Bizde demokratik yollarla iktidarın yanlışlarını sokağa taşıyamayan korkak bir muhalefet var. Kılıçdaroğlu ve yönetimiyle sokaklar hep sesiz… İktidar zor durumda olduğu halde ahali muhalefeti çare görmüyor.
Geleceğin yeniden tasarlanması, halkın ihtiyaçlarına gerekli cevap verilememesi, sokakların, fabrikaların, işçilerin, öğrencilerin, tarım işçilerinin ihtiyaçlarını, mevcut sistemin karşılayamayacak durumda olması, iktidarın bitmesi, iktidar karşıtlarının iktidar olmasını sağlar. Ama bizde böyle olmuyor. Bizde demokratik yollarla iktidarın yanlışlarını sokağa taşıyamayan korkak bir muhalefet var. Kılıçdaroğlu ve yönetimiyle sokaklar hep sesiz… İktidar zor durumda olduğu halde ahali muhalefeti çare görmüyor.
Bizde ki muhalefet varlığı ile yokluğu belli değil, yönetim kadroları ve CHP örgütleri toplum içinde yoklar, bunun sonucu birileri, “Allah bu muhalefetten razı olsun” diyor. Sen parti içinde emek verenlerin emeğini savunamıyorsan, yarın iktidar olduğunda halkın menfaatlerini savunacağına ben inanmıyorum. Sen kimsin Kemal Kılıçdaroğlu, kimin adamısın… Kendinden ve etrafını sarmalayan mirasyedilerden başka kimseyi CHP’li görmeyişin bu sözü gerçek CHP’lilere söyletiyor. Salı günleri söylediğin sözler, yaptığın tespitler kısmen de olsa doğru,” yanlış söylemlerini saymazsak” bile söylemlerinle toplumda heyecan yaratamıyorsun. Çağdaş sosyal demokrat partilerde, tek seçimde bile yenilen Genel Başkan ve Yönetimi derhal istifa ederken, CHP gibi sosyal demokrat olduğunu söylediğin bir partide, bilmem kaç kez yenilirsen yenil, başarısız olursan ol, parti içi iktidarlarını sürdürme kararlılığında inatlaşman, bu inatlaşmaya rağmen ülkeyi yönetmeye aday olmaman neyin nesi?
CHP gibi partilerde gitmek istemeyenleri, başarısız olanları, iktidar olmak istemeyenleri (kaset vb) olağan üstü koşullar oluşmadan göndermemek alışkanlık oldu. Sistem böyle çalışırsa CHP ile iktidar olmak hiçbir baharda gerçekleşmeyecek. CHP’ye verilen oylar: kerhen(isteksizce) ve mecburiyetten verilmektedir. Birçok seçmen de sandığa gitmemektedir. Bu durum iktidara büyük avantaj sağlamaktadır. Eğer sistem tıkanmışsa, gelir dağılımında, hak dağılımında adaletsizlik varsa, özgürlükler kısıtlanıyorsa, yönetim aygıtı ise bu adaletsizlik ve kısıtlamalara çare olmak yerine zora ve baskıya başvuruyorsa, toplumun yeniden inşası için arayışlar da başlar.
Yeniden tasarımın nasıl şekilleneceği ise siyasi parti liderlerinin güçlerine ve niteliklerine bağlıdır.18 yıl önce iktidara gelen AKP, böyle giderse ve böyle yumuşak muhalefet olduğu sürece yine iktidar olur. RTE’nin dümen suyuna giden, düzenin çarklarına takılan muhalefet bu adamla başa çıkamaz. Tek adam yine tek geçilir, rakibi ise muhalefet değil, Kılçdaroğlu ise hiç değil. Sayın cumhurbaşkanının ve AKP’nin rakibi bana sorarsanız Azrail.
Biz kimiz… Yerel gazetecilik; zor ama meşakkatli bir iştir. Yerelde gazetecilik yapanın yüreği CHP’liler gibi korku sarmalı ile değil, yerelde yaşayanların çilesini omuzlarında taşımaktır. Halkın uğradığı haksızlıklara direnmekle, haksız kazanımlara, ballı kaymaklı ihaleler yolu ile arsa rantı kovalayan sermayedarlara eyvallah demeden muhalefete bile muhalif olmaktır bizim kulvarda gazeteciliktir.
Halkın çıkarlarını her şeyden üstün görmek, emeğin yüceliğine saygı duymak, eşitsizliğe karşı koymak, adaleti savunmak, savaş değil barışı istemektir gazetecilik. Ülkenin yer altı – yerüstü zenginliklerini talan edenlere, yarınlarımızı üç beş hırsıza peşkeş çekenlere, doğayı tahrip edenlere, erkek şiddetine karşı kadınları, istismara karşı çocukları sayfasında yüreklice, ürkmeden, taraf olmadan yazmaktır, eğilmeden – bükülmeden ilkeli duruştur gazetecilik. Yani yanlış yapana yanlış yapıyorsun diyebilmektir gazetecilik. Ben böyle dediğim için tarafınızca sevilmediğimi biliyorum ve bu yazımla daha fazla sevgisiz olacağımı bile bile yazıyorum…
Peki, bahsedilen olumsuz durum nasıl giderilebilir? CHP’deki bu düzen değişir mi değişmez mi, ister inanın ister inanmayın ama ben yazacağım…
