Tarih: 24.08.2014 13:46

Mahkeme reddetti, köylüler kazandı

Facebook Twitter Linked-in

Artvin’in Şavşat ilçesindeki Arpalı Deresi üzerinde kurulması planlanan 7,32 megavat kurulu gücündeki Susuz HES için verilen ret kararı Danıştay tarafından bozuldu

Susuz HES için Bakanlığın verdiği ‘ÇED Olumlu’ kararına karşı 74 köylü tarafından yaklaşık 3 yıl önce Rize İdare Mahkemesi’nde açılan ve Mahkemenin 26.07.2012 tarihinde reddettiği dava, aradan geçen 2 yılın ardından Danıştay 14. Dairesi tarafından bozuldu. Köylüler, Susuz HES için verilen ÇED’in yürütmesini durdurma ve iptali için yeniden Rize İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.

Davada başa dönüldü ama doğa katledildi

Davanın ve köylülerin avukatı Halis Yıldırım, davada yeniden 2 yıl önceki duruma dönüldüğünü ancak hukuk dışı bir kararla geçen 2 yılı aşkın sürede sürdürülen HES çalışmaları nedeniyle doğanın katledildiğine dikkat çekti.

Önce yürütmesi durduruldu

Şavşat’ın Arpalı Deresi üzerinde Omega Enerji şirketi tarafından yapımı planlanan 7,32 megavat kurulu gücündeki Susuz Regülatörü ve HES projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2011 yılı Ağustos ayında ‘ÇED Olumlu Raporu’ verdi. Bölgede yapımı planlanan HES’in önünü açan bu kararın, 28 köyü susuz bırakacağını öne süren 74 köylü, Rize İdare Mahkemesi’nde ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ davası açtı. Davanın açılmasının ardından ‘ÇED Raporu’ için ‘yürütmeyi durdurma’ veren Mahkeme, ‘dava konusu uyuşmazlığın özelliği, çevreye etkileri ve projenin kapsamı dikkate alındığında ileride telafisi güç zararlar doğurabilecek nitelikte olmasına’ vurgu yaptı.

Bilirkişi incelemesinden sonra ret

artvin_hes_24ağustosDaha sonra bilirkişi incelemesi yapılmasına karar veren mahkeme, yapılan bilirkişi incelemesi ve hazırlanan bilirkişi raporuna karşın; ‘davanın süresi içerisinde açılmadığına’ hükmederek, davayı reddetti.

Rize İdare Mahkemesi’nin, ‘dava açma süresinin Valilik ilan panolarından yapılan ilanlarla başlayacağı, bu ilanlardan sonra idareye başvuru yöntemiyle tekrar dava açma süresinin başlamayacağı’ yönündeki kararının ardından köylüler Danıştay’a itiraz etti.

Danıştay Bozdu!

Danıştay 14. Dairesi, yaklaşık 2 yıl süren inceleme sürecinin ardından Rize İdare Mahkemesi’nin ret kararını, “Valilik tarafından yapılan ilanın, projenin yapılacağı köylerde yaşayan davacılar açısından dava açma süresini başlatmayacağı ve tesisin yapıldığı köyde, köy halkını ve diğer ilgilileri konuyla ilgili bilgilendirmeye veya durumdan haberdar etmeye yönelik duyuru yapıldığına ilişkin tutanaklar dosyada bulunmadığı” gerekçesiyle bozdu ve dosyayı yeniden mahkemeye gönderdi.

ÇED raporu bölgeden habersiz

Davanın ve köylülerin avukatı Halis Yıldırım, söz konusu proje kapsamında enerji nakil hatları ve beton santrali de planlandığını ancak bunların ’ÇED Raporu’ sürecinde çevresel etkilerinin tartışılmadığını belirtti.

Susuz HES ÇED raporunun birçok noktadan hatalı ve eksik inceleme ile hazırlandığını öne süren Yıldırım, “Proje kapsamında HES şirketi ve ÇED Raporunu hazırlayan firma tarafından yapılan araştırmalarda ilk önce 3 tür endemik bitkiye rastlandığı belirtilmişti. Halkın HES’lere karşı harekete geçmesi ile söz konusu firmalarca ÇED raporunda endemik türlerin sayısı 15’e çıkartılmıştı. Ancak bu bile bölge gerçeklerini yansıtmıyor. Maalesef bugüne kadar bölgenin flora ve faunasında yapılmış ciddi bir bilimsel araştırma yok. Yapılacak araştırmalarla bölgede daha fazla endemik tür, Bern ve IUCN kapsamında canlı olduğu tespit edilecektir” dedi.

Susuz HES, 28 köyü de susuz bırakacak

Susuz HES projesinin vadideki 28 köyü ilgilendirdiğini ve köylerden 8’inin Ardanuç, 20’sinin ise Şavşat’a bağlı olduğunu kaydeden Yıldırım, “Susuz HES, Arpalı Deresi ve yan kollarından içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını karşılayan köylülerin de dere suyu ile olan ilişkileri tamamen kesecektir. Arpalı Deresi ve yan kollarında yapılmak istenen tek proje Susuz HES değildir. Bunun dışında 3 HES daha projelendirilmekte. Bu projelerin hayata geçmesiyle bugün dahi zor olanaklarla karşılanan içme ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanamaz hale gelecektir. Bu noktada ne Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın, ne de bir başka kurumun, su ihtiyacını düzenleyen, tespit eden bir planı bulunmamakta; bölgenin su kanalları ve kapasitesi tam olarak bilinmemektedir” dedi.

Açıklamasında ayrıca projenin hayata geçmesiyle Arpalı Deresi’nden alınacak olan suyun bir başka vadiden akan Mansurat Deresi’ne aktarılacağını ve bu şekilde Arpalı Deresi’nin doğal güzergâhının değiştirilerek birçok köylünün sudan yararlanma hakkının ellerinden alınacağına vurgu yapan Yıldırım, “Danıştay’ın kararı ile projenin yapılacağı köyde yaşayan insanlar yönünden ilanın yapılmamış olduğuna karar verilmiştir. Bu sayede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tesis edilen ÇED olumlu kararındaki hukuka ve bilime aykırılıklar esastan incelenecektir. Yatırımcı şirketin karar sonucu beklemeden proje inşaatına başlayarak giriştiği doğa katliamını engellemek amacıyla bugün itibariyle Rize İdare Mahkemesi’nden yeniden yürütmeyi durdurma kararı istenecektir” dedi.

İçtihat belirsizliği

Bilindiği gibi daha önce Rize İdare Mahkemesi başta olmak üzere bölgedeki diğer mahkemelerde açılan davalarda Bakanlık yetkilileri ve HES şirketleri ‘zamanaşımı’ üzerinden itirazlar yapıyor ve bu itirazlar mahkemeler tarafından reddediliyordu.

İtirazların reddedilmesinin ardından Danıştay’a yapılan başvurularda Danıştay 6.Dairesi, Anayasanın ilgili maddelerine göndermelerde bulunarak, ‘yurt genelindeki herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve sorumlulukları gereği bu tür konularda dava açabileceği ve ÇED süreci gibi süreçlerde projelerin yapılacağı alanlar, yerleşim birimleri ve çevresinde yaşayanlara bizzat elden ve imza karşılığında duyuru ve bildirim yapılması gerektiği’ yönünde emsal ve içtihat oluşturacak bir karar vermişti.

Bu sürece kadar yurttaşlar ve köylüler, ‘Bilgi Edinme Yasası’ uyarınca ilgili kurum ve kuruluşlara yaptıkları başvurular sonrasında aldıkları yanıt tarihinden 60 günlük süre içerisinde dava açabiliyorken; daha sonra oluşturulan Danıştay 14.Dairesi, yaşanan bu süreci tamamen değiştirdi. Daireye HES şirketleri tarafından yapılan itiraz sonrasında, ‘söz konusu projelerle ilgili yapılan gazete ilanları, Valilik ve belediyelerde yapılan ilan duyurularla herkesin haberdar olduğunun kabul edildiği ve dolayısıyla dava açma sürecinin başlamış olduğu’ içeriğindeki kararla davaların seyri değişti.

Danıştay 14. Dairesi’nin bu kararının ardından çeşitli bölgelerde HES’lere karşı açılmak istenen birçok dava ‘süre aşımı’ nedeniyle iptal edildi. Açılmış olan birçoğu da Susuz HES davasında olduğu gibi reddedildi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —