Hafriyat para basıyor.

Hafriyat para basıyor.

İstanbul’da en çok sıcak para girişinin yaşandığı hafriyat dökümü, İSTAÇ’a devredilen sahalarda yapılıyor

Hafriyat para basıyor.

 İstanbul’da en çok sıcak para girişinin yaşandığı hafriyat dökümü, İSTAÇ’a devredilen sahalarda yapılıyor

Küçük çaplı müteahhitler parasını ödedikleri halde İstanbul’da hafriyat dökecek yer bulamazken, büyük firmalar ve yandaş şirketler kapatılan sahaları kullanabiliyor, hatta geçici sahalar açılıyor.
 
Hafriyat para basıyor. İstanbul’da en çok sıcak para girişinin yaşandığı hafriyat dökümü, İBB’nin iştiraklerinden İSTAÇ’a bedelsiz olarak devredilen sahalara yapılıyor. Meclisin denetimi dışında olduğu için İSTAÇ’a ne kadar para girdiği bilinmiyor. Kamyoncuları ayağa kaldıran olay bu sahalara parasını ödedikleri halde döküm yapamamaları oldu.
 
Ömerli’deki hafriyat döküm sahasının kapatılmasının kamyoncular tarafından köprüde protesto edilmesi, kentteki denetimsiz hafriyat piyasasını tekrar gündeme getirdi. İstanbul’da en çok sıcak para girişinin yaşandığı hafriyat dökümü İBB’nin iştiraklerinden İSTAÇ’a bedelsiz olarak devredilen sahalara yapılıyor. Kamyoncuları ayağa kaldıran olay ise bu sahalara parasını ödedikleri halde döküm yapamamaları oldu. 3. havalimanının yapılacağı taş ocakları yüzünden delik deşik olan arazinin doldurulabilmesi için 2.5 milyar metreküp hafriyata ihtiyaç duyulduğu için bazı döküm sahasının bilinçli olarak kapatıldığı ve kamyonların bu bölgeye yönlendirildiği de iddialar arasında. Yenikapı ve Maltepe sahilinin dolgusu da hafriyat ile yapılıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın hafriyat bertaraf yetkisi 2008 yılında yapılan yasa değişikliğiyle büyükşehir belediyelerine devredildi. Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSTAÇ’a ihale açılmadan döküm sahalarının işletilmesi işi verildi. Bu durum tartışma konusu olunca İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi 12 Mayıs 2011 tarihli oturumunda, İBB’ye devredilen alanların bedelsiz ve ihalesiz kendi iştiraklerine devredebileceğine dair karar aldı. Karara, CHP grubu muhalefet şerhi koydu.
Yıllardır kentteki hafriyat alanları ile ilgili sorunları yakından takip eden CHP’li İBB Meclis Üyesi Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar da kararın yürütmesinin durdurulması için İstanbul 9. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru mahkeme tarafından “meclis üyesi bu konuda dava açamaz” denilerek ehliyet yönünden reddedildi. Sağlam ve Bayraktar konuyu Danıştay’a taşıdı. 20 Şubat 2013 tarihinde Danıştay 8. Dairesi bu kararı usule ve hukuka aykırı bularak bozdu.
 

Önce ödeme sonra döküm
İBB Meclis Üyesi Dr. Hakkı Sağlam, hafriyat döküm alanlarına çok büyük nakit para girişi olduğunu vurgulayarak işleyişi şöyle anlattı:
 
“Vatandaş inşaat ruhsatını aldıktan sonra temel kazısı ruhsatı için İBB’ye başvuruyor. Kaç metreküp hafriyat çıkacağı ve bunun bedeli hesaplanıyor. Belirlenen miktar İSTAÇ’ın Maslak’taki Denizbank Şubesi’ne peşin yatırılıyor. Belediye temel kazısı ruhsatını bu şekilde veriyor. Daha sonra hafriyatçı ile anlaşılıyor ve belirlenen alana döküm yapılıyor. Daha inşaat başlamadan belediye kasasına para giriyor.”
 
Firmalar mağdur
Sağlam, 3-5 bina yapan küçük çaplı müteahhitlerin parasını ödedikleri halde hafriyat dökemedikleri için bir süredir mağdur olduğunu belirterek bazı büyük firmalara ve hükümete yakın şirketlere ise ayrıcalıklı davranıldığını söyledi. Ataşehir’de yapılan Finanskent’in, Anadolu Yakası metro inşaatı kazısının hafriyatının, kapandığı söylenen Ömerli’ye döküldüğünü, gerekirse geçici depolama sahaları bile açıldığını ifade etti. Bazen de hafriyatın malzemesi konusunda seçici davranıldığını belirten Sağlam, “Mesela hacim olarak çok yer kaplayacak inşaat molozlarını almıyor. Toprak gibi kolay preslenecek malzeme kabul ediliyor” dedi.

Özel şirketler de var
Sağlam, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı’nın İSTAÇ dışında bazı özel şirketlere de hafriyat dökümü sahası işletmesi için izin verdiğini anlatarak “Adamı olan bu işte de yolunu buluyor” dedi. Meclisin denetimi dışında bırakıldığı için İSTAÇ’a da ne kadar para girişi olduğunu da bilmediklerini ifade eden Sağlam, “Giren paranın miktarını bilmiyoruz ama bu paraları siyasi amaçlarla kullandıklarını biliyoruz. Nakit girişi çok yüksek ama ortada kâr yok, şişirilmiş giderler var” diye konuştu.
Sağlam, Maltepe sahilinde yapılan dolgu alanına da hafriyat döküldüğünü anlatarak “Maliyet tabelada 60 milyon lira olarak yazıyor. O büyüklükteki alana bu paraya tesviye betonu bile dökülmez. Firma o zaman neden zararına çalışsın. Zaten zararına çalışmıyor, kârı hafriyattan elde ediyor.
Daha işe başlamadılar ama hafriyat dökenden parasını aldı bile. İşe başlamadan parasını çıkardı. Böyle bir kazanç türü dünyanın hiçbir yerinde yok. Yatırım yapmıyor, harcaması yok” dedi. Sağlam, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da hafriyat döküm alanı olarak kullanıldığına dair iddialar bulunduğunu açıkladı. Abdülkadir Aksu ile Muammer Güler’in oğullarının ortak hafriyat işi yaptığına dair şaibeler dolaştığını dile getiren Sağlam, “Polislerin, gece gündüz o şirketlerin kamyonlarına göz yumduğu, Bayrampaşa’da yeni yapılan tüm AVM ve sitelerin hafriyatının bu şirket tarafından alındığı, birçok müteahhitin işler hızlı yürüdüğü için onları tercih ettiğini duyduk. Hâlâ bu işi yapıyorlar mı bilmiyoruz” diye konuştu. Sağlam, tahsis edilen bazı alanların da yandaş müteahhitler için boş tutulup hazır bekletildiğini öne sürdü.

Kayıt dışı döküm
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, 3. havalimanının inşaatının başlayabilmesi için delik deşik olan arazinin doldurulması gerektiğine dikkat çekerek “Hafriyata, toprağa, moloza ihtiyaç var. Ömerli’deki birçok hafriyat döküm alanı kamyoncuları bu alana yönlendirmek için kapatılmış olabilir. Bunun olacağını biliyorduk zaten” dedi. Hafriyatın her zaman belirlenen sahalara dökülmediğini vurgulayan Gökçe, bazı kamyoncular tarafından kullanılan gayri resmi döküm sahaları olduğunu, orada da döküm ücreti alan gayri resmi görevliler bulunduğunu belirtti.
 
‘Denetim yok’
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, 3. havalimanının orman alanında verilen maden izinleri ile tahrip olmuş alana inşa edileceğini belirterek “Doğa yıkımının hafriyatla yeniden doldurularak görmezden gelinmesi başka bir sıkıntı yaratıyor. Biz hafriyatı, dolgu alanı yaratmak, delikleri kapatmak için kullanıyoruz. İnşaatlardan çıkan moloz atıkları tehlikeli kimyasallar taşıyor. Biz tehlikeli kimyasalları gelişigüzel şekilde doğaya salıyoruz” dedi.