Tarih: 18.05.2011 00:00

İsmet Taşkın Anılacak...

Facebook Twitter Linked-in

 

 

 

 

 

 

 

Esenleri Esenler yapan değerlerden İsmet Taşkın 22 mayıs saat 14.30'da Atışalanı Mezarlığında kabri başında anılacak...

1932 yılında doğdu İsmet Taşkın. İki kız çocuk babası eşine ve çocuklarına düşkün mütevazı bir insandı. Kimseye de boyun eğmezdi, eğmedi de. Mağrur, başı dik, alnı açık yaşadı, kısacık yaşamına çaresizliği yenen değerleri sıkıştırdı ve ebediyete göç etti. Ölümü kendisine yakıştırmadı sevenleri. Çok işler başararak çaresizlerin çaresi, yoksulun, fakirin umudu olmak için yaşadığı sürece mücadele etmişti çünkü.

Yıl 1952. Kore ilk yolculuğuydu memleketi dışına yaptığı. Trabzon ilinin Maçka ilçesinden dualarla vatani görev için kendi ülkesinden başka ülkeye Kore'ye Birleşmiş Milletlerin isteğiyle gönderildi. Babası Mehmet Hanefi (namı diğer Kısa Hoca), Maçka deresinin sayılı din adamlarındandı ve En çok duayı da o etti biricik oğluna.

Kore dönüşü ise pişmandı. Çünkü barış için gittikleri ülkede savaşmışlardı. Bu pişmanlığı kendisi her defasında dile getirdi korkmadan.

Yıl 1958. Nereden nereye o genç delikanlının yolu Esenler köyüne düştü. Biraz düşünceli biraz da kafası karışıktı. Ama Karadenizlilik inadı burası benim son durağım olacak dedi. Mücadeleci ruhum ve direncim bu köye ve bu köyde yaşayanlara hizmet ederek yaşamımı devam ettireceğim diyordu.

Neresinden başlayacak? Yolu yok, suyu yok, okulu yok bir köydü düştüğü konduğu yer. Yoklar köyü, hiçler köyü. İlk iş olarak insanların işe gitmesi, seyahat etmesi için borçlanarak eski bir otobüs al. Parası olan da olmayan da rahatlıkla seyahat etsin işine gücüne gitsin diye. Son durak ise Topkapı Kaleiçi…

Taşkın günler geçtikçe boş durmadı. Köyden memleketten hemşerilerine haber gönderdi her fırsatta. Gelin dedi size iş buldum. Çantasını bavulunu alan koştu geldi. İlk gelenler hemşerileri oldu arkasından pek çokları ama o herkesin hemşerisi olmayı yeğledi. Esenlerin nüfusu günden güne çoğalırken, Yolcu taşımacılığı için de araç sayısı art.

Yıl 1963. Taşkın bu sosyal adam halk adamı, idealist insan Anadolu’dan göç edip Esenler köyüne yerleşen herkesi kucaklıyor, hoş geldin diyordu. Yetmez dedi, Dernekleşmek lazım diyerek "Esenler Kamyon Kamyonet Minibüs Şoförler Derneğini" kurdu. Bu kadar geniş kapsamlı dernek kurmasının sebebi Taşkın'ın ileri dünya görüşü ve felsefi düşüncesini ortaya koyan en çarpıcı gerçektir. Meslekten olan Hiç kimseyi siyasi görüşüne aldırmadan bu sivil toplum örgütünün dışında bırakmadı.

Hizmetleri bitmeyen bu sivil toplum adamı bu seferde esnafları birleştirmek ve bir dernek çatısı altında toplamak için 1969 yılında " Esenler Esnaf ve Sanatkârlar Derneğini" kurdu. Kurucu başkanlığa da Hasan Koç getirildi. Esenler köyündeki nüfus günden güne artarak 1970’lere gelindiğinde Esenler köy olmaktan Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarıldı. Belediye olması kararı verildi. Bu aşamada İsmet Taşkın’a yine görev düştü. Siyaset yapma görevi.

Nadir Bayır’a CHP’den belediye başkanı adayı olmasını teklif etti ve kabul ettirdi. Seçimler yapıldığında, CHP büyük bir çoğunlukla seçimleri kazandı. Esenler tarihinin ilk belediye başkanı Nadir Bayır oldu. İlk Belediye meclisi üyelerinden biri de İsmet Taşkın oldu. Artık boş durmak yoktu Esenler’e kalıcı hizmetler için özveriyle çalışmak lazımdı. Köyden kente geçiş sancılı olur, Biraz da rantlı olurken. Bütün bunları Taşkın reddetti.

Arkamdan kimse konuşamayacak, ben halka hizmet için varım dedi. Esenler’de doğacak her çocuğun, her yetimin, her yoksulun geleceğinden sorumluyuz anlayışı ile çalışacağım derdi ve hizmetlere bu bakış açısıyla devam ederdi. Karşısına çıkan bütün engellere karşı durdu. Kendisine defalarca sunulan tarla, bağ-bahçeleri elinin tersiyle itti. Bütün teklifleri geri çevirdi. Teklif edenleri ise siyasi bir terbiye ile her defasında bir güzel azarladı haşladı. Emeksiz kazanç hak değildir dedi yiğitçe. Yoksul-fakir halkın hakkını bana sunmanız ahlaksızlığın en büyüğüdür deyip, Rüşvete karşı durdu cesaretle.

Hizmetlere yine devam etti bu Taşkın adam. Genç insanların kendini geliştirmesi için, birbirleriyle kaynaşması için 12 eylül rejimiyle kapanan Halk evini yeniden açtı Esenler'de. İlklerin adamı olan Taşkın, Halk Evleri’nin kültür sanat eğitimi yaparak kültürlerin birbirleriyle tanışması, toplumun kardeşçe yaşaması için olmazsa olmazımızdır diyerek gençleri çevresine topladı. Taşkın'ın hemşerisi Sabahattin Ali’den bahsederken gözleri dolardı. Son günlerde de Behice Boran’ı beğenirdi. Sendikal hareketlerden de Disk’in genel başkanı Kemal Türker’den ve Abdullah Baştürk’den methiyelerle söz ederdi. Hemşerisi TÖB- DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu’nu da unutmazdı. Müzikle arası yoktu, Ama sanata sanatçıya saygısı sonsuzdu. Atatürk’ün “Efendiler... Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat sanatçı olamazsınız.” veciz sözünü bez pankartlara yazdırarak önemli günlerde, yürüyüşlerde kortej oluşturarak taşıttırırdı.

Yıl 1972. Halk ve esnaf adamı olan Taşkın, esnafına da hizmetten geri kalmadı. Esenlere ilk defa Bağ-Kur hizmetlerini getiren oydu. Yalvar yakar insanları Bağ-kur’lu yapmaya çalıştı. Birçokları şimdi emekli.

Taşkın ahlaklıydı, namusluydu, çalışkandı. Bu kadar işleri yapıp beceren insanın parası, serveti olması gerekirdi. Hiçbir zaman serveti ve parası olmadı. Tek varlığı devrimci ve yurtsever kimliğiydi. Dernekten veya bir yerlerden kazandığı parayı da Kadırga Öğrenci Yurdunda okuyan fakir aile çocuklarına harçlık olarak verirdi. Elinde avucunda ne varsa oradaki yoksul öğrencilerle bölüşürdü. Taşkın kimseye borç para vermezdi. Çünkü verdiği parayı borç saymazdı, cebindeki harçlığını paylaşırdı. Paylaşmayı çok severdi insanı sevdiği gibi doğayı ve canlılarıda severdi. Eskiden yoğun kış mevsimi yaşanırdı. Sokak hayvanları aç kalmasın der kendi yiyeceğini kuşlara sokak hayvanlarına vermeyi çok severdi. Yaşamı boyunca hukuksuzluğu benimsemedi gayrimeşru hiçbir işe girmedi.

En büyük zevklerinden bir tanesi de akşamları küçük bir şişe ve yanında beyaz peyniriydi. Meyhaneye gitmeyi sevmezdi. Esenlerimizdeki kamu mallarını, arazilerini koruyup kollayan Taşkın, ondan sonrakilere bıraktıklarının bugün birilerine nasıl peşkeş çekildiğini hüzünle yattığı yerden seyrediyor şimdi. Ahde vefayı bilmeyenlerin bir gün olsun akıllarına gelmedi o değerli insan. O’nu mezarında ziyaret etmek arkadaşlık yapmak unutuldu.

Bu kadar eserlerin yaratıcısı 22 Mayıs 1992 de yerleştiği ebedi istirahatgahı olan Atışılanı Mezarlığında kendisini yalnız bırakanlara ve unutup yok sayanlara bir gün olsun ziyaret zahmetinde bulunmayanlara herhalde hakkını helal etmiştir yüce, erdemli , Taşkın bir insan olarak.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —