HAYIR” Çıkmazsa Hakkı Hukuku Mumla Arayacağız
"HAYIR"Demeliyiz… Çünkü…
"HAYIR” Çıkmazsa Hakkı Hukuku Mumla Arayacağız
Adı, kimliği, partisi ne olursa olsun ülkeyi dikta rejimiyle yönetecek olan Başkanlık sistemine her yurttaşımızın karşı çıkmasını ve hayır demesini bekliyorum. Hedeflenenin Anayasa değişikliği değil rejim değişikliğidir. Yürütme, yasama ve yargının gücünü tek elde toplayan ve Türkiye’yi ayrışmaya götürecek ‘Başkanlık Anayasası’na hayır demeliyiz…
Kim istemez yarınlarımızın aydınlık olmasını, bugünlerden daha güzel olmasını. Kim istemez daha zengin olmayı, yaşadığı zorluklardan kurtularak ailece huzur içinde yaşamayı. Ebetteki deli olan, kafasında noksanlık olan istemez. Beki kim ister kula kul olmayı, her gün aç sefil dolaşmayı, üç kuruşluk yavşaklardan üç kuruş alarak geleceğini heba etmeyi. Kim ister günaşırı birilerinin azarını, küfrünü işiterek, emeğini sömürterek, çocuklarının geleceğini düşünmeden, ömrünü üç beş çakala peşkeş çektirmeyi, vatanını böldürmeyi, her gün kandırılmışlık içinde yaşamayı, yarınından umudunu kesmeyi. Tabii ki kafadan sakat, aciz içinde olan zavallılardan başkası istemez…
-HAYIR” Çıkmazsa Hakkı Hukuku Mumla Arayacağız
Ey halkım tarihi yazmak zor değil, ama tarih yanlış yapanları hep küçük yazar. Tarih halkına zülm edenleri, ülkesine, insanlığa hor bakanları af etmeden yazar.
Geçmişine sahip çıkmak her toplumun ananesinde var, toplumları toplum yapan dilidir, sanatıdır, kültürüdür. Çağdaşlaşması ise eğitimden geçer, bilime, sanata değer ise toplumları geliştirir. Türkiye’nin 140 yıllık parlamenter sistemi, 94 yıllık cumhuriyeti, 71 yıllık çok partili demokrasisi tasfiye ediliyor.bu tasfiye bizi yönetenlerin boyunu aşmış, küreseller kaderimiz olmuş bizimle oynuyorlar.
Arkadaş uyan artık… Küresel kuklacılar dayatmış, yazmış, çizmiş. AKP ve koltuk değnekçilerinin çıkarları adına Özgürlüğün gidiyor elinden, bin yıllık kardeşliğin kin ve nefret oluyor, yargın, yargıcın kula kul oluyor, hakkı hukuku mumla arayacaksın. Bir metindir anlamsız bir metin, ülke karmakarışık, anayasa metni diyorlar. Yoksun bu metnin içinde, yok oluyorsun ey vatandaş. Metnin içinde emekli yok, işçi yok, öğrenci yok, çalışan yok, taşeronlaşma yok! Kulluk var, ezilmişlik var, köleleşme var, emeğin gaspı var be kardeşim. Sen yoksun, yok sayılmışsın. Eeeee o zaman seni yok sayanları sende yok say ve tarihin sayfalarına kocaman puntolarla “HAYIR” yaz… Çünkü sen halksın, büyük olan, belirleyen sensin.
-Yarınlarımız ve geleceğimiz için Hayır Diyeceğiz
Sana bana anayasadan önce lazım olanları görmeyen AKP ve koltukçularına hesap kes… Ülke ekonomisinin can çekişmesini. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzlukları görmüyorlar, gördüklerini ise bizimkiler diyerek aklıyorlar. Onların umurunda değil kaos ortamının tüm ülkeyi sarması, görmüyorlar, gören gözleri ile Tutuklu gazetecileri, akademisyenleri. Bana ne diyorlar ülke dönmüşse açık cezaevine, senin benim çocuğumun ölümü, annelerimizin gözlerinden akan yaşlar umurlarında değil. Odaklaşmışlar bir kere tek adam rejimine cumhurbaşkanı ve başbakan ülkenin geleceği için başkanlık sistemi diyor, başka bir şey söyleyemiyor. Gel sen sen ol, seni yok sayan, içinde barındırmayan bu metne “HAYIR” de
14 yıldır ülkeyi yöneten bu beyler, bu AKP’li devlet büyükleri değilmiydi? Ülkeyi ekonomik ve siyasi karanlığa sanki bu halk sürüklemiş ve memleketi yönetmiş gibi davranıyorlar. Şimdi tutturmuşlar “huzur ve istikrar başkanlık sistemiyle gelecek” Biz küresellerin dayattığı metne hayır dersek hem ülkemizi hem kendimizi, hem de bu tuzağa, bu girdabın içine düşen bu beyleri kurtarmış olacağız. 15 Temmuz askeri darbe girişiminin nedeni mevcut anayasa değildir, Ekonomide krizin nedeni anayasa değildir, ülkemizin kan gölüne dönmesinin nedeni anayasa değildir. Bunun nedeni FETÖ ile kol kola bu ülkeyi yöneten AKP’dir. Bu anayasada halk yok. Sadece bir kişi var Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Sen yoksan ben HAYIR diyorum, sende HAYIR de kardeşim...