Esenler Belediyesi Kent Konseyi’nin 2. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katılan ve “Kitabını bilmeyen Alevi kitapsız yaşar” diyen Aşık-ı Sadıklar Derneği Başkanı Zeynel Abidin Bilal, Esenler Belediyesi’nden der
Yıllar önce Türkiye’de Kuranı Kerim ve Ezan’ın yasak olduğunu iddia eden diyen Aşık-ı Sadıklar Derneği Başkanı Zeynel Abidin Bilal konuşmasına şu şekilde devam etti;
“Muhterem cennet yolcuları ben vaktinizi fazla almayacağım. Eser ikiye ayrılır. Bir canlı eser, iki cansız eser. Bizim yapacağımız binalar, yapacağımız yollar, yapacağımız çeşmeler, yapacağımız kafeteryalar cansız bir eserdir. Asıl olan bu cansız eserlerde yaşayan insanların onarılması ve kulun tamir edilmesidir. Mesele budur.
Bakınız biz Esenler’de 12 trilyona cami yaptık. Ama camide sabahleyin kaç kişi var? Burada cemaat yoksa bu eser nedir, boş bir eserdir. Benim Müslüman kardeşim maalesef bayram namazına geliyor, sabah namazına gelmiyor. Sabah namazı farzıdır ama vacibe geliyorlar, farza gelmiyorlar. İnsan makinesinin katalogu kuranı kerimdir. Eğer bu katalogu bir Müslüman bir Alevi bilmiyorsa. Benim Alevi talebelerim var. Alevi kardeşlerimle ben görüşüyorum . Ben 18 yıldır buradayım ve 5 bin kişiyi kuranı kerime geçirmişim. Alevi talebelerim var Alevi arkadaşlarım var. Alevi nikahını kıydığım kardeşlerim var. Diyorum ki alevi kardeşlerime senin katalogun, kitabın ne diye soruyorum. Diyor ki; kuranı kerim. Biliyor musun kuranı kerimi? Bilmiyorum diyor. Müslüman kardeşime soruyorum sizin kitabınız ne? Kuranı kerim diyor. Peki, biliyor musun kuranı kerimi? Bilmiyorum. O zaman gelin kardeşim okutalım.
Şimdi Kent Konseyi Başkanımızdan rica ediyorum bizim derneğimiz 600 metrekare bir alan ama dar bir alandır. İnşallah başkanımızla görüşürüz bize geniş bir yer verir. Bakın ben 7 saatte bir Müslüman’ı ve bir Alevi’yi kuranı kerime geçirebiliyorum. Kitabını bilmeyen alevi kardeşim nasıl yaşar? Kitapsız yaşar. Evet, kitabını bilmedin mi kitapsız yaşarsın. Bakın ben çok dindar bir alenin çocuğu değilim. Sivas Divriği’nin 141 köylük bir alevi beldesinde yaşayan bir annenin çocuğuyum. Ben kendi annemden bir “Elif” öğrenemedim. Ben kendi babamdan bir “b” öğrenemedim. Benim babam bana bir sübhaneke öğretmedi. Baba sen niye kuranı kerim bilmiyorsun diye sordum. Babam bana bizim zamanımızda kuranı kerim yasaktı. Ezanlar yasaktı dedi. Benim babam cahildi ama cahilliğini bilen bir cahildi.
Bakın ben Cemevleri’ne gittim, Cemevleri’nde cenazelere katıldım. Ben burada siz ne yaparsınız kardeşim diye soruyorum? Biz saz çalarız, halay çekeriz diyorlar. Ben diyorum bak cami, diyor ki ben camiye gitmem. Namaz kılmayı bilmez camiye gitmez, adam Cemevi’ne gitmez saz çalmasını bilmez. Bende kendilerine diyorum ki, kardeşim siz hangi cemaatsiniz? Alevi değilsiniz, Sünni değilsiniz. Siz nesiniz arkadaş? Ortada bir cemaatler.
Alevi kardeşlerime soruyorum Hz. Ali namazı terk etti mi? Yok
Dışarıdan da olsa sonuçta ben dinimi okudum ve dinimi öğrenmeye çalıştım. Baktım ki, anamın dediği yanlış, babamın dediği yanlış. Kitapta böyle bir şey yok. Okumadığımız için Sünni Alevi’ye, Kürt Türk’e düşman oldu. Ben Türk olayım diye Allah’a dilekçe vermedim veya Kürt kardeşimiz Kürt olsun diye dilekçe vermedi. Dolayısıyla binaları onarmaktan ziyade ruhu onaralım. O zaman ülke ve Esenler bin tanesine bedel olur.”