Gülten Doğruyol İncesu "Yürek Kuyusu" ile Kitap Fuarında

  Gülten Doğruyol İncesu

Gülten Doğruyol İncesu "Yürek Kuyusu" adlı ikinci şiir kitabını 24 Kasım 2012 Cumartesi günü,13.00-17.00 Saatleri arası Tüyap Kitap Fuarında imzalayacak


7-24EsenlerHaber


Gülten Doğruyol İncesu "Yürek Kuyusu ile Kitap Fuarında
 
Gülten Doğruyol İncesu "Yürek Kuyusu" adlı ikinci şiir kitabını 24 Kasım 2012 Cumartesi günü,13.00-17.00 Saatleri arası Tüyap Kitap Fuarında imzalayacak
 
 Kitap fuarında bu cumartesi imza günü yapacak şair Gülten Doğruyol İncesu ile bir röportaj gerçekleştirdik. Gülten Doğruyol İncesu hayata, zamana, geleceğe ve şiire dair izlemiş olduğu çizgiyi betimleyen şiirsi açıklamalarda bulundu;

“Ardahan / Hanak’ta doğdum… Halen İstanbul Esenlerde yaşıyorum. Otuz yıldan fazladır esenlerliyim. Evliyim ve bir çocuk sahibiyim. Lise öğrencisi olduğum bir bahar sürecinde başladım şiir yazmaya.. Yıllarca da usanmadan yazdım. İlk kitabım Ilgıt’da yazdıklarımdan bir seçki sundum şiir severlere. İkinci kitabım "Yürek Kuyusu" ile devam ediyor bu aşk. Şiirlerimde hayatı, umudu, sevgiyi ve mücadeleyi anlatmaya çalıştım hep. İnsanları, çocukları, şiiri ve hayatı çok sevdim ve her zaman da seveceğim.”
 
Ne zaman yazmaya başladım derseniz; “Sokakları koşmak diye bildiğim günden beri, Şiir yazar, şiirle oynaşırım.” derim. Ayrıca “ Puştlukla yaklaşmadım ben o güzelin ülkesine. Onurumu satmadım ozan desinler diye. İşte kavgam işte onurum. Kim ki yaklaşırsa şiirime, Kahpece, Bakmam gözünün yaşına. Babam dahi olsa, Dişi kartal kesilirim tepesinde. Çünkü benim, Kavgamdır, Sevdamdır, Onurumdur, Yaşamımdır Şiirim…”  Diye devam edebilirim.
 
 
Zaman nedir ki bakarsınız gelip geçmiş. Demek ki insandır önemli olan, insanı geleceğe taşıyan değerleridir asıl gerçek. Değilim ki; “Günler günleri, Geceler geceleri, Kovalayıp duruyor peşi sıra, Zamanın koynunda, Akıp giden zerreler misaliyiz...” İşte o zerre misali şiirler yazmaya savruldum. Ve bir söz verdim ta en başta kendi kendime, o söz de şudur;
 
“ Özgürlük tadında şiirler yazacağım sana, Marşlar okuyacağım sıkarak dişlerimi, Titremeyecek sesim senden başka, Kimsenin karşısında, Her gün daha çok, seveceğim seni. Sen kızıl akışı asi nehrimin, Emek verdiğimsin benim, Sen alın terim, Tek ve son kavgası ömrümün, Sözüm olsun sana, Kendi ellerimle yeniden yazacağım, Seni sana. Kıracağım kendi ellerimle, Tüm bentleri, Barikatları. Seni uyur uyanık sabahlarda, Çığlık çığlığa çağıracağım. Aklımdan her geçeni söyleyeceğim sana. Her gün yeni bir rengini keşfedeceğim, Yeniden çizeceğim ak kâğıtlara. Yüzünü, ellerini. Seni anlatacağım bütün doğaya, Sen benim yürekli, Can yoldaşım, Sen alın terim. Yazdığım en güzel şiirim olacaksın benim…”
 
Evet, Yıllardır en güzel şiirimi yazmaya çalışıyorum. Yaşadıkça ödün vermeyeceğim bu hedeflerimden. Bıkmadan usanmadan ömrümce didineceğim kelimeler hatırına. Yaşamak adına. Ömür ve yaşamak kapsamında. Bence ömür şöyle izah edilebilir;
 
“Bir ekim daha geçti ömrümüzden...Kasımın (sancılı ) rüzgarlarıyla düşen yağmur damlaları gibi geçerken ömürlerimiz..! Diyorum ki gülüm; an gelir belki kardelen oluruz şubat ayazında… Belki yeniden yeşeririz nisanda, belkide ölürüz gülüm bir mayıs şafağı…”Deniz” olur haykırırız sonsuzluğa, “Nazım” olur severiz yeryüzünü çıldırasıya gülüm…- şiirle dopdolu bir ömürdür özlemim. Ve şiir tadında yaşamaktır her anı.”
 
Size zaman, şiir yazmak, insan ve ömür ve yaşamak üzerine bir perspektif sundum. Bakış açımı paylaştım. Aslolan ise yaşamaktır nasıl yaşandığıdır özünde. Bence yaşamak ise şudur;
 
“Geldiğimiz yer ile gelmek istediğimiz yer arasında geçip giden ömrümüz yaşamak…Belki uzun belki kısa ama var olabilmektir yaşamak…Yaşamak bir amaçtır;kendi düşüncesinin, felsefesinin, ideolojisinin peşinden yürümektir…Yaşamak;cesaret ile korku, bilgelik ile cehalet, zarafet ile zorbalık, iyilik ile kötülük, şefkat ile şiddet arasında mevcut olan çatışmalara denge kurmaktır…Yaşamak baharı beklemektir,,,yaşamak sevgidir yüreğin coşkusudur…Yaşamak bazen acıdır-yüreğine oturan.En sevdiğini, eşini, dostunu, kardeşini, anneni, babanı kaybetmektir yanı başında ya da sıla da…Yaşamak her şeydir; Düşüncelerimizdir, duygularımızdır, davranışlarımızdır, alışkanlıklarımızdır, karakterimizdir yaşamak…Yaşamak mücadele etmektir…Düşüncelerimiz, hedeflerimiz uğruna...Yaşamak değerlerimizdir…Gelişimiz ve gidişimiz arasındaki çizgidir YAŞAMAK…”
 
Ve ne için, hangi değerler için yaşadığınızdır en önemlisi. Bu bağlamda size bir şiirimi aktarmak istiyorum;
 
EY ÇOCUK

Pencere kenarında
Durmuş bakarken gökyüzüne
Dilimde türkülerle
Yurdumun
Yeditepeli şehrinden
Sana sesleniyorum
Ey çocuk!..
Sözün mü var zalimden sakınacağın
Kaç günün var daha
Yok edilmiş düşlerinden gayrı
Esir yaşayacağın…
Kalabalık halkların arasında
Şimdi tam zamanı cesaretin
Zamanı ey çocuk yüzüne tükürmenin
Her gün seni daha çok sıkıştıran esaretin…

 
Son sözlerim olarak, Bu zorlu yolculukta, beni yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyorum. Daha da yüreklenmem için 24 Kasım 2012 Cumartesi günü13.00-17.00 Saatlerinde "YÜREK KUYUSU" Kitabımı İmzalayacağım, Tüyap Kitap Fuarında 2. Salon 603 C’ye Yolu Düşen Tüm Dostları Bekliyorum...




  • Cuma 15.6 ° / 10 ° false
  • Cumartesi 16.1 ° / 9.6 ° Güneşli
  • Pazar 13.7 ° / 2.7 ° Orta kuvvetli yağmurlu