KURTULUŞ REÇETESİ

KURTULUŞ REÇETESİ

Merhaba dostlar. Bir bayramı daha kan ve gözyaşı içerisinde geride bıraktık. Ne bayramdı ne bayram! Kanlı terör örgütü ne din tanıyor, ne iman. Ne bayram biliyor bu caniler ne düğün.

KURTULUŞ REÇETESİ      
 
Merhaba dostlar. Bir bayramı daha kan ve gözyaşı içerisinde geride bıraktık. Ne bayramdı ne bayram! Kanlı terör örgütü ne din tanıyor, ne iman. Ne bayram biliyor bu caniler ne düğün.
 
Sevgili dostlar, Bu ülkenin düzlüğe çıkması, toplumsal huzur ve güven için doktorunuz şu reçeteyi öneriyor:
 
Kürt sorununun çözümü için doğru ilaç Kürt halkının kendisidir. “Nasıl yani?” diyeceksiniz.
Anlatayım:
Siz hiç, “Kürt halkının kurtuluşu için mücadele ediyoruz” diyen PKK’nin, bölgedeki işçi sınıfının haklarına dönük herhangi bir mücadelesini gördünüz mü? Ben PKK’nin böyle bir talebini hiç duymadım.
 
Siz hiç PKK’nin aylık 2000 TL’yi aşan yoksulluk sınırıyla ilgili bir söylemini duydunuz mu? Ben duymadım.
 
Siz hiç bu örgütün bölgedeki tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için bir talebini duydunuz mu? Ben duymadım.
 
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kısacası siz PKK’nin etnik ayrımcılık dışında herhangi bir talebini duydunuz mu? Ben duymadım.
 
Bu köşenin okurları benim “ulusların kader hakkına” saygılı olduğumu bilirler.
Şimdi hep birlikte Kürt Halkının PKK’nin kaderine (!) uyarak aynı mantıkla hareket ettiğini düşünelim. Ve şöyle bölgemize bir bakalım. ABD’nin kışkırtmasıyla Saddam Hüseyin yönetimine karşı mücadele eden Irak’taki Kürtler acaba bugün “kaderlerini tayin” edebildiler mi? Hem kendi durumları hem de Irak’ın durumu Saddam döneminden daha özgür, daha huzur ve güven veren bir yapıda mıdır?
 
Ya Mısır, Tunus ve Libya’da durum eskisinden daha iyi mi?
 
Bu arada sözümona bölgeye demokrasi getireceğini söyleyen güçler acaba o demokrasiyi (!) Katar’a ve Suudi Arabistan’a getirmeyi neden düşünmüyorlar? Kadınların denize giremediği, otomobil kullanmasının yasaklandığı bu ülkeler çok mu demokratik bir yönetime sahipler?
 
Kürt Halkı da aynı akıbeti paylaşacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı PKK’yi silahlandırıp bu güzelim ülkeyi kana bulayanlar, yarın Kürt Halkının ensesinde olacaklardır.
Yetkililerin ifadelerine göre bu çirkin savaşta 400 milyar lira dağa taşa saçıldı. Bu para Türkiye’yi ikiye katlayacak bir miktardır. Yazık değil mi? bu harcamalar hem Türk insanından, hem Kürt’ten gidiyor.
 
“Eeee, ne olacak, sadede gel” dediğinizi biliyorum. Şimdi onu söylüyorum: Bu sorun bilinçli, aydın, aklı başında KÜRT vatandaşlarımızın PKK’yi bölgede etkisiz hale getirmesiyle, PKK’ye verdiği ekonomik ve lojistik desteği geri çekmesiyle çözüme kavuşacaktır.


Tabii ki bu yeterli olmayacak. Çünkü uluslar arası aktörler buna kolayca izin vermeyecekler. Ama hem Kürt, hem Türk aydınları, akil insanlar, işadamları, sendikalar, sivil toplum örgütleri hep birlikte bu yönde adım atmaları gerekmektedir.
 
Yine bütün bu saydığımız çevreler aynı zamanda ülkede en geniş biçimiyle demokrasiyi hayata geçirme konusunda kararlı ve tutarlı bir yol izlemeliler.
 
Suriye’ye, Libya’ya, Mısır’a demokrasi telkin eden, oralardaki muhalif grupları kışkırtıp silahlandıran Tayyip Erdoğan hükümetinin kendi ülkesinde demokrasinin “D” sinin olmadığını bu ülkenin her karış toprağındaki vatandaşa iyice anlatmalı.
 
Son bir yıldır kendisini Cumhurbaşkanlığı için hazırlayan Tayyip Bey’i ülkedeki bu kan gölü belli ki fazla alakadar etmiyor. O, “HAS Partiyle, BBP ile nasıl bütünleşir, bu ülkenin cahil insanlarını nasıl bir kere yine kandırır ve Cumhurbaşkanı olurumun” hesapları peşinde.
 
Sonuç olarak; bu ülkede barışın, kardeşliğin tesis etmesinin önemli iki yolu var:
1.     Kürt halkı akıllanmalı. PKK’nın kendilerini götürdüğü uçurumu görmeli ve barış için, kardeşlik için, mutluluk için, bir arada yaşam için PKK’dan desteğini çekmeli.
2.     AKP’yi başımıza musallat eden seçmen kitlesinin, ülkenin AKP eliyle nasıl bölünme noktasına geldiğini artık görmesi, laik, demokratik ve üniter devletin nasıl hızla parçalanmaya doğru sürüklendiğini algılaması ve AKP den desteğini çekmesi lazım.
 
Alın size iki ilaç. Bütün eczanelerde mevcuttur. Aç karnınıza mı içersiniz, tok karnınıza mı o sizin sorununuz. Ama mutlaka Türkiye AKP ve PKK belasından kurtulmalıdır.
 
Esen kalın.