Kılıç,"Bakın AKP ülkemizi nasıl bu hale getirdi?"
CHP Esenler Belediye Meclis üyesi Yüksel Kılıç, “Güvenlik güçlerimizin kararlı ve tavizsiz tutumuyla, 1999 – 2002 yılları arasında neredeyse bitme noktasına getirilen PKK terör örgütü, AKP'nin iktidarıyla birlikte yeniden palazlandı.
"Vurdukça vurdu, çoluk, çocuk, kadın demeden herkesi hedef alarak katlettikçe katletti ve birdenbire, “Analar ağlamasın” gibi çok etkileyici bir sloganın gölgesinde, Açılım Süreci adı altında, kendimizi Güneydoğu'da bölge meclisleri ve bölge başkanlıklarını, egemenlik haklarımızdan taviz vermeleri, özerkliği, özyönetimi, federasyonu konuşurken bulduk.
“Başarılıymışçasına sırıtarak görevlerine devam ediyorlar”
AKP 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olma şansını yitirdi. Sonra aniden birileri 'düğmeye bastı' ve ülkenin her yerine cenazeler gitmeye başladı. Ülkemizin başı sağ olsun, insanlığın başı sağ olsun. Son bir yıldır yaşadığımız terör olayları ülkemizin yaşanmaz hale getirdi, AKP iktidarını biran önce başımızdan gitmesi şart oldu. Halkımız huzur istiyor, demokrasi istiyor. Ramazan’da bile insanların paramparça yapılması gerçekten bizleri çok üzüyor. Sorumlular sadece birlik, beraber olalım söylemleriyle sorumluluklarını yerine getirdiklerini zannediyorlar ve çok başarılıymışçasına sırıtarak görevlerine devam ediyorlar.
Türkiye 7 Haziran 2015'ten 7 Haziran 2016'ya seçim ve terör saldırılarının konuşulduğu bir yıl geçirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük kanlı saldırıları yapıldı. Türkiye, IŞİD ve PKK saldırılarının hedefi haline geldi, yüzlerce insan yaşamanı yitirdi: Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet 'Huzur, güven ve istikrar' kelimelerini dillerinden düşürmüyor.
Türkiye’de son 1 yıl içerisinde 17 kez canlı bomba ve bombalı araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda polis, asker ve sivil olmak üzere toplam 293 kişi hayatını kaybetti. Bine yakın insan da yaralandı.
PKK’nın temsilcileriyle müzakere masasına oturdular
2002 yılında terör bitme noktasına gelmişti. O yıl, seçimi kazanan AKP’nin iktidar koltuğuna oturmasıyla birlikte, teröre karşı savaş neredeyse durmuştu. Gelinen süreçte, AKP, terörle mücadele yerine müzakereler yapmaya başladı, ancak bu akıl almaz fahiş yanlışlıktan faydalanan PKK kendisini toparlayıp, yeniden güç kazanınca, ülkemiz yangın yerine döndü ve her gün bir yerlerde bombalar patladı, vatandaşlarımız hayatlarını kaybetti. İktidar, yaklaşık üç yıl önce yine büyük bir siyasi hata yaptı… Terör örgütü PKK’nın temsilcileriyle müzakere masasına oturdu. Süreci Norveç’in Başkenti Oslo’da başlattı, Abdullah Öcalan’ın hapis yattığı İmralı’da ziyaret etti, Diyarbakır’da “NEVRUZ” mitingiyle bu günlerin zeminini hazırladılar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avrupa gezisi sırasında Frankfurt’ta söylediği gibi:“AKP – PKK işbirliği ülkeyi bu hale getirdi!”
Tayyip Erdoğan “Başkan” olacak. Peki, Erdoğan başkan olunca PKK’lılar, “Sayın Erdoğan, madem siz Başkan oldunuz, biz de artık terörü bırakıyoruz” mu diyecekler?
AKP’nin, “Açılım” safsatasıyla asker ve polislerin elini-kolunu üç yıla yakın süre bağladı. Bu sürede hendekler kazıldı, silahlar depolandı, PKK’lı teröristlerin, yurt dışından Türkiye’ye “80 bin silah ve 63 ton bomba” getirip, ülkenin çeşitli bölgelerinde yığınak yaparken bunlar uyudular. Muhalefet defalarca söyledi “Terörle teröristle mücadele yapılır” ama AKP müzakere yolunu seçti, yaptıkları hataların cezasını ülkemize, ülke insanımıza ödetiyorlar. Teröri bitirmek istiyorsanız kararlı olmak gerekiyor! AKP ne yazık ki bu basireti gösteremedi!
Bu ülke, kan gölü haline AKP iktidarınız döneminde getirildi. Dışarıdan Türkiye'ye terör ithal ettiler. İşiniz olmadığı halde Ortadoğu, Suriye, Irak'a silah göndererek, o ülkelerin her türlü iç işlerine karışacak kadar dış politika ürettiniz, maceracı davrandınız, her türlü cihadist selefi gruplarla işbirliği yaptınız. Terör de geldi hepimizi buluyor ve bulmaya devam ediyor.
2016'da artıkneredeyse her gün şehit veriyoruz… AKP, bu 3 yıl boyunca bir yandan da kendi kitlesine, “Onlar konuşur Ak Parti ya-par” sloganıyla; “OHAL kalktı, baskılar bitti, köyümde özgürce yaşıyorum” veya “Çözüm süreci başladı, anaların gözyaşı dindi” gibi görselli kampanyalarla algı yönetimi yapıyorlar".