Ne mutlu bize, aylar süren flört, aylar süren gizli ilişkiler nihayet sona erdi. Bu gayrimeşru ilişkiden bir oğlumuz doğdu...
MÜJDE, BİR OĞLUMUZ DOĞDU!
Ne mutlu bize, aylar süren flört, aylar süren gizli ilişkiler nihayet sona erdi. Bu gayrimeşru ilişkiden bir oğlumuz doğdu...
Oğlumuzun adı Savaş.
Ancak “Savaş Bebeğe” kimse sahip çıkmıyor. Daha doğrusu kimse sahip çıkmak istemiyor.
Çünkü “Savaş Bebek” spastik özürlü. Bebeğe sahiplenen ömür boyu spastik bir çocuğun da bakımını üstlenmiş olacak.
İyi de kardeşim, sen orada aylardır gizli gizli sevişiyorsun. Aylardır orada “Özgür Suriye Ordusu” denilen, (aslında her türlü özgürlükten uzak) gurupları ayartıyorsun. Onları öpüyor okşuyorsun.
Bu, içerisinde kimlerin olduğu, kimlerin ne amaca hizmet ettiği belli olmayan iktidarsız kesimlere “viyagra” veriyorsun. Onların ereksiyonunu sağlıyorsun. İşte Savaş Bebek bu ilişki sonunda doğdu.
Savaş Bebek tamamen gayrimeşru. Ne resmi nikahı var, ne de imam nikahı.
Be kardeşim, bizim Suriye ile, Suriye’deki iç dinamiklerle ne alakamız olabilir? Sen kendi ülkende demokrasiyi sağladın mı ki, başka bir ülkenin jandarmalığına soyunuyorsun?
Be kardeşim, senin ülkende her gün (asker, polis, korucu, terörist, ya da sivil insanlardan) ortalama 5-10 insan ölüyor.
Senin ülken bölünmenin eşiğine gelmiş.
Senin ülkende işçi hak isteyemiyor.
Senin ülkende üretici hakkını isteyemiyor, hakkını alamıyor.
Senin ülkende sendikacı yerlerde süründürülüyor.
Senin ülkende memur adamdan sayılmaz olmuş.
Senin ülkende öğrenciler susturulmuş.
Senin ülkende basın sindirilmiş, bastırılmış, yazamaz, konuşamaz, görüntüleyemez olmuş.
Senin kendi parti kongrende bile, başbakandan başkası konuşamaz, kendisini ifade edemez olmuş.
Senin ülkende cumhurbaşkanı ile başbakan içten içe, alttan alttan birbirisiyle iktidar yarışına girmiş.
Hal böyle iken sen kime demokrasi havarisi kesiliyorsun?
Sen kimin çocuğunu bu kirli savaşın içine sürüyorsun?
Suriye ve Ortadoğu bir bataklıktır. Bu bataklıkta Türk çocuklarını boğmaya ne hakkın var?
Sen aylardır orada kamplar yarattın.
Aylardır o kamplardaki iti-köpeği silahlandırıp Suriye üzerine saldın.
Aylardır uluslar arası güçleri de sana yardım etmeleri için iknaya çalışıyorsun.
Sen bu kadar arının kovanına çomak sokarsan, kim tarafından atıldığı belli olmayan füze senin uçağını düşürür.
Kim tarafından atıldığı belli olmayan bombalar senin kasabalarına düşer. Bu bombalar birileri tarafından özellikle senin kasabalarına düşürülür. Sen bunu bilmiyor muydun? Anlamıyor muydun?
İşte Savaş Bebek bu koşullarda doğdu. Savaş Bebek cami avlusuna bırakıldı. Kimse sahiplenmiyor. Ama bebeğin anne babasını belirlemek için DNA testine gerek yok. Anne baba belli. Spastik de olsa bu çocuğun doğmasına sebep olanlar tedavisini de, bakımını da üstlenmek zorundadırlar.
Benim çocuğum askerlik çağında olsa, böyle gereksiz, böyle ilkesiz, böyle birilerinin keyfi için başlatılan bir savaşa göndermezdim. Bu savaş, bu teskere, ulusal çıkarlarımız için, milli menfaatlerin gereği, hele hele bir zorunluluktan doğmuş değildir. Bu savaşı yaratanlar, destekleyenler doğruluğuna inanıyorlarsa kendi çocuklarını göndersinler.
Savaş başlamadan sivil yerleşim alanlarını ve sivil insanları vurdu. Aklı üstünde olan herkesin bu kirli savaşa “HAYIR” demesi gerekir.
Esen kalın.
04.10.2012
Mümtaz TEMİZ
mumtaz.tem@hotmail.com