Müftü Şekerci'den din adamlarına örnek sözler

Müftü Şekerci

“Nice ekinleri, muhteşem konakları da bıraktılar. Zevkü sefa sürdükleri sayısız nimetleri de bir anda terk edip gittiler. Esenler Müftüsü Halil Şekerci, Yunus Emre’den de örneklerle süslediği k&o

Müftü Şekerci’den din adamlarına örnek sözler

“Nice ekinleri, muhteşem konakları da bıraktılar. Zevkü sefa sürdükleri sayısız nimetleri de bir anda terk edip gittiler. Biz de onları başka bir topluma miras bıraktık” diyen Esenler Müftüsü Halil Şekerci, Yunus Emre’den de örneklerle süslediği köşe yazısında şu ifadelere yer verdi;

Yeni Yıl ve Müslümanlar  
Ömrümüzden koca bir sene daha geçti, gitti. Geriye dönüp bakarsak ömrümüzden bunun gibi daha nice yıllar geçti. Çocukluğumuz, güzelim gençlik yıllarımız sanki bir yaz yağmuru gibi geldi geçti, hayal gibi. Şair ne güzel söylemiş: Geldi geçti ömrüm, yel esip geçmiş gibi hele bana şöyle geldi, göz yumup açmış gibi. Biz dünyada kalmıyoruz, sadece dünyadan geçiyoruz, bizden öncekilerin gelip geçtiği gibi.

Yüzyıl önce bizler dünyada yoktuk, ama başka insanlar vardı. Bir zaman gülen, konuşan, bir ömür süren o insanlardan şimdi eser yok. Sanki hiç bu dünya ya gelmediler, sanki hiç yaşamadılar. Çok değil en fazla yüz sene sonrasına hayalen bir gidelim. Şu an yeryüzünde hayat süren insanlardan hemen tümü olmayacak, ama yerimizde başka insanlar olacak. Gülecek, eğlenecek, sohbet edecekler, ama biz olmayacağız, koca bir ömür sürdüğümüz bu dünyada belki de hiç kimse bizi hatırlamayacak. Yıllarca özenle baktığımız vücudumuz, azalarımız toprakta toprağa dönüşmüş olacak.  

Sanki adı DÜNYA olan bir trene binmiş gidiyoruz. Bu tren durduğu istasyonlarda yolculuğu sona eren kimi yolcuları indirir, yeni yolcular alır ve  yoluna devam eder. Fakat hiç kimse bu trene hangi istasyon da bineceğini ve nerede ineceğini de bilemez. Evet bu yolculuk ne zaman başlar, ne zaman, nerede, nasıl biter bilemeyiz, ama bir gün vakti gelince bizi bu dünya treninden indirirler. Öncekilerin indirildiği gibi.

Cenabı Allah Kuran'da geçmiş milletlerden, insanlardan bahseder: ’Onlar nice bağları, pınarları bıraktılar. Nice ekinleri, muhteşem konakları da bıraktılar. Zevkü sefa sürdükleri sayısız nimetleri de bir anda terk edip gittiler. Bizde onları başka bir topluma miras bıraktık.’(Duhan/25-28)  
Şair Yunus ne güzel demiş:  

‘Bak bu senden evvel gelenler, kimi kul, kimi sultan olanlar. Dünya benim mülküm deyip gezenler, ecel şerbetin içmiş haberin var mı? Hani o güneş yüzlüler, hani o şirin sözlüler? Toprak almış bunları, hiç belirmez nişanları.’

Evet, ömrümüzden bir yıl daha geçti. Kaçınılmaz sona doğru biraz daha yaklaştık. Mutlaka çıkarılacağımız büyük mahkeme günü için ne hazırladık. Sonsuza dek sürecek olan Ahiret hayatı için ne yatırım yaptık? Yaşadığımız hayatın, yaptığımız işlerin. konuştuğumuz sözlerin hesabını kolayca verebilecek miyiz.? Haşr suresi 18.ayette Cenabı Allah: ’Ey iman edenler! Allaha karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allaha karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. ’buyurmaktadır.

Yılbaşı Hz. İsa’nın doğum günü ise bir peygamberin doğum gününü içkiyle, israfla, taşkınlıkla kutlamak hiçbir dinde doğru olmasa gerek. Hele günümüz dünyasında milyonlarca insan açlık ve susuzluktan ölürken yılbaşı kutlamaları adına yapılan lüzumsuz ve büyük israflar, yer yüzü kendilerine emanet edilen ve en şerefli varlık diye vasıflanan insanların insanlığına hiç yakışmıyor. Yapılan bu israflar açlıktan kırılan insanları kaç kez doyurur. O sefalet ve çaresiz kalmış milyonlarca insana hayat verir, can verir.

Her şey bir yana bir Hristiyan inancı ve kültürü olan yılbaşı kutlamalarıyla Müslümanların ne işi var? Kendi kültüründen, inancından haberi olmayan Müslümanların bir Hristiyan  kültürüne onlar kadar, hatta onlardan fazla ilgi duyması, Millet olarak ne hale düştüğümüzü göstermiyor mu?
Sanki bizde adam yokmuş gibi bir ay öncesinden çocuklarımızın beynine nakşedercesine Noel baba işleniyor. Sokakta noel baba, tv’lerde, her yerde Noel baba.
 
Bizim binlerce yıllık tarihimiz, on binlerce destanlaşmış büyük insanlarımız var. Bu milletin Noel baba gibi ne olduğu, kim olduğu, hatta yaşayıp yaşamadığı belli olmayan birini bu kadar tanıması gerekmez.

Bu Milletin evlatları HZ.MUHAMMED a.s.'ı tanımalı O'nu kendine  idol almalıdır. Fakat ne yazık ki, çocuklarımız Noel’i tanıdıkları kadar kendi Peygamberini, ecdadını tanımaz hale geldi, getirildi.
Acaba Hristiyan Alemi bizim onların kültürlerine özenmemizin %1 kadar bizim kültürümüze özeniyorlar mı, özenmeden geçtik, acaba merak ediyorlar mı?  

Evet çocuklarımız, imanlı, hayalı, ahlaklı olmalı, vatanını, milletini sevmeli, Peygamber a.s.v ve Onun sahabilerini tanımalı, Hz.Ebubekiri, Ömeri, Osmanı, Allah’ın aslanı Ali’yi tanımalı onların hayatını bilmeli.Bunun yanında Fatih'i, Yavuz'u, Alpaslan'ı, Selahaddin Eyyubi'yi…Abdülkadir Geylani'yi, Mevlana'yı, Ahmet Yesevi'yi de bilmeli ecdadıyla, tarihiyle, inanç ve kültürüyle iftihar etmelidir.  

Gençlerimiz Sarıkamış şehitlerini, Çanakkale kahramanlarını yad etsin, Malazgirt, Niğbolu ve daha nice unutulmaz destansı zaferleri hatırlasın, iftihar etsin. Bu duygu ve düşüncelerle önümüzdeki nice yılların hayırlı ve güzelliklerle geçmesini tüm insanların sevgi dolu, savaşsız, kavgasız bir dünya kurmasını, barış ve huzur içinde olmasını Cenabı Allahtan diliyorum.

Halil ŞEKERCİ/ Esenler Müftüsü



  • Cuma 15.6 ° / 10 ° false
  • Cumartesi 16.1 ° / 9.6 ° Güneşli
  • Pazar 13.7 ° / 2.7 ° Orta kuvvetli yağmurlu