CHP İstanbul Milletvekili Prof Haluk Eyidoğan"Kentsel dönüşüm,yasasının yeniden yazılması gerekmektedir” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.
“Kentsel Dönüşüm Yasası Yeniden Yazılmalı”
CHP İstanbul Milletvekili Prof Haluk Eyidoğan” Kentsel dönüşüm, iyileştirme ve yenileme uygulamaları için CHP’nin öngördüğü hak sahipliğinin tanımı, uzlaşma yönetimi, ortaklık tesisi, değer artışının paylaşımı ve yaşam planı oluşturma gibi bir anlayış ve içerikten çok uzaktır. Bu yasanın yeniden yazılması gerekmektedir” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.
Kentsel Dönüşüm yasasının bazı hükümlerinin anayasa mahkemesi iptalleri ve sonuçları
16 Mayıs 2012 de yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa (1), taslak metin halinde ilgili kuruluşlarının görüşüne sunulduğu tarihten bugüne kadar afet ve imar mevzuatı konularında yetkin kişi ve kuruluşlar tarafından yoğun eleştiri almıştır. Bu yasa kapsamındaki uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında diğer kanunların yetki alanında bulunan konular tümüyle gözardı edilmiş, başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere TOKİ veya İdare’ye (2) olağanüstü ayrıcalıklar tanınmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa’ya aykırı olduğunu belirlediği maddelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi 27 Şubat 2014’de aldığı kararla 6306 sayılı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının 7. ve 8. cümlesinin; 4. fıkrasının 1. cümlesinin, 7. fıkrasının; 4. maddesinin 1. fıkrasının; 5. maddesinin 5. fıkrasının 1. ve 2. cümlesinin; 6. maddesinin 9. fıkrasının 2. cümlesinin ve 10. fıkrasının; 8. maddesinin 1. fıkrasının; 9. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin ve 2. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
6306 sayılı yasanın 3. maddesinin 7. cümlesi ile “Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.” ve 8. cümlesindeki “Tapu müdürlüğü, binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir” hükümlerini Anayasa’ya aykırı bulmuş ve iptal etmiştir.
Yasanın 3. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesinde “Hazine dışındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, bu yasanın amaçları çerçevesinde kullanılmak üzere maliki olan kamu idarelerinin görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir” denmektedir. Bir kamu kurum veya kuruluşuna ait mülkiyetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ veya İdareye bedelsiz olarak tahsisi halinde mülkün sahibi olan kuruluşun mülkiyet hakkı son bulmuş olmuyor. Ayrıca bu taşınmazlar üzerine yapılan projelerin vatandaşlara tapulama işleminde aynı taşınmaz için ikinci kez tapu düzenlemesi anlamına geliyor. Anayasa Mahkemesi bu nedenlerle bu cümledeki hükmü iptal etmişti.
Yasanın 3. maddesinin 7. fıkrasında ise “Bu yasanın uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olur” denmektedir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın Kamulaştırma başlıklı 46. maddesi ve Konut Hakkı başlıklı 57. maddesi çerçevesinde değerlendirerek bu fıkranın iptaline karar vermiştir.
Yine aynı şekilde “Tasarrufların kısıtlanması” başlıklı 4. maddenin 1. fıkrasındaki “Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda, riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında bu yasa kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilir” hükmünün de yukarıdaki gerekçeler çerçevesinde iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin; 6306 sayılı Kanunun “Tahliye ve Yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 5. fıkrasının 1. cümlesindeki “Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir” ile 2. cümlesindeki “Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir” hükümlerinin Anayasa’nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı yasa’nın 66. maddesinin 3. fıkrası gereğince, “Mahkeme, uygulama kabiliyeti kalmayan yasanın, bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir” hükmü çerçevesinde iptal edildiği anlaşılmaktadır.
6306 sayılı yasa ile ilgili olarak alınan iptal kararlarından en önemlisi de hiç kuşku yok ki “uygulama işlemleri” başlıklı 6. maddesinin 9. fıkrasının 2. cümlesindeki “Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez” hükmüdür. Bu hüküm Anayasa’nın “Hak Arama“ başlıklı 36. maddesine ve 37. maddesindeki “Yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz” hükümlerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır ve kişinin hak arama ve mahkemelerin karar verme yetkisine karşı bir müdahaledir.
Aynı şekilde yasanın 6. maddesinin 10. fıkrasında “Bu kanun uyarınca yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde belirtilen adreslere yapılan tebligat, muhataplarına yapılmış sayılır” hükmü iptal edilmiştir. Bu hükmün vatandaşın kısıtlanan hak ve hürriyetlerinden haberdar olma hakkının ortadan kaldıracağı ve tebligata esas uygulamanın bir mülkiyet kısıtlaması durumu yaratacağı endişesi oluşmuştur.
.
6306 sayılı yasanın en can alıcı ve oldu-bitti mantığı ile düzenlemeler içeren “Çeşitli Hükümler” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrası da “Bu yasa uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı yasanın 21. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan işlerden sayılır” hükmü ile, planlı ve çok taraflı düzenlemeler şeklinde kurgulanması gereken kentsel dönüşüm olağanüstü koşullarda yapılıyormuş durumuna sokulmaktadır. Böylece normal ihale usulleri terk edilerek yapay bir “çok acil bir ihale gereksinimi” izlenimi yaratılmaktadır. Anayasa’nın 121. maddesinde açıkça belirlenmiş bu gibi durumlarda kamunun yapması gerekli iş ve işlemler zaten düzenlenmiştir.
6306 sayılı yasanın 9. maddesi ilgili tüm mevzuat hükümlerini yok varsayan bir içerikteydi. Bu maddenin 1. ve 2. fıkralarında iptal ile kentsel dönüşüm bahane edilerek yapılacak şu uygulamalar durdurulmuştur:
1- İmar Yasasında ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel yasalar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi olmadan tüm yasal engelleri yok varsayarak uygulama yapma,
2- Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasanın koruma ıslah ve verim kontrolü altında bulundurduğu alanlara müdahale etme ve zeytinlik alanlarının kentsel dönüşüm adına imara açılması,
3- Kentlerimizde son derece sınırlı sayıda kalmış olan kent ormanı statüsündeki yerler ile çeşitli sebeplerle orman vasfını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış alanların kentsel dönüşüm alanı ihtiyacı gerekçe gösterilerek imara açılması,
4- Askeri Yasak Bölgeler ile Güvenlik Bölgelerinde dönüşüm uygulamasına yönelik olarak bu gibi bölgelerin ve çevresinde kurulu bulunan orman veya yeşil sahaların dönüşüm alanı kapsamında imara açılması,
5- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasının kısıtlamalarını ortadan kaldırma; örneğin İstanbul’un en eski kültürel varlıklarını barındıran Pera, Galata, Haliç, Fatih, Zeytinburnu ile doğal ve tarihi sit alanlarımızın en önemlilerinden olan Adalar’ın kentsel dönüşüm adına talanı,
6- Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Yasa’nın hükümlerinin yok varsayılması,
7- Kıyılarda koruma tescili olmayan yapıların yıkımının sağlanması ve kıyı çizgisinde yeni inşaatların önünün açılması niyeti,
8- Ekili ve dikili alanların yapılaşmaya açılması niyetine yönelik olarak Mera Yasa’sı ile Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasalarının sınırlamalarının aşılmak istenmesi.
16 Mayıs 2012 de yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanlarda Dönüşüm Yasası”nın getirdiği bazı uygulama yollarının yanlışlığı Anayasa Mahkemesi’nce saptanmış ve Anayasa’ya, ülke gerçeklerine, genellik ve soyutluk ilkelerine ve hukuk mantığına uygun olmaması koşulları ortaya çıktığından dolayı yukarıda açıkladığımız uygulamaların iptali kararı alınmıştır. Şu veya bu kişinin veya kişilerin veya firmaların çıkarları için belirli süre geçerli kurallar koymak, yasa yapma bilimi etiği ile asla bağdaşamaz. Anayasa Mahkemesi bu iptallerle, aynı düzeydeki kişi ve gruplar arasında eşitsizlik yaratılamayacağını ve Anayasanın vatandaşın barınma, mülkiyet, hak arama, eşitlik, bilgilenme haklarını korunması gerektiğini, yasaların birbirlerine göre üstünlük kuramayacağını hatırlatmış olmaktadır.
Yukarıda açıklanan bu iptallere rağmen yasa; kentsel dönüşüm, iyileştirme ve yenileme uygulamaları için CHP’nin öngördüğü hak sahipliğinin tanımı, uzlaşma yönetimi, ortaklık tesisi, değer artışının paylaşımı ve yaşam planı oluşturma gibi bir anlayış ve içerikten çok uzaktır. Bu yasanın yeniden yazılması gerekmektedir.
-------
(1) Bu yasaya halk arasında “Kentsel Dönüşüm Yasası” denmektedir.
(2) 6306 sayılı yasada idare tanımı şöyledir: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, bu sınırlar dışında il özel idareleri, Büyükşehirlerde Büyükşehir belediyeleri ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde Büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyeleri.