bizi anlatmıyor, bize benzemiyor. Bizim geleneklerimizin çok dışında şehirler oluşuyor. Eğer bunları doğru planlayamazsak her şeyi birbirine karıştırırız, yaşayanlar da mutsuz olur.
Kentsel dönüşümde politika değişiyor
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul'da geçtiğimiz haftalarda müteahhitlerle bir araya geldi. “İnşaat sektörünün önü nasıl açılır, kentsel dönüşüm nasıl hızlandırılır” sorularına yanıt aranan toplantıda Bakan'ın açıklamaları kentsel dönüşüm konusunda politika değişikliğinin sinyalini verdi.
Özhaseki şunları söyledi: “İstanbul şöyle bir mantıkla yapılıyor dönüşüm. Bir var, iki verirsek biri müteahhidin biri oturan adamın. Kaç konut vardı, 5 milyon konut, çıkardık 10 milyon konuta. Ne olacak bu 10 milyon konut? İstanbul'un nüfusu 15 milyondu, 30 milyon olacak. Yolu çekmeyecek, okullar yetmeyecek ve acayip bir manzarayla karşı karşıya kalacağız. Yoğunluğa ihtiyaç yok. Bu şehirleri içinden çıkılmaz hale getiriyor. İnsanların idarecilere güveni sarsılıyor.” Görünen o ki, bundan sonra Fikirtepe'de olduğu gibi tarihte görülmemiş inşaat hakkıyla geniş alanlarda yoğunluk artışına gidilmeyecek…