Kıyıya Vuran Yunus Yavruları

Kıyıya Vuran Yunus Yavruları

” Kimse Suriyelileri sevmiyor.Makedonya,Sırbistan,Yunanistan,Türkiye….Lütfen Suriyelileri sevin,onlara yardım elini uzatın, sadece bu Savaş’ı durdurun…Sizden başka bir şey istemiyoruz…”

Kıyıya Vuran Yunus Yavruları

” Kimse Suriyelileri sevmiyor.Makedonya,Sırbistan,Yunanistan,Türkiye….Lütfen Suriyelileri sevin,onlara yardım elini uzatın, sadece bu Savaş’ı durdurun…Sizden başka bir şey istemiyoruz…”
 
Bu sözler en fazla on yaşında bir Suriye’li çocuğa ait… Suriye’li çocuk tüm Dünya’ya haykırdı. Adeta yaşına ve boyundan daha büyük laflar ederek Dünya’ya ders verdi.
 
Üç yaşındaki Aylan’da Yunus yavrusu gibi kıyıya vurarak adeta Dünya’yı ayağa kaldırdı. Aylan’ın babası bu kirli savaştan ailesini kurtarmaya çalışıyordu.Birkaç defa girişimlerde bulunmuş ancak kötü hava koşulları ve başka tehlikelerden dolayı bu ölüm yolculuğu gerçekleşememişti.
 
Olayın olduğu gün güzel bir gündü. Deniz sakindi, gökyüzü güneşliydi.Minik Aylan ve kardeşi babalarına “Bugün çok eğleneceğiz”demişlerdi.Daha sonra 4 kişilik bota 12 kişi bindirilince Aylan’ın babası bu duruma itiraz etti.”Bu bota 12 kişi fazla değil mi?”diye sordu.Kaçakçı “Hayır biz bunu sürekli yapıyoruz,bot çok güvenli.”diyerek Baba’nın endişesi’nin gereksiz olduğunu belirtti. Böylelikle “ÖLÜM YOLCULUĞU “başlamış oldu.
 
Her şey iyi gidiyordu,ancak birden deniz kudurdu,büyük dalgalar oluştu.Dalgalar adeta Aylanı ve kardeşini istiyordu. Bot daha fazla dalgaların gücüne dayanamadı alabora oldu.
Aylan’ın bedeni soğuk suya çarpınca,sıcacık bir kucak ve tutunacak bir dal aradı.Babasının Kollarından başka bir dal bulamadı.Sıkı sıkıya bulduğu bu dala sarıldı belki…”Babacığım kurtar beni yaşamak istiyorum.”deyip, avazı çıktığı kadar bağırmak istedi,ama bağıramadı…
 
Bir yandan baba çocuklarına var gücüyle sarılmış bir kolunda Aylan diğer kolunda Aylan’ın kardeşi vardı. Nefes almalarını ve ölmemelerini söylüyordu. Belkide hayatta bu kadar çaresiz,güçsüz,yardıma muhtaç kalmamıştı. Başını çevirdi ve oğluna baktı oğlu çoktan ölmüştü. Çaresiz baba hayatının en zor kararını verdi!!!Oğlunu denize bıraktı!!!
 
Artık tek isteği vardı Aylan’ı kurtarmak. Bütün gücünü diğer koluna verdi.Ancak Aylan’ın gözlerinden kan geldiğini gördü. Aylan babasının kollarından yavaş yavaş kendini bu kirli yaşamdan bodrumun serin sularına bıraktı. Üç yaşındaki Aylan arkasından sadece Kobani, sadece Suriye, sadece, Türkiye’yi değil tüm dünyayı ağlattı.
 
Aylan ne boğulan ilk mülteciydi,nede sonuncu olacaktı.Ucunda ölüm olan yine dönüşü belli olmayan ,kaçak yollarla savaştan kaçıp hayata tutunmaya çalışan mültecilerin hayat hikayelerini tüm dünya izliyoruz…
 
“ÖLÜM YOLU”denizle başlıyor.Denizi atlatırlarsa diğer bölümlere geçecekler ve ordada başka sorunlar mültecileri bekliyor…Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünelim mi?
 
Bu insanlarında daha düne kadar bir ülkeleri vardı.Bir evleri,bir aileleri,komşuları ve meslekleri vardı.Kimisi doktor,öğretmen,mühendis,avukat kimisi hemşireydi.
 
Tüm dünya adeta “Üç Maymunu” oynadı.Tabi minik Aylan kıyıya vurana kadar.Küçük bedeni koskoca bir dünyayı sarsmış,insanların mülteci sorununa dikkat çekmesini sağlamıştı.Bazen küçük bir güç tüm dünyanın aklını başına getirmesi için yeterdi.Aylan örneğinde olduğu gibi.
 
Bu insanlar bir sabah kalktılar,kendilerini savaşın içinde buldular.Sonrasını zaten biliyoruz.Dün mecliste onaylanan “Savaş’a evet” teskeresiyle birlikte…Şimdi sıra bize geliyor,bizde önce ailemizi,komşularımızı,evlerimizi,mesleklerimizi,duygularımızı ve en kötüsüne “ÜLKEMIZI” kaybedeceğiz!!!
Halkın gücünden korkanlar,iktidar olma sevdasını sürdürmek için Halkları birbirine düşürürler.Şuanda ülkemizde yapılan bu…
 
Herşeye rağmen insanlık hep kazandı.Yine kazanacağız.Yeter ki ortak paydada buluşalım.o payda da “BARIŞ”TIR!!