KARANLIĞA TUTULAN IŞIK

KARANLIĞA TUTULAN  IŞIK

Esenler Sivas Divriği Ovacık Köyü Yardımlaşma Derneği “Yarım kalan rüya, toprağın suyla buluşması, karanlığa tutulan bir ışık” diye adlandırılan “Köy Enstitüleri’’nin kuruluş yıld&

 

 

 

 

 

 

KARANLIĞA TUTULAN  IŞIK…

Dernek, Esenler Kazım Karabekir mahallesindeki dernek merkezinde “ 17 Nisan Köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü” kapsamında panel düzenledi. Panele Divriği Dernek Başkanı ve Köy Dernek Başkanları, Esenler Pir Sultan Kültür Derneği Başkanı Nadir Çatar, ulusal ve yerel basından temsilciler, dernek yönetim kurulu ve üyelerden oluşan 200 kişilik bir topluluk katıldı.

Panelin açılış konuşmasını Dernek Başkanı Gülsüm Kaya yaptı. Kaya konuşmasında

” Değerli köylülerimiz hepiniz hoş geldiniz.  Kalkınmanın ve gelişmenin yolu eğitimden geçiyor, eğitime ve bilime önem veren toplumlar daima ilerlemiş kalkınmış ve toplumlardır. Bir ülkenin eğitim politikası o ülkenin geleceğine ayna tutar. Kaliteli ve seviyeli bir eğitim aydın ve örgütlü toplumun oluşmasını sağlar. Bundan 71 yıl önce kurulan köy enstitüleri 10 yıl gibi kısa sürede ülkemizde çok değerli öğretmenler yetişmiştir. Bu konuda dernek olarak gençlerimizin ve köylülerimizin de bu proje hakkında yeterli bilgi ve bilince ulaşması için çaba sarf ediyoruz. İşte bugün gerçekleştirdiğimiz bu panel bu amaçla düzenlenmiştir. Duyarlılık gösterdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum” dedi.

Daha sonra eğitimci yazar Yılmaz Yeşildağ, Aydın Üniversitesi öğretim görevlisi Korkut Akın ve Cılavuz Köy Enstitüsü mezunu İsmet Gülyiyen panelist olarak birer sunum yaptılar. Anlatımlar belgesel film ve slâyt gösterimi ile desteklendi.

 Eğitimci yazar Yılmaz Yeşildağ “Köy Enstitülerini unutmamaya unutturmamaya çalışıyoruz. Eğitim-öğretim içerisinde, kültürel derslerin yanında önemli oranda tarım ve teknik bilgilerle de donatılan Köy Enstitüleri birçok soruna ve soruya çare oluyorlardı. Köy Enstitüleri toprağın suyla buluşmasıydı. Köy Enstitüleri karanlığa tutulan bir ışıktı.” Diyerek, Köy Enstitülerini Birleşmiş Milletler’in birincilik ödülüne layık gördüğü bir Proje olarak tanımladı.

“Kimilerinin yarım kalan bir rüyaydı dediği kimilerinin yarı kalmış dediği, devrim dediği birçoğumuzun da hiç duymadığı, birçoğunun içeriğini yeterince bilmediği bir kalkınma ve aydınlanma projesi idi Köy enstitüleri. Eğitim ve üretimin bir arada yapıldığı, Birleşmiş Milletlerin birincilik ödülüne layık görüp diğer ülkelere örnek proje olarak önerdiği bir eğitim öğretim projesiydi. 17 Nisan 1940 yılında başlayan ancak egemen güçlerin 1946 ya kadar tahammül gösterebildiği bir projeydi. Amerikan müdahalesi ile önce içeriği boşaltılmış, 1950 yılında ise tamamen kapatılmıştır.” Diyerek eğer kapatılmasaydı neler olabileceğinin altını çizdi;

“ Köy enstitüleri mezunu bir öğretmen görev yaptığı köyün aynı zamanda sağlık memurudur, ziraat teknisyenidir, akıl hocasıdır. Köy Enstitüleri köylünün, Anadolu insanının ufkunu açan aydınlanmasını sağlayan en önemli unsurdur.  Anadolu da yaşayan insanlar bu sayede bir yandan kalkınırken, bir taraftan ise onları köleleştirmeyi amaçlayanlara karşı uyanmışlardır. Bu gelişmelerden rahatsız olan sermaye çevreleri bu okulların kapatılması için olmadık çirkin iftiralarda bulunmuşlardır. Bu çevreler, Köy Enstitülerinin kapatılması için siyasi ve ekonomik tüm güçlerini baskıya dönüştürmüş ve başarmışlardır. Zaman içerisinde tüm toplumun hafızasında silmeyi ve unutturmayı amaçlamışlardır.”

“Peki, kapatılmasa ne olabilirdi? Gidilmemiş köy olmaz, okulsuz köy, öğretmensiz okul kalmazdı. İşlenmemiş toprak, aç-açık insan kalmazdı. Köyden şehre bu denli göç olmazdı. İşsizler ordusu oluşmaz sömürü bu ölçüde derin olmazdı.  Bir tarım ülkesi olan ülkemiz tarım ürünleri ithal eden değil, tarım ürünleri ihraç eden bir ülke olurdu. İşsizler cenneti değil, üreten ve üretken aydınlanmış bir toplum olurdu. İnsan haklarına saygılı demokratik sosyal bir hukuk devletine sahip olabilir, gerçek demokrasi ile yönetilen bir ülke olurduk. Köy Enstitülerinin kurucusu ve mimarı iki büyük insan İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel’i saygı ile anıyor ve eserlerine sahip çıkıyoruz.” diyerek sunumunu tamamladı…