Tarih: 19.06.2012 15:12

HÜSEYİN KOÇ YAZDI!

Facebook Twitter Linked-in

Tatilde Bile Huzur Vermediler…

Okulların tatil edilmesi ve yaz tatilinin gelmesi ile İstanbul akın akın boşalmaya başladı. Kimi köyüne, parası olan ise Akdeniz sahillerine, Ege’ye, Marmara’ya koşarcasına, kaçarcasına güzel İstanbul’u terk ediyor. Tatile gidemeyenler İstanbul’un stresi ile kaldılar baş başa. Gidenlerin şanslı olduğunu düşünmek belki de şanssızlığa dönüşecektir.

Bizde bir anda karar verdik. Yoldaş Ersel ile yola çıktık. Bir yılın stresini atmak, yorgunluğunu çıkarmaktı umudumuz. Gazetecilik gereği olsa gerek, gideceğimiz yerlerde göreceklerimizi bir güzel yazarız, hem de zevkle diye düşündük.

Güzergâhımız belli idi. Çanakkale, Ezine, Bayramiç ve Kaz Dağları etekleri idi. İlk gün Ezine sonra da Bayramiç ilçelerini gezdik. Gördüklerimiz bizi bir hayli üzdü. İki güzel Avrupalı ilçe, Belediyeleri var, maalesef gördüğümüz kadarı ile işlerini Allah’a bırakmışlar. Yoksulluk, işsizlik, halk umurlarında bile değil.

Ezine, İzmir-Çanakkale yolu üzerinde güzide bir ilçe, Avrupalı gelip geçip görüyor bir çivi çakılmadığını. İnsanlar işsiz, köylüler çaresiz, yollar köstebek yuvası, esnaf kan ağlıyor, üniversite mezunlarının yarınlardan umutları yok. Yolumuz Bayramiç’e düştü. Buranın da Ezine den hiçbir farkı yok. Adeta birbirlerinin fotokopileri, ne acı bir durumdur ki iki Belediye’nin Başkanları da CHP’li! CHP Genel Başkanına ihanet var! Hem de CHP’liler tarafından, yazık çook yazık!

Bu iki ilçenin toprakları oldukça zengin, mahsulleri bol kiraz, şeftali, üzüm, domates, biber, karpuz ve zeytin yetişiyor. Hem de bereketine bereket katarak. Ama köylünün cebine bir şey girmiyor. Seçilenler çare olacaktı ya… bir masaldan öteye gitmiyor. Her zaman dedik ya çare sensin Halkım sen! Şayet bu seçilen zat-ı muhteremler Sosyal Demokrat olsaydılar, yaptıklarının CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na ihanet olduğunu anlarlardı. Projeleri olmadığı çok belli, CHP’nin oylarına oy katmayı boş verin oy kaybetmeyi göze almışlar bile.

Kardeşim! Bu kadar meyvenin ve yeşilliğin bir bol olduğu bir yerde kurarsınız bir meyve suyu fabrikası, insanlara aş olursunuz, iş olursunuz. Üreteni de fabrikanın ortağı yaparsınız. Kaynak mı? Avrupa fonları.
Üniversiteli işsiz gençlerle konuştuk. 3-4 tane genç yanımıza gelerek “Yazın bunları” dediler. “Tekstil meslek yüksekokulu mezunuyuz. İşsiziz, burada bir tane çorap fabrikası veya tekstil atölyesi bile yok” dediler. Hayvancılık bitmiş. Kiminin 2-3 ineği var, kiminin 20-30 koyunu. Sömürü almış başını gidiyor. Kurulan mandıraları da dışardan gelenler kurmuş. Çalışanları ise asgari ücrete talim ediyor.

Okulsuz köyleri gördük. Yoldaş Ersel “Yüreğim sızlıyor abi” dedi. Öğrenciler 20 kilometrelik mesafelere servislerle taşınıyor. Zaman kimsenin umurunda değil. Zaten Milli Eğitim Bakanı eğitimi ticarileştirmeyi başarı kabul ediyor. Etüt merkezleri veya yeni okullar açmayı hiç düşünmüyor.

Dünya kadar öğretmen boşta, iş bekliyor, aş bekliyor. Hepsinden önemlisi de devletine borcunu ödemek için görev bekliyor. Kimsenin umurunda değil! Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir misali… Dedik ya çare sensin ey Halkım! Birilerinden medet umarsanız, bizim de yazacak, söyleyecek çok şeyimiz olacak. Bizden söylemesi. Sosyal Demokratsan eğer, yap projeni, al Avrupa fonlarında uzun vadeli krediyi, kurduğun fabrikalara ortak et halkını, ol yoksuluna, işsizine aş, halkına da yoldaş!



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —