Barışı sağlamak yönetenlerin en öncelikli görevidir. Kavganın, çatışmanın, düşmanlığın kazananı olmaz. AKP iktidarı maalesef dostlarıyla-düşmanlarını bir türlü ayıramıyor. AKP’liler ikide
Katil ABD'den dost olmaz…
Barışı sağlamak yönetenlerin en öncelikli görevidir. Kavganın, çatışmanın, düşmanlığın kazananı olmaz. AKP iktidarı maalesef dostlarıyla-düşmanlarını bir türlü ayıramıyor. AKP’liler ikide bir kandırılıyor. Öyle ki bu kandırma uluslararası bir boyut alarak iç ve dış politikada da devam ediyor. İçeride Balyoz, Ergenekon, Paralel Yapı ve Çözüm sürecinde ayyuka çıktı. Kandırılmanın bedeli çok ağır oldu, olan ise halkımıza oldu, ülkemizin geleceğine oldu. Dış politika beceriksizliği, Libya, Suriye, Arap baharıyla başladı, PKK ve PYD ile devam ediyor. Sonuç… Tüm dünyaya rezil olan, AKP iktidarı ve itibarsızlaşan bir Türkiye...
Siyasetin kenarından, gazeteciliğin bir ucundan tutan birisi olarak, bu halka sorumluluğumuz olduğu bilinciyle, defalarca yazdık, söyledik ve hep ikaz ettik “Katil ABD'den Dünya’ya dost olmaz, Türkiye’ye dost olmasını beklemeyin. Dünyanın jandarması, demokrasi getireceğim diye her girdiği ülkede kan, gözyaşı oldu… Müttefik ve stratejik ortak dediğiniz ABD Dünya’nın başına bela olur, belalar getirir dedik. Yine demiştik, koşullu ya da koşulsuz AP ‘ye girmeyi kabullenmemeliyiz. AP dayattı 72 şartı, yerine getirin dedi. Tüm önümüze konulan şartları yerine getirsek de Avrupa bizi birliğe dâhil etmez. ABD’den ve taşeronu Siyonist İsrail'den Türkiye'ye dost olmaz.
Suriye’deki “iç karışıklığın başından bu yana “Esad karşıtı olan ABD, meğer “Esad’in temsil ettiği rejim”den hiç de şikâyetçi olmadığını gördük. Aslında ABD, ilk başlarda Esad’in liderliğinde temsil edilen “Alevi-Nusayri Baas Rejimi”nin Tayyipgiller gibi devrilmesinden yana görünüyordu. Tayyip’in Alevi düşmanlığı bugünde devam ediyor. AKP iktidarı Suriye’de beklediğini alamadığı gibi bugün 90 derece çark ettiği ortada. El- Nusra ve İŞİD hayranlığının bitmiş gibi görülmesi elbette kandırılmışlığın belgesidir. Suriye’de Tayyip’in genel başkanlığını yaptığı AKP iktidarının hesapları tutmadı, ülkemizin ayrışması, mezhepler üzerinden oynanmak istenen oyunun şimdilik hava muhalefeti nedeniyle ertelendiğini görüyoruz. ABD’nin Ortadoğu üzerindeki hesapları ise ertelenmeden devam ediyor ve emperyalist oyunun içinde olan Türkiye’nin saf dışı edilmesi Ortadoğu halklarının ve insanlığın en büyük kazancı olduğunu halen daha kavrayamayanlar olduğunu görüyoruz…
Bu oyun oynandı ve oyunun içinde biz yokuz ve yine biz kandırıldık…
ABD, Tayyip’i “problem”in içine doğru ısrarla iteklerken, bir yandan da Suriye’deki “kurulu sistem”in devam etmesinden yana elinden geleni yaptığını anlayamayan AKP genel başkanı tekrar kandırıldı. Arap Baharı adıyla karıştırılan Ortadoğu küresellerin arpalığı olurken, emperyalistlerin kirli hesaplarına biz neden hizmet ettik? Suriye’de kan gözyaşı sel oldu. Sebep olanlar bugün ne diyor? “Esad’sız Suriye” olamaz. Tayyip dün Esed’siz Suriye, Nusra’lı Suriye derken… Bugün ise ABD, Rusya, İran hatta PYD ne derse kabulümüzdür diyor…
Suriye’deki “krizin Başlangıcı”nı, o tarihlerde “Türkiye’nin çabalarının esası”nı hatırlayalım. “ABD’ye rağmen adım atmamayı kendine ilke edinmiş, bilakis “esaslı dış politika süreci”nde “adım atmanın mümkünatı”nı ABD’nin desteğinde gören AKP iktidarı, Suriye’deki krizin başlangıcında bir tek noktaya odaklanmıştı. O nokta Esed’in gitmesi, Alevi-Nusayri rejimin çökmesi, muhalif bir unsur oluşturulması ve bunun devlet yönetimini ele geçirmesiydi. Yani AKP iktidarı kafayı Esad’a ve mezhepsel bir anlayışa takmıştı, yeni bir rejimle yeni bir Suriye’nin Tayip’in kontrolünde olmasını istiyordu. Kandırılmış bir Tayyip’le bu kadar yol almışsak vallahi çok başarılıyız. Tayyip’i kandırmak için sıra bekleyenler “artık akıllanan ve usta olan Tayyip’i” kandıramayacaklar…