KESK'ten toplu sözleşme protestosu: Sefalete teslim olmayacağız!

KESK’ten toplu sözleşme protestosu: Sefalete teslim olmayacağız!

KESK, AKP’nin Memur Sen ile anlaşarak memur emeklilerinin maaşlarına 2018 yılının ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 3,5; 2019 yılının ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 5 zam yapılmasını içeren toplu sözleşme anlaşmasını Galatasaray Meydanı’nda protesto etti.
Galatasaray Meydanı’nda KESK İstanbul Şubeler Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kamu emekçileri, “Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir” vurgusu yaptı.
 
‘Siyasal iktidarın son sözü söylediği bir sistem’
Grup adına konuşan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Özlem Tolu, toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde KESK’in sadece masadan değil, işyerlerinden ve alanlardan da uzak tutmak için her türlü hukuksuzluğun devreye sokulduğunu belirterek, “Bu son toplu sözleşme sürecinde, sendika olmanın asgari koşullarını dahi taşımayanların kamu emekçilerinin temel sorunlarına çözüm üretmekten ne kadar uzak olduğu bir kez daha teyit edilmiştir” dedi.
Tolu, gelinen sürecin KESK’in en başından beri karşı çıktığı, gerçek evrensel toplu sözleşme sistemi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, tekli sendikal rejimin ve siyasal iktidarın son sözü söylemesinin dayatıldığı bir sistem olarak tarif ederek, “Türkiye Tipi Toplu Sözleşme Sistemi, iflas ettiğini bir kez daha ispatlamıştır” vurgusu yaptı.
 
‘Sadaka ya da fedakarlık değil, hakkımız olanı istiyoruz’
Tolu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkenin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin grev hakkının yasal güvence altına alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerin önünü açan, konfederasyon ve sendikaların demokratik bir şekilde temsiline imkan tanıyan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine olan ihtiyacının yakıcılığını ortaya çıkarmıştır. Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir. Yoksulluk sınırına uzak, açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi, sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler kimseden sadaka ya da fedakarlık değil, hakkı olanı istemektedir.”
 


Orjinal Habere Git