Ortak Yaşamı Geliştirme Vakfı Başkanı Yusuf Doğan, “Genç bilim insanı ödülü” töreni öncesinde ANLATTI… DEĞER VERDİĞİ, YOLDAŞLIK ETTİĞİ ARKADAŞLARINI. Hem de hiç susmadan, yüreğine düşen ateşe aldırış etmeden, gözlerindeki ıslaklığı gizlemeye çalışarak, duygu dolu sözlerle anlattı yoldaşı Avukat Fehmi İlhan’ı, anlattı hayata çok ergen elveda diyen vakfın üyesi sevdiği canları. Duygu dolu sözlerle, duygulandırdı herkesi, dinleyenlerin buğulandı gözleri, burkuldu kalpleri, dinleyenler gittiler çok uzaklara, başka dünyalara.
Vakfın Başkanı Yusuf Doğan, “Fehmi İlhan, İnsanın İnsana Kölelikten Kurtulması, Sömürgeciliğin Kurutulması,” kavgasının önder savaşçılarındansın” diye başladı sözlerine.
Ortak Yaşamı Geliştirme Vakfı Başkanı Yusuf Doğan böyle devam etti sözlerine, “Bu savaşın binlerce yıldır sürdüğünü, bir süre daha sürecek olduğunu iyi bilenlerdensin.
“Oldukça yol alındı ama daha alınacak uzun bir yol var,” diyenlerdensin.
Tarih boyunca adın Aristonikos oldu, Spartaküs oldu, Şeyh Bedrettin oldu, Pir Sultan Abdal oldu. Mustafa Kemal oldu, Che Guevera oldu, Deniz Gezmiş oldu.
Her biri saldırdı sömürücülerin, sömürgecilerin üstüne.
Bu yolda düşenler oldu, ölenler oldu.
Nazım resmetti ölenleri:
Ölenler dövüşerek öldüler,
Güneşe gömüldüler.
Akın var güneşe akın,
Güneşi zapt edeceğiz,
Güneşin zaptı yakın!
.jpg)
“Güneşin Zaptı” savaşında sen dövüşerek yaşadın.
Örgütlü toplumun yaratılmasının, kölelikten kurtuluş için olmazsa olmaz olduğunu iyi biliyordun.
68 Kuşağı’nın içindeydin.
Can Yücel’e;
En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu,
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi.
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun! dedirten Deniz Gezmiş’in arkadaşı, yoldaşıydın.
1973, İstanbul Yüksek Öğrenim Kültür Derneği (İYÖKD) kurucularındandın. Genel başkanlığını yaptın.
Esenler CHP Kurucu İlçe Başkanı’ydın.
Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) Kurucu Üyesi,
Malatya Kale Aluçlu Eğitim Kültür Vakfı Başkanı,
Ortak Yaşam Vakfı Kurucu Üyesi ve İkinci Başkanı’ydın.
Hani 93 Savaşı’nda, Balkan Savaşları’nda, 1915’te yurtlarından edilen, yollarda öldürülen insanları anlatan bir türkü var, sevdiğin. O türküde sütü kuruduğu için ölen dört aylık bebesine, gelin annesinin söylediği bir dörtlük var içini, içimizi yakan:
Küçücüksün ölemezsin
Kefen bile giyemezsin
Kaldın karlı dağ ardında
İstesen de gelemezsin.
“Bu bebeği öldürenler engereklerdi,” derdin. “Ekmeğimize aşımıza göz koyanlardı,” derdin. “Onları insanlık defterinden sileceğiz,” derdin.
Fehmi, ölmedin!
Ölemezsin.
Özgürlük savaşımı, insan olma savaşımı, “Yârin yanağından gayrı her şeyde ortak olma,” savaşımı bitmedi ki ölesin!
Pir Sultan izin vermez ölmene. İşaret parmağını sallar yüzüne,
“Ölmez imiş bizim için ölenler!” der sana da.
Biliyoruz, dinleneceksin,
Safının boş kalmayacağını bilerek.
Ey güzel insan!
Ey güzel dost!
Örnek yoldaş!...
Işıklara belenerek dinlen!
Savaşımız güçlenerek sürecek.
Türkü dinleyenler, sevdiğin, “Kürdün Gelini”ni de dinleyecek seni anımsayarak.
Yusuf Doğan Ortak Yaşamı Geliştirme Vakfı Başkanı
