İŞÇİ SINIFI LİDERİNİ UNUTTU- ANA MUHALEFET CUMAYA GİTTİ!
Devrimci işçi Konfederasyonu (DİSK) kurucusu ve ilk Genel Başkanı, T. Maden-İş Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderlerinden Kemal Türkler katledilişinin 42. yılında Topkapı’da mezarı ba
Yarınlar İçin Aydınlık Yollar İnşa Eden Bir Önder: Kemal Türkler… CHP’LİLER ANMAYA KATILMADI- TOPLUCA CUMAYA GİTTİLER
22 Temmuz 1980 tarihinde İstanbul Merter’deki evinin önünde uğradığı suikastla katledilen Türkler ‘in anma törenine ana muhalefet CHP’den ne bir temsilci, ne bir vekil, nede il ve ilçe başkanlarından bir kişi bile katılmadı. Onlar yanı CHP'liler anmanın gerçekleştiği saatlerde, Cuma günü olması münasebetiyle dini vecibelerini yerine getirmekle meşgullerdiler…
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler, öldürülüşünün 42. yılında mezarında anıldı. Topkapı Mezarlığı'ndaki anma törenine Türkler’in kızları Nilgün Türkler Soydan, Yasemin Türkler, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, çok az sayıda DİSK’e bağlı işçiler, Türkiye İşçi Partililer, TKP, TKH. DİSK EMEKLİ SEN üyeleri katıldı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kurucu başkanı ve Türkiye Maden İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, bir suikast sonucu yaşamını yitireli 42 yıl oldu. 22 Temmuz 1980’de İstanbul Merter’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Türkler için de adalet sağlanmadı, katilleri cezalandırılmadı ve bu siyasi cinayetin de üzeri örtüldü. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Kemal Türkler yaşadığı dönemde ve bugün hâlâ önemli bir işçi önderidir. Genel Başkanlığı döneminde işçi sınıfı tarihi açısından birçok ilke imza atmış, kararlı ve direngen tavrıyla onu katledenlerin korkularını körüklemiş, işçilere ise umut ve mücadele azmiyle örnek olmuştur.
Ekonomik talep içermeyen ilk ve en büyük işçi eylemleri olarak tarihteki yerini alan 15-16 Haziran eylemlerinin yanı sıra, Devlet Güvenlik Mahkemeleri direnişleri, “Faşizme İhtar” gibi tarihe geçen eylemlere önderlik yapmıştır.
Yine Türkiye’de ilk defa, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısların kitlesel olarak Taksim Meydanı’nda kutlanmasına da öncülük etmiş, 1 Mayıs 1977 Mitinginde yüzbinlerce işçiyle birlikte Taksim’i işçi sınıfı adına 1 Mayıs Meydanı olarak ilan etmiştir. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin öncülü olan 24 Ocak Ekonomik Kararları’nın ilan edilmesiyle beraber işçi sınıfı üzerindeki baskıların artacağını öngörmüş ve “Bu kararları bizi yok etmeden uygulayamazlar” diyerek tavrını net olarak ortaya koymuştur.
Bu topraklarda karanlık güçler için kullanışlı bir susturma yöntemi olarak siyasi suikastlar, genellikle ülkenin daha özgür, demokratik, eşitlikçi ve adaletli bir ülke olması için mücadele edenlere karşı düzenlendi. İstediler ki kendileri gibi düşünmeyen herkes bu sindirme yöntemiyle sesini kessin, biat etsin, hak, hukuk eşitlik mücadelesi de yok olsun.
Ama öyle olmadı, bugün Türkiye’nin her bir köşesinde hakları için mücadele eden emekçiler, işçiler, işçi önderlerinin mücadele mirasına sahip çıkıyor, bu mücadeleyi sürdürüyor. Bu toprakları ve alın terini sömürmek isteyenler karşısında, direniş her daim var olacak ve işçi sınıfı bu direnişin merkezinde yer almaya devam edecektir.