2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto eden Hopalılara yönelik polis saldırısı sırasında kullanılan yoğun biber gazı nedeniyle hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle ilgili, olay tarihinde Hopa Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 8 polis hakkında taksirle öldürme suçlamasından dava açılmış ve Hopa 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24 Aralık’ta duruşma yapılması kararlaştırılmıştı. Mahkeme, duruşma günü belirlendikten sonra bir anda kararını değiştirerek davanın Hopa’da görülmesinin “kamu güvenliğini tehlikeye atacağını” iddia ederek davanın nakli için gerekli yazışmaların yapılması için Hopa Savcılığı’na müzekkere yazdı.
Mahkeme, duruşmanın basın yayın organları aracılığıyla gündemde tutulması nedeniyle kamuoyu tarafından takip edildiğini ve duruşma günlerinde güvenlik güçleri ile Hopalıların karşı karşıya gelme olasılığı bulunduğunu iddia etti ancak bu iddiasına dayanak olarak herhangi bir bilgi ve belge sunmadı. Adalet Bakanı tarafından mahkemenin talebinin uygun görülmesi durumunda Yargıtay tarafından davanın başka bir ilde görülmesine karar verilebilecek.
Hopa Halkevi bir basın açıklaması yayımlayarak mahkemenin Metin Lokumcu davasını Hopa’dan kaçırma girişimine tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
…2011 yılı 31 Mayıs’ında gazlarla, TOMA’larla, çevik kuvvet polisleri ve özel kuvvetleriyle Hopa’yı ablukaya alıp bizden Metin Lokumcu’yu alanlar karşısında sessiz kalacağımızı mı düşünüyorsunuz.
Evet Hopa Halkı duyarlıdır katillerden ve sorumlulardan hesap sorma iradesindedir.
9 sene önce Hopa Meydanı’nda deresine, suyuna, yaşam hakkına sahip çıkan Hopalılar; kendilerinden kaçırılmak istenen bu dava nereye kaçırılırsa kaçırılsın takipçisi olacak cürete sahiptir.
Hopalıların kalbi halen Metin Lokumcu ile birlikte atıyor.
Bu davayı Hopalıların vicdanı, adaleti ve mücadelesinden kaçıramayacaksınız!
Dosyanın nakledilmesi talebini Sendika.Org’a değerlendiren dava avukatlarından Av. Sercan Aran, benzer kaçırma girişimlerinin Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Gazi Katliamı Davası ve Uğur Kaymaz Davası gibi faili güvenlik güçleri olan pek çok davada görüldüğünü belirterek davanın kamuoyunca takip edilmesinin ve propaganda yapılmasının hukuken geçerli bir kriter olamayacağını ifade etti.
Yüz yüzelik ilkesinin yok sayıldığını söyleyen Av. Sercan Aran “nerede olursa olsun, Metin Lokumcu hocamız için adalet mücadelesini her yerde aramaya, sorumlulardan hukuk önünde hesap sormaya devam edeceğiz” dedi
