Kadıköy’den Hüseyin Sağ, Esenler’den İnş. Müh. Mustafa Usta neden göreve çağrılmıyor. Onlar halk için, partinin menfaatleri için darp edildiler. Onlar kelle koltukta mücadele verdiler, imar
İmamoğlu’nun rakibi belli ki Erdoğan değil, Göksu’dur. O zaman “deyim yerindeyse” sahaya süreceğin 11’i Göksu’ya göre seçeceksin. Bilgi birikim liyakat sahibi olan, Kadıköy’den Hüseyin Sağ, Esenler’den İnş. Müh. Mustafa Usta neden göreve çağrılmıyor. Onlar halk için, partinin menfaatleri için darp edildiler. Onlar kelle koltukta mücadele verdiler, imar yolsuzluğunun, gerici yapılanmaların korkmadan, taviz vermeden üstüne gittiler.
Onlar ve onlar gibi niceleri partinin gazileri ve kurşun askerleri. Onlar ve onlar gibi partinin emekçileri, yıllarını partiye vermiş, bilgi ve birikimleri ile dolu dolu olanların arkasında olan güç halk gücü, egemenlerin gücü olmadığından, yaptıkları emek mücadeleleri yok sayılarak kenara itildiler.
Kaybeden CHP oldu, halk oldu… Yapılan saygısızlık ise emeğe yapılmış oldu. Meydan ise kirliliklerle dolu olanların kapalı salonlarda “Göksu” gibilerinin şov yapmasına cevapsız kalındı. Ya yerel basın, onların yüreklerinde hep halkın iktidarı var. Neden bu gönüllü ordusunun görüşlerini dikkate almıyorlar? Bu ülkede 40 gün “Yunan” konuşuldu, siyaseti bu kulvara yönlendirenlere bir selam yeter. Bu basın emekçileri sizi o koltuklara getirmek için birçok bedeller ödediler ama siz bedel ödemeyen emek hırsızlarını ödüllendirdiniz. Sizler için kimseyle kavga yapmaya değmezmiş demek “bize göre değil…” Bizi zorlamayın…
Esenler’de Göksu’nun neler yaptığını, neler yapmak istediğini bilgisiz kara cahillerden öğrenmeye kalkarsan, adama öyle çakarlar. Çakarlar adama liyakatsiz kadrolarla yola çıkarsan, ajandası olmayan düzenin iyi çocukları ile ama boş “teneke” gibi ses çıkaranlarla veya cevap verecek takati olmayan başkan vekilin, bilgi taşıyamayan ilçe başkanların var oldukça… Her ilçeye liyakat komisyonları kurmazsan böyle mahcubiyetler yaşarsın yaşatırsın…
Sokağın sesini dinledim, mahallelerde hemen hemen her kesimden olanlarla konuştum. İBB iştiraklerine yapılan bazı atamalarla ilgili, İmamoğlu’nun seçilmesi için çalışan tüm kesimler tepkili… Basında yazılanlar, yapılan uyarılar İmamoğlu’nu hiç mi hiç etkilemiyor. O bildiğini okuyor, söz dinlemiyor… Öyle ki İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu “yaptıklarınız yanlıştır elbet bir gün bedelini ödeyeceksiniz” dedi. Bizde diyoruz iktidar olmak önemli değil iktidarda kalmak başarıdır. Bu kadrolarla kalmak zor. Bu kadrolar içe dönük Aslan, dışarıya Kedi.
İBB’de ve ilçe belediyelerde geçmişten günümüze kadar CHP’nin seçilmiş, görev yapmış meclis üyelerine “yenilip, içilemeyecek” bir şekilde çakan AKP gurup başkanına, İmamoğlu’nun verdiği cevap partinin yetkin ve etkinleri tarafından “yalanıp yutulacak mı?” Bekleyip göreceğiz. Göksu’ya cevap öyle olmamalıydı…
İmamoğlu’na ya bilgi akışı yapılmıyor, ya da İmamoğlu yumuşak siyasetle AKP’lilerin yüreğini okşamak, onlarla bağdaş kurmak istiyor. Yani kendisi iktidar ama gereğini AKP’lilerin yapmasını çare görüyor. İmamoğlu sarayın emir kullarını, tarikatçı ve cemaatçilerin telkinleri ile insanlığa bakan, yandaşlarına hizmette kusur yapmayan, dini siyasallaştıran bu yapılarla, seçtiği, seçtirilmesine sesi çıkmayan emekten yana olmayan mevcut kadroları ile baş edemeyeceğinden Göksu’ya verilecek cevabı veremediği gibi tüm CHP’lilere bir güzel çaktı…
Yıllarca CHP’nin savunuculuğunu yapan İETT çalışanlarının, sürgünlerden sürgün yediği dönemin bittiğini beklerken, birilerinin torpili ile değişmeyen, değiştirilmeyen roller yüzünden o ve onlar gibi umutla bekleyen partili emekçilerin feryadı kulakları çınlatıyor… Ya şu yardım paketleri “adaletsizce” paketlerin içinde mezhepler var, etnisite var, yoksulun bölgesel ayrımcılığı var, engellilerin, engellere takılmışlığı var. Bir siyasi partinin iştiraklerde olmaması sonucunda yok sayılması var. Yandaşı olana parti egemenlerinden çifter koli var…