Duruşmada ilk olarak, sanıklardan Çiğdem Mater savunmasını yaptı. “Bu iddianamede toplam 43 defa adım geçiyor, 10’dan fazlası aynı cümlelerin tekrarından oluşuyor” diyen Mater, iddianamedeki suçlamaların kes kopyaladan ibaret olduğunu söyledi: ‘Bunca insanın bu kadar ciddi suçlamayla yargılandığı bir yerde insan biraz daha özeni hak ettiğini düşünüyor. Suçlamaya uyan eylemin ne olduğuyla ilgili bir delille karşılaşılmıyor. İsmimin geçtiği yerlerde daha düz ifadeyle, film çekmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs ettiğim söyleniyor. Üstelik suçlama konusu olan film çekilmemiş bile. Sadece bu bile suçlamanın ne kadar mantık dışı olduğunu göstermeye yeterliyse de mesleğime dair açıklama yapmak isterim.”
FIRAT FISTIK / GERÇEK GÜNDEM
Duruşmada ilk olarak, sanıklardan Çiğdem Mater savunmasını yaptı. “Bu iddianamede toplam 43 defa adım geçiyor, 10’dan fazlası aynı cümlelerin tekrarından oluşuyor” diyen Mater, iddianamedeki suçlamaların kes kopyaladan ibaret olduğunu söyledi: ‘Bunca insanın bu kadar ciddi suçlamayla yargılandığı bir yerde insan biraz daha özeni hak ettiğini düşünüyor. Suçlamaya uyan eylemin ne olduğuyla ilgili bir delille karşılaşılmıyor. İsmimin geçtiği yerlerde daha düz ifadeyle, film çekmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs ettiğim söyleniyor. Üstelik suçlama konusu olan film çekilmemiş bile. Sadece bu bile suçlamanın ne kadar mantık dışı olduğunu göstermeye yeterliyse de mesleğime dair açıklama yapmak isterim.”
meslektaşım gibi Gezi parkı protestoları sırasında ortaya çıkan görüntülerin filme değişmesi gerektiğini düşündüm” diye konuştu.
Mater, Gezi davasındaki hakimlerden ikisinin 15 Temmuz darbe girişiminin de parçası olan karanlık bir dönemin aktörlerinden olduğunu söylerken “Biri Silivri’de biri de firari olan hakimlerin imzaları var. Bu hakimlerin imzalarıyla yargılanmamızı takdirlerinize bırakıyorum” dedi.
Avukat Ersan Şen, “Çarşı taraftar grubu dosyası olarak bilinen, Yargıtay’da bozulan davayla ilgili, ayrı esastan yargılamaya devam edilmesini talep ediyoruz” derken avukat Köksal Bayraktar da davaların birleştirilmesiyle ilgili şöyle konuştu: “Bu davaların birleştirilmemesi gerektiğini söyledik. Bu davalar niye birleştirilmiştir? Sebebi bellidir. Osman Kavala ve Gezi davasında sanık olan kişilerin, durumunu belirsizleştirmek, adeta sisler içerisinde yuvarlamaktır. Sebebi malesef müvekkilimizin tutukluluk halinin devamı içindir. Sebebi de şudur, 30. Ağır Ceza Mahkamesi hakkımızda beraat verdikten sonra 36. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamayı bitirirken bu birleşme yapılmıştı. Hiçbir zaman bir mahkeme, hem talep eden hem de adli tatilde karar veren bir mahkeme olamaz. Ne 36. mahkemeye ne 30. mahkemeye ne de size anlatabildik. Arkadaşlarımız hep usulden söz ettiler. 16. maddede hiçbir zaman usul kanunu cumhuriyet savcısına bu kadar değer vermemiştir. Ne 30’da ne 36’da ne mahkemenizde cumhuriyet savcısının önceden beyanını görmüyoruz. Suni bir birleştirmedir. Olayı daha büyütmek ve bunun içinden çıkılmaz olay haline getirmek içindir. Yanlıştır. Yargılamada açıklık, berraklık geçerlidir. Bunların hiçbiri şimdi yok. Ne fail yönünden ne de fiil yönünden beraberlik var.”
Osman Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Aytöre, şunları söyledi: “Sürekli bir klişe ve aynı gerekçelerle tutukluluğumuz devam etti. Hangi fiilden yargılanıyoruz? Bunun tarafımıza bildirilmesi gerekiyor, bize anlatılması gerekiyor. Biz yargılanamıyoruz. Adil yargılanma hakkımız elimizden alınıyor çünkü neyle yargılandığımızı bilmiyoruz. Hangi eylemle, hangi bilgi ve belgeyle suçlandığımızı bilmiyoruz, umarım sayın heyetiniz biliyordur. İddianamede hangi bilgiyi temin ettiği var mı, delil sırrının ele geçirmeye teşebbüs ettiğiyle ilgili bilgi var mı? Hayır yok. Casusluk faaliyetine karıştığı, karıştıysa hangi delillerle yaptığı var mı? Yok.
Hangi faaliyetlerinin gizli bilgi temin etme aşamasına geldiği var mı? Hayır, yok. Seyahat bilgilerine yer verilmiş. Bağlantısı var mı? Hayır, bu da yok. Henry Barkey’in nasıl casusluk yaptığı, telefonla veya yüz yüze görüştüğüne dair somut bir bilgi var mı? Yok. Bu kadar yokluk içerisinde 4,5 yıldır tutukluyuz. Burada amaç ne pahasına olursa olsun tutukluluğun sürdürülmesidir. Bu iddianame siyasiler okusun diye yazılmış. Siyasi ideolojiyle yazılmış. Öyle bir coşkuyla yazılmış ki hiçbir şey gözetilmemiş. Anadolu Kültür ile ilgili fesih davası açıldı ve reddedildi. Ama iddianame böyle demiyor…İddia makamı bir tane soru sormaz mı? Henry Barkey’i tanıyor musun diye bile sorulmadı. Yargılama yapmıyorsunuz. Siyasi parti toplantılarında, basın açıklamalarında yargılanıyoruz. Mahkemenin tarafsızlığı sonlanmış, bir siyasi görüşe taraf olmuştur. Yargılamadan çekilmenizi talep ediyoruz.”
Gezi davasında Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verildi. Gezi ve Çarşı davaları ayrıldı. Gezi davasının bir sonraki duruşması 21 Mart'ta görülecek.
FIRAT FISTIK / GERÇEK GÜNDEM