Tarih: 31.07.2016 16:44
Hainlere Karşı İstiklal Mahkemeleri
Hainlere Karşı İstiklal Mahkemeleri
31 TEMMUZ 1922 tarihinde kabul edilen “İstiklal Mehakimi Kanunu” ile gizli oyla seçilen üç mahkeme üyesine bir savcı ve bir yedek üye seçilmesi kararlaştırıldı. Kanunda cezaların derhal infaz edileceği, idam cezalarının T.B.M.M. tarafından incelenip onaylanmasından sonra infaz edileceği hükme bağlanmıştır. Her İstiklal Mahkemesinin ayda bir T.B.M.M.’ne hüküm özetleri ve çalışma takvimini göndereceği belirtilmiş, ayrıca İstiklal Mahkemelerini ilgilendirecek suçların kapsamı genişletilmiştir
Atatürk’ün kurmuş olduğu Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıl, milletimizi sömürmüş olan din tacirlerinin var olmalarına sebep olan karanlığı ortadan kaldırarak milletimizi aydınlığa kavuşturmuştur. Atatürkçü çağdaşlaşma ile menfaat kaynakları kuruyan din tacirleri, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eski, çağ dışı sisteme geri dönebilmek için ellerinden geleni ardına koymamışlardır. Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyetini yıkabilmek için, bu sistemi kuran Atatürk’e, Atatürk İlkelerine ve İnkılaplarına, Atatürkçü Düşünce Sistemine yönelik akla hayale gelmeyecek birçok yola başvurarak yalan ve iftira içinde olmuşlardır.
İstiklal Mahkemeleri nedir?
Milli Mücadele için silah altına çağrıldıkları halde gelmeyen yada ordudan silahları ile birlikte kaçan askerler vardı. Bunlarla ilgili gerekli tedbirleri almak amacıyla Milli Savunma Bakanlığınca 11 Eylül 1920’de Kaçaklar Hakkında Kanun hazırlanmış ve TBMM tarafından kabul edilmiştir. Bu yasa, asker kaçakları ve onlara yardım edenler yada görevlerini yerine getirmeyenler için özel mahkemeler kurulmasını ön görüyordu.
İstiklal Mahkemelerin amacı…
Mahkemelerin amacı insana kıymak değil, cephe gerisinde güvenliği sağlamak, kaçaklara aman vermemek idi. Bu sebeple idam cezası ancak, adam öldüren, soygun ve asker ailesine tecavüz edenlere uygulanıyordu. Özellikle cephede savaşan asker ailesinin can, mal ve namus güvenliğine çok büyük önem veriliyordu. Firarilere teslim olmak için on-on beş, eğer İstanbul gibi uzakta ise kırk günlük teslim olmak için gün tanıyorlardı. Ancak yukarıda belirttiğimiz suçları işlemiş olanlar af hükümlerinin dışında bırakılıyordu. En sert çalışan mahkeme Kastamonu İstiklal Mahkemesi oldu. Asker kaçakları suçlarının önünü almak için başvurduğu yöntem çok sert idi. On gün içinde teslim olmayan asker kaçağının yerine sırayla babası, biraderleri, amcası, dayısı, amcaoğlu, eniştesi ve eniştesinin oğlu alınacaktı. Kaçak teslim olursa, yerine askere alınan yakını bırakılacaktı. Ayrıca köyünden 200 lira ceza alınacak, kaçakların evi yakılıp yıkılacaktı. Bu yöntem Meclis'te çok sert tartışmalara yol açtı ve İstiklal Mahkemeleri'nin görevlerine 17 Şubat 1921'de son verilmesinde önemli bir etken oldu.
Asker kaçaklarını yargılamak ve ordudan kaçanlara gerekli cezayı vermek amacıyla kurulan bu mahkemelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin görev almaları kabul edilmiş ve adına İstiklal Mahkemeleri denilmiştir.
Türkiye’nin o günkü olağanüstü şartlarına göre kurulmuş olan bu mahkemelerin;
-Üç üyesi bulunacak, üyeler TBMM’nin içinden oy çoğunluğuyla seçilecekti.
-Üyeler kendi aralarından birisini başkan seçeceklerdi.
-TBMM adına yargı yetkisini kullanacaklardı.
İstiklal Mahkemeleri geniş yetkilerle donatılmıştı. Bu mahkemelerin verecekleri kararların kesin olduğu ve bütün devlet güçlerinin kararları uygulamakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —