Mehmet Ağar, Türkçe Olimpiyatları'nda Fethullah Gülen'e övgüler düzüyordu

Mehmet Ağar, Türkçe Olimpiyatları

Eski ANAP Genel Başkanı Mumcu, İndependent Türkçe'ye verdiği röportajda eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Eski ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, İndependent Türkçe'nin sorularını yanıtlarken; organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları ile Türkiye'nin gündemine oturan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Mumcu, Mehmet Ağar'ın Türkçe Olimpiyatları'na katıldığını belirterek, ''Anavatan Partisi'nin, Demokrat Parti'ye katılma kararı almak amacı ile topladığı Genel Kurulu'na Mehmet Ağar gelecek ve o günkü -Demokrat Parti tüzel kişiliğinin yasal temsilcisi sıfatı ile- bu birleşmeye dair taahhütlerini ilan edecekti. Gelmedi. Peki, gelmeyip ne yaptı? Türkçe Olimpiyatları'na gidip Fethullah Gülen'e övgüler düzdü. Aynı saatlerde binlerce insan kongre salonunda Mehmet Ağar'ı söz verdiği gibi bir beyanda bulunması için beklerken, o gidip Fethullah Gülen'e övgüler düzen konuşmalar yaptı'' ifadelerini kullandı. 

Değişen hiçbir şey yok demek belki fazlaca bir iddia olur. Ama esasta değişen bir şey olmadığını siyaset-mafya ilişkilerinin temelini kuran anlayışın hala, hem ülkemizde hem de dünyanın pek çok ülkesinde yürürlükte olduğunu söyleyebilirim. Milletvekilliğimin birinci yılı henüz dolmamıştı. 3 Kasım 1996'da Susurluk olayı cereyan etti. O gün de toplum açığa çıkan gerçeklik karşısında infiale kapılmıştı. Sonra olaylar neredeyse bir yerli dizi dramaturjisinde devam etti. Ve sezon finali 'derin devlet' gizemi ile yapıldı. Şimdi neredeyse tıpatıp aynı karakterler, ama bazı rollerde yeni oyuncuların olduğu, bazı rolleri hala eski oyuncuların oynadığı bu dizi devam ediyor. Ama buna bir dizi derken, konunun toplum bilincine aktarılış biçimini eleştirmek amacı ile söylüyorum. Yoksa gerçek hiç de öyle filmlerdeki gibi değil. Yani filmlerdeki yalan dünyada olduğu gibi, siyaset, mafya, sermaye ilişkilerinin aktarıldığı toplam senaryo da aşağı yukarı aynı yalan dünyanın bir parçası. 

Bir kere 'kıtlık ekonomisi' diye bir kavram var. Bir şey kıtsa ya da kıtlaştırılmışsa karaborsası oluşur. Karaborsası oluşan her şeyden, seçilmiş veya izin verilmiş birileri büyük servetler edinirler. Kıtlığı çekilen şeyler hakkında konuşmayacağım. Ama kıtlaştırılmış, yani 'yasalarla yasaklanarak kıtlaştırılmış' silah, uyuşturucu gibi şeylerin ticareti, bürokrasi ve siyasetin kendi halkından para çalması gibi alanlarda oluşan çok büyük rantların sevk ve idare edilmesi, onlara paydaş olunması, çok uzun zamandan beri süregelen uluslararası ölçekte kurulu bir sistemdir. Yani şunu bir daha söyleyelim, kesinlikle her şey sadece Türkiye'de olup bitmiyor. Nasıl ki bazı suçların gettolarda işlenmesine göz yuman idareciler varsa, dünya sisteminin de 'gettoları' olan ülkeler var. Bazı suçların işlenmesine göz yumuluyor.