Karadeniz'in Denizi Dalgalıdır

Karadeniz

Hüseyin Koç Yazdı





Karadeniz’in Denizi Dalgalıdır
 

İktidar kuyuya bir taş attı, çıkar çıkarabilirsen. Bir gün söylediği, diğer günü tutmayan, her söylediği gündem oluşturan kavgacı, halkını aşağılayan bu Başbakan ve bu iktidar başımızdan gitmediği sürece barışı çok bekleriz. Türkiye’deki kurumlarla yaptığı kavgalar yetmezmiş gibi, uluslar arası kurumlarla ve komşu ülkenin halkları ile kavga yapmada rekor kıran sayın başbakan mı Türkiye’ye dostluk ve barış getirecek.
 
Siyasi gelecek korkusuyla ülke yönetenler, akan kanı durdurmaya çalışmalarına ben şahsen güler geçerim. Barış naraları atacaksanız öncelikle inandırıcı olmalısınız kime karşı derseniz tabiî ki öncelikle toplum içinde sizlere muhalif olanlara basına, yargıya, Askere ve sizi seçenlere karşı. Yetmez kendinizle barışık olmanız gerekir. Sonrasında ise Mecliste bulunan siyasi parti liderleri ile kavga yapmamalısınız, sevgiyi, hoşgörüyü yüreğinizde taşımalısınız. Sonramı? Kolay, kolay…
 
Siz iktidarsınız bu ülkenin başbakanısınız toplayın Mecliste bulunan siyasi parti Başkanlarını hatta mecliste olmayan siyasi parti liderlerini kurun bir barış komisyonu bizde barış yapma niyetinize inanalım. Gelin bir araya ellerinizi üst üste koyun, ekranlar karşısında bağırın! “Bu ülkenin, bu toprakların çocuklarıyız bu topraklar üzerinde yaşayan çanlı ve çansız tüm yaratılmışların yarınları için barışa ve kardeşliğe yürüyoruz ve yemin ediyoruz” söyleyin bizde size inanalım. Birlik içinde çıkın barış otobüsünün üstüne gezin Türkiye’yi boydan boya essin kardeşlik rüzgârları var mı ötesi.
 
Ama siz böyle yapmıyorsunuz sayın başbakan! kendinizi bizlerin yerine koyun ve şu ekranlardan kendinizi bir seyredin. Göreceksiniz neler söylediğinizi, söylediklerinizin hiç biri ötekini tutmuyor.”İster beğenin ister beğenmeyin bunlar seçilmiş vekillerdir” BDP’liler için.  Doğru söylüyorsunuz ancak bir gün önce bir başka partinin seçilmiş vekillerini Silivri’de komaya soktunuz o vekilleri seçenleri gazlattınız, coplattınız ve tazyikli su sıktırtınız. Yine ayni gün çağdaş hukukçulara Çağlayanda ayni muameleyi yaptırdınız. 
 
“Terörle ve onların yandaşları ile konuşmam dediniz, İmralı sürecini başlatarak müzakere ettiniz. “AKP hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmaz bunu söyleyenler Ş...sız dediniz”. Sizleri kim eleştirdiyse Küfür edebiyatı yaptınız. Şimdi ise barıştan söz ediyorsunuz.
 
Sinop ihalesi neredeyse CHP’nin üzerine yıkılıyordu. SANKİ Sinop Belediye başkanı İçişleri Bakanı veya o şehrin Valisi ve Emniyet müdürü idi. Bakınız sayın başbakan ve ileri Demokrasiciler protesto şiddete başvurulmadığı sürece toplumların hakkıdır. Sinop da protesto kimlerin edildiği belli! Edenler de belli! Kimin ne olup olmadığı önemlimi? Cesaretle kimse diyemiyor Karadeniz’e gitmek hatadır, oranın denizi dalgalıdır çünkü zamanında denizine, doğasına ateş düşmüş, ocaklar sönmüş.
Karadenizliler bakın ne diyor “buraya neyi anlatmaya gelecekler sanki silahlanan bizleriz, sanki teröre başvuran ve Ülkeyi bölmeye kalkışan bizleriz, bir şeyler anlatacaksanız önce birbirinize sonrada ülkemizi kan gölüne çevirenlere anlatın biz kavga etmedik ki bizden barış istiyorsunuz ”.
 
Sinop ziyareti öncesi Başbakan Televizyon ekranlarından asıp kesiyor “Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” ben yaşamım boyunca hiç milliyetçi olmadım ama milliyetçi olanları da bu şekilde kırıcı söz edeni duymadım. Bir taraftan barış diyeceksiniz diğer taraftan ise insanların görüşleri ile dalga geçeceksiniz. Bu söylemler halkımızı yaraladığını ve kamplaşmaya gittiğini düşünemediniz mi? Bu halkın geleceğine ipotek koyarak, duygularını dikkate almamak ve incitici sözler söylemek barışı değil, kin ve nefreti getirir.
 
“AKP Hiçbir Zaman Terör Örgütüyle Masaya Oturmaz, Analar Beni Bunlarla Ayni Masada Görürse Ne Der”!!!  R. T. ERDOĞAN...