www.7-24esenlerhaber.com
Emperyalistlerin aktif taşeronu AKP’nin son marifeti olan füze kalkanı anlaşması İstanbul’da yüzlerce kişinin katıldığı eylemle protesto edildi. Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi tarafından düzenlenen eylemde bölge politikalarında rol peşinde koşarken İsrail düşmanı maskesi takan Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin ülke topraklarını İsrail’e kalkan yapmasına izin verilmeyeceği vurgulandı.
Eylemde Filistin halkının 1948’den bu yana devam eden meşru mücadelesini suiistimal eden Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’i koruyacağı herkes tarafından bilinen füze kalkanına onay vererek gerçek yüzünü gösterdiği dile getirildi.
İsrail’le askeri ilişkilerin askıya alındığını açıklayan Ahmet Davutoğlu’nun söylediklerinin ne denli gerçek olduğunun füze kalkanına onay verilmesiyle ortaya çıktığını belirten konuşmaların yapıldığı eylemde İsrail’e kalkan olanların Filistin’e dost olamayacağının altı çizildi.
‘Filistin’in dostu devrimcilerdir!’
Beyoğlu Tünel’den Taksim Meydanı’na kadar yapılan yürüyüş süresince AKP’nin ikiyüzlü İsrail politikasını teşhir eden konuşmalar yapıldı. Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda, Filistin halkının gerçek dostlarının bu ülkenin sosyalistleri, devrimcileri olduğunu belirtildi ve devrimci gençliğin İsrail’e karşı ‘70’li ve ‘80’li yıllarda silahlarıyla, bugün de yumurtalarıyla mücadele verdikleri dile getirildi; Mahir Çayan’ın, Deniz Gezmiş’in Filistin’le dayanışmanın en güzel örneklerini verdikleri ifade edildi.
“İsrail’e kalkan olan Filistin’e dost olamaz! Füze kalkanına hayır!” yazılı pankart taşıyan Filistin dostları, yürüyüş boyunca “İsrail’e kalkan, halkına düşman Tayyip Erdoğan!”, “Katil İsrail Ortadoğu’dan defol!”, “İsrail’e kalkan olmayacağız!”, “Emperyalistler yenilecek, direnen halklar kazanacak!”, “Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filo’yu unutmayın!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, sloganlarını haykırdılar.
Kitle Taksim Meydanı’na vardığında basın açıklaması yapıldı. Boykot Girişimi adına basın metnini okuyan Züleyha Gülüm, Türkiye’nin İsrail’le ikili ilişkilerini kesmesinin, Filistin kurtuluş mücadelesinin desteklenmesi ve bütün Ortadoğu halklarını tehdit eden İsrail saldırganlığının engellenmesi açısından gerekli bir adım olduğunu dile getirdi.
Yaptırım adı altında açıklanan maddelerin İsrail’i politikalarından vazgeçirmekten uzak olduğunu ifade eden Gülüm, “Yaptırım kararlarının açıklandığı gün, İsrail'in de istifade edeceği NATO'nun İran'a yönelik füze kalkanının Türkiye'ye kurulacağının Dışişleri tarafından açıklanması ikiyüzlülüktür. NATO'nun özel müttefiki olan İsrail ile askeri ilişkilerin diğer düzeylerde süreceği ortadadır. Tüm bunlar yaşanırken Başbakanın, Heron uçaklarının bakımının İsrail tarafından geciktirilmesinden şikâyet etmesi yaptırım iddiasının sefilliğini gözler önüne sermektedir” dedi.
Tayyip Erdoğan’ın askeri ilişkilerin aksamasından memnun değil, şikayetçi olduğunu söyleyen Gülüm, iktidarın, “İsrail-PKK ittifakı” demagojisine sarılarak bunca zamandır sürdürülen işbirliğinin hesabının sorulmasını önlemek ve Kürt halkına yönelik savaş politikalarını ve ABD onaylı bölge politikalarını İsrail’e yönelik tepkileri arkasına alarak gerçekleştirme niyetinde olduğunu dile getirdi.
“NATO projesi olarak Türkiye’ye kurulacak olan füze kalkanı sisteminin bir benzeri İsrail’e ABD tarafından kurulmuş durumdadır. Türkiye’ye kurulacak olan sistem de aynı yazılıma sahiptir ve Türkiye’deki sistemle elde edilecek olan istihbaratın ortak bir havuza aktarılacağı ve İsrail’in de bu havuzdaki bilgileri kullanacağı belirtilmektedir” diye konuşan Gülüm, İsrail'den işlediği suçlardan dolayı hesap sorulabilmesi için öncelikle Siyonist işgal, sömürgecilik ve apartheid rejimi ile suç ortaklığına son verilmesi gerektiğini ifade etti.
’Şov yapma, boykot yap!’
Basın açıklamasında İsrail’le ekonomik ilişkilerin AKP iktidarı döneminde tavan yaptığını belirtildi ve Türk, Kürt, Arap, Acem bütün Ortadoğu halkları açısından bir tehdit oluşturan İsrail saldırganlığını durdurmanın tek yolunun, bir katliam aygıtı olarak kurulan Siyonist devletin uluslararası alanda tecrit edilmesi olduğu ifade edildi ve eyleme geçmeyen sözlerin İsrail’e değil iç kamuoyuna ve Arap halklarına yönelik bir siyasi şovdan öte gitmediği belirtildi.
Eyleme İsrail’e karşı mücadelenin süreceği vurgulanarak son verildi.