Taş Ocakları Tüzüğü'nün 23. Maddesi'nde, Taş Ocağı yetkililerinin alması gereken tedbirler açıkça belirtilmesine rağmen, bu konuda işletmeler gerekli hassasiyeti göstermemektedirler.
Maçka’nın dereleri, köyleri yok ediliyor
Taş Ocakları Tüzüğü'nün 23. Maddesi'nde, Taş Ocağı yetkililerinin alması gereken tedbirler açıkça belirtilmesine rağmen, bu konuda işletmeler gerekli hassasiyeti göstermemektedirler. Tüzük maddesinde; "Ocaklar, umuma ve diğer kişilere ait yol, kuyu, çeşme ve binalara zarar vermeyecek bir mesafede açılacaktır" denilmesine rağmen bu kurala uyulmamaktadır.
Trabzon’un birçok ilçesinde, özellikle Maçka Hamsiköy vadisinde kural tanımadan, birilerinin torpili ile yandaşlara peşkeş çekilen bu güzelim doğa ve topraklar yok ediliyor, yağmalanıyor. Bunlardan birkaçı da Maçka Bağışlı Köyü'nde faaliyet gösteriyor. Taş ocaklarının faaliyetleri sonucu oluşan tozların bitkiler üzerine olumsuz etkiler yaptığı açıkça görülen bu köyde taş ocaklarının yakın çevresinde yaşayanların, bu işletmelerin çevreye ve kendileri üzerine olan etkilerinden rahatsız olduklarını söyleyerek iktidara sitem ettiklerini gözlemledik. Taşların, tozlarının bazı bitkilerin gelişimi üzerine belirgin bir etkisi olduğuna ve çevre kalitesini kötüleştirdiğine dair birçok kanıta rastladık. Tozlarının etkisinde yetiştirilen fasulye, bakla ve buğday bitkilerinin büyümesinde önemli bir azalma olduğu gibi köydeki balık tesisinde ve derede, canlıların yanı sıra bitki türlerinin de yok olduğunu, ishal vakalarının yaygın olduğunu gördük.
Bu hava ve doğa kirleticileri, bitki örtüsünün ve ekili alanların zarar görmesine neden olurken. Taş ocaklarından çevreye savrulan tozlar; çevredeki bitki örtüsüne, toprak yapısına, havaya, suya, tarım alanlarına ve canlılara zarar vermesine seyirci kalınıyor.
Bu üretim, ocaklarda dinamit patlatarak ya da taşlar kesilerek yapılmaktadır. Doğal çevre üzerinde bozucu, yıkıcı, tahrip edici, insan yaşamı üzerine çok çeşitli olumsuz etkilere hatta bazı hastalıkların yayılmasına neden olmaktadır.
Köylüler, yetkililerin bu konuda duyarsız katlığını belirterek, “Hem doğamız, hem köyümüz yok oluyor. Birileri para kazanırken bizler hastalanıyoruz. Buradan çıkan taş ve elde edilen kar köylünün olması gerekirken birilerinin oluyor. Topraklarımız atılan dinamitle yarılıyor, heyelan tehlikesi yaşıyoruz, hastalanıyoruz, bitkilerimiz, hayvanlarımız zarar görüyor. Yani bizler yıllarca bu köyün kahrını çekiyoruz birileri para uğruna, zenginliklerine zenginlik katmak için bizlerin ve çocuklarımızın geleceğini yok ediyor. Birileri bu konuda bir şeyler yapsınlar” dediler.
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
