İNEKLİK DAVA...
"Bizim cennetimizi cehenneme çevirmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" diyen ve mahkemenin 4 bin 500 liralık bilirkişi ücretini ödeyebilmek için ahırındaki ineğini satan vatandaş HES’e karşı davayı kazandı…
Rize İdare Mahkemesi, Rize’nin Küçükçayır Köyü’nde yapımı planlanan Ambarlık Regülatörü ve hidroelektrik santral projesi için dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verdiği ’Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararını iptal etti.
Davayı açan Kazım Delal karara çok sevindiğini belirterek bu cennete bir değil yüz inek feda olsun dedi.
Rize’nin kent merkezi ile birlikte 10 ilçede yaşayan 300 bin kişinin ihtiyacını karşılayan içme suyu tesislerinin de bulunduğu Salarha Vadisi üzerindeki Küçükçayır Köyü’nde yapımı planlanan 9 megavat kurulu gücündeki Ambarlık Regülatörü ve hidroelektrik santral projesi için, Çevre ve Orman Bakanlığı ’Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararı verdi. Bu rapor üzerine köyde yaşayan 67 yaşındaki Kazım Delal, kararın iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Delal, dava kapsamında yapılacak bilirkişi incelemesi için mahkemenin talep ettiği 4 bin 500 lira masrafı ise ahırındaki ineğini satarak ödedi. Rize İdare Mahkemesi, bölgede yaptığı bilirkişi incelemesinin ardından Bakanlığın verdiği ’ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etti.
’KAMU YARARINA VE HUKUKA UYGUN DEĞİL’
Bakanlığın kararının, yasa ve yönetmelikler ile kamu yararına ve hukuka uygun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varan mahkeme, Anayasa’nın 17 ve 56’ncı maddelerini işaret ederek, Bakanlığın teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun, Çevre Kanunu ve ÇED yönetmeliğinin ilgili maddelerine de göndermelerde bulundu. Türkiye’nin de taraf olduğu Kyoto Protokolü, Rio Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların içeriklerine de yer verilen kararda, mahkeme sürecinde Ortadoğu Üniversitesi (ODTÜ) Jeoloji Bölümü üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinin bölgede yaptığı incemenin raporu da yer aldı. Mahkeme kararında, HES projesiyle ilgili hazırlanan çeşitli dosya ve raporlarda bölgenin birçok özelliğinin görmezden gelindiği ve eksikliler olduğu belirtildi, çeşitli ölçüm ve kriterlerin yer almadığı vurgulandı ve bilirkişi raporundaki saptamalara yer verildi. Kararda, bölgeye ilişkin hiçbir önlem çalışmasının yapılmadığı ve şirketin taahhütlerine rağmen bunlara yeterince önem vermediği de vurgulandı.
’SATILIK BİR DAMLA SUYUMUZ YOK’
Mahkeme tarafından verilen iptal kararına sevinen Kazım Delal duygularını şöyle dile getirdi:
"Mahkeme masrafları için ahırımdaki süt veren ineğimi sattım. Maddi anlamda sıkıntıya girdim ama köyümü koruma adına mücadelemi sürdürüyorum. Bizim cennetimizi cehenneme çevirmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Susuz bir hayatı düşünebilir misiniz? Bizim derelerimizde ne kadar su var ki, toplama suyla HES yapacaklar. Damarlarımızdaki kanı çekiyorlar haberimiz yok. Davalarda aldığımız bu kararlar mücadele azmimizi bir o kadar daha arttırdı. Her zaman hukuka ve hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına inandım. Bu kararlar inancımızı daha da pekiştirdi. Çok mutluyum. Kanımın son damlasına kadar HES’lerle mücadele edeceğim ve satılık bir damla dahi suyumuzun olmadığını, suyumuza toprağımıza her koşulda sahip çıkacağımızı haykıracağım."
’YÖNETİCİLER GÖREVLERİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR’
Davanın Avukatı Remzi Kazmaz ise, yargının bir kez daha HES projelerinin hukuksuzluğunu ortaya koyduğunu ve doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiğini kanıtladığını belirterek şunları söyledi:
"Özellikle Bakanlık ve HES firmalarının bu konuda iyi niyetli olmadığı bir kez daha görüldü. Bu projede olduğu gibi bütün HES projelerindeki dosyalar, raporlar ve çalışmalar eksikliklerle doludur. Söz konusu projenin yapılacağı bölge aynı zamanda Rize’nin içme suyu havzasıdır. 300 bini aşkın nüfusun içme suyunun sağlandığı bir vadide HES yapılmak istenmesi ve buna izin verilmesi, bırakın yasaları, yönetmelikleri ve hukuku, akıldışı bir durumdur. Buradaki en önemli husus, devlet yetkilileri, bakanlık görevlileri ve İl Özel İdare yöneticilerinin içme suyu ihtiyacının karşılandığı bir vadide böyle bir projeye izin vererek adeta görevlerini kötüye kullanmaları noktasıdır. Asıl bu zihniyet cezalandırılmalıdır. Bu asalak ve kötü zihniyet, hala bu dere üzerindeki kirli oyunlarına devam etmektedir. Kötü niyetli bu yöneticilerle ilgili yasal yollara başvuracağız."