Devlet, sadece kulübeyi değil bir engellinin dünyasını da yıkt
İBB“Engellinin Dünyasını Yıktı”
Devlet, sadece kulübeyi değil bir engellinin dünyasını da yıktı.
İstanbul Sarıyer’de bir insanlık ayıbı yaşandı. Mehtap Eğitim Vakfı’nın arazisinde bulunan, bir ailenin hasta ve engelli kızlarıyla birlikte yaşadığı prefabrik kulübe, resmî tebligat ve açıklama yapılmadan Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yıkıldı. Aile evsiz kaldı. Avukat Mustafa Başaran, hukuksuz yıkımın, vakfın Cemaat'e yakınlığıyla ilgili olduğunu söyledi.
Mehmet Eş, İstanbul’un ücra köşelerinden birinde, Mehtap Eğitim Vakfı’nın okul yapmak üzere satın aldığı arazide bekçilik yapıyordu. Eş’in, Güldane isimli 27 yaşında sara ve astım hastası olan engelli bir kızı vardı. Vakıf, 6 ay önce Güldane’nin hastalıklarına iyi geleceği için, ağaçlık ve yüksek bir yerde bulunan İstanbul Sarıyer’deki araziye iki göz prefabrik ev yaptırdı. Mehmet Bey ve eşi Hatice Hanım, kızlarının rahat edeceğini düşünürken akıl almaz bir olay yaşandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne bağlı zabıta ekipleri, önceki gün ailenin yaşadığı kulübeyi yıktı. Evsiz kalan aile, geceyi ahır olarak inşa edilmiş binada geçirdi. Yıkımda acele edilmesinin, ailenin engelli bir çocukla birlikte sokakta bırakılması ayıbının ardından ise hukuksuzluk ve mesnetsiz iddialar çıktı. Cemaat'e yakınlığı ile bilinen vakfa ait araziye gelen yıkım ekibinin “Paraleller ile hesaplaşacağız” dediği öğrenildi.
7 yıldır bu arazinin bekçisi olan Mehmet Eş, “Yatalak, özürlü kızımı prefabrik kulübeden kendi elleriyle, zorla çıkardılar. Eşyalarımızı çıkarmamıza dahi izin vermediler.” dedi. Yapılanın hukuksuz olduğunu söyleyen vakfın avukatı Mustafa Başaran, yıkım belgesini sorduğunda, “Gidin istediğiniz yere şikâyet edin” cevabını aldığını söyledi.
Sarıyer’deki arazi bir eğitim kurumuna dönüştürülmek üzere Mehtap Eğitim Vakfı tarafından satın alındı. Projesi hazır olmadığı için herhangi çalışma başlatılmayan arazide bekçilik yapan Mehmet Eş ve ailesi için 6 ay önce prefabrik iki odalı baraka yapıldı. Eş ailesinin aynı zamanda iki çocuğundan biri engelli, sara ve astım hastası 27 yaşındaki Güldane Eş de barakada rahat bir hayat sürebilecekti. Ağaçlık ve tepelik bölgedeki arazi engelli kızın sağlığı açısından da iyi gelecekti. Boğaziçi imar sahasındaki denetimlerle yetkili belediye ekipleri birkaç gün önce vakıf arazisinin bulunduğu bölgeyi denetlemeye geldi. Ancak bu rutin bir denetim değildi.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra Cemaat'e yakın kurum ve kuruluşları hedef alan yıldırma politikalarının devamı niteliğinde davranışlar sergilendi. Ekiptekilerin, ‘Paralellerle hesaplaşacağız’ tehdidinde bulunduğu öğrenildi.
Arazinin 7 yıldır bekçiliğini yapan Mehmet Eş, belediye ekiplerinin hiçbir resmî tebligat yapmadan araziye izinsiz girdiklerini belirterek, “Yatalak özürlü kızımı zorla prefabrik kulübeden kendi elleriyle çıkardılar. Eşyalarımızı çıkarmamıza dahi izin vermediler. ‘Biraz müsaade edin’ dedik. ‘Paralel yapının yeri burası, yıkacağız’ dediler...” ifadelerini kullandı. Yıkıma çok üzüldüğünü ifade eden bekçinin eşi Hatice Eş, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Vakıf kızım için geçici olarak bu iki odayı yapmıştı ama gelip yıktılar. Şimdi mecburen eski bir ahırda kalacağız. Dün gece korkudan kızımız ellerimizi bile bırakmadı, uykusuz kaldık. 1 ay müddet verin, özürlü çocuğum mağdur olur dedim, yalvardım ama dinlemediler. Kızım iki günde bir sara krizi geçiriyor, hastaneye götürmek zorundayım. Garezine yaptılar. Bir yıl önce de kızımın devlet tarafından sakat aylığı kesilmişti.
Allah bunları nasıl biliyorsa öyle yapsın.”
Mehtap Eğitim Vakfı’nın avukatı Mustafa Başaran, ekiplere yıkım belgesini sorduğunu ancak belge ile cevap almak yerine tehdit edildiğini söyledi. Başaran, zabıtaların yıkımın gerekçesini sorduğunda kendisine, “Gidin istediğiniz yere şikâyet edin” demekle yetinildiğini belirtti. Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kararın vakfa veya vakıf yöneticilerine tebliğ edilmesi lazım. Kimseye hiçbir bildirim yapılmadan yıkım gerçekleşti. Yapılan bu hukuksuz işlemler nedeniyle cumhuriyet başsavcılığına, imar müdürü de dâhil olmak üzere yıkımda görevli olan bütün memurlarla ilgili olarak şikâyette bulunacağız ve tüm hukuki yollarımızı kullanarak dava da açacağız.”
Zabıtadan insanlık ayıbına cevap yok
Yıkımın ardından Zaman’ın ulaşmaya çalıştığı İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkilileri, resmî bir cevap vermekten çekindi. Ancak vakıf arsasının Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alması nedeniyle 2960 sayılı kanunla zabıtaya sınırsız yetki verildiği öğrenildi. Zabıtanın herhangi bir tebligat yapmadan bu kanuna dayanarak yıkım yapabildiği ileri sürüldü. Tebligatlı yıkımların sadece sit olmayan alanlarda yapılacak binaların yıkımları için gönderildiği öğrenildi.
