Gericiliğe Kafa Tutan Adam

Gericiliğe Kafa Tutan Adam

Karanlığa karşı verdiği mücadele ve Cumhuriyetin hızlı savunucusu olması nedeniyle gericilerin hedefi haline getirilen aydınlanmacı yazar Turan Dursun, 24 yıl önce uğradığı sihahlı saldırı sonucu katledildi.

Gericiliğe Kafa Tutan Adam
Karanlığa karşı verdiği mücadele ve Cumhuriyetin hızlı savunucusu olması nedeniyle gericilerin hedefi haline getirilen aydınlanmacı yazar Turan Dursun, 24 yıl önce uğradığı sihahlı saldırı sonucu katledildi.

Sivas’ta nur cemaatinin bir kolu olan Süleymancılarla çatışma yaşadı. Bu çatışma, sürgün getirdi, Sivas’ın zenginlerinin de Süleymancılar tarafında yer alması sebebiyle sürgünle sonuçlandı. Bir telgrafla önce Manisa’ya, oradan da Tokat’a sürüldü. Ama tayin işlemleri TSK’daki paşaların araya girmesiyle durduruldu ve Turan Dursun Sivas’taki görevine iade edildi. Kendi ifadesine göre bunun sebebi, Turan Dursun’un Sivas’ta 620 imam ve vaizin Cumhuriyet Bayramı’na katılmasını sağlamaktı.

24 yıl önce bugün, İslam dünyasının ruhban sınıfından birkaç kişi, işine gitmek için evinden çıkan bir insanı 5 kurşunla öldürdü. Trende sorun yaşadığı ve şikâyet ettiği kondüktörün disiplin cezası almasına üzülecek kadar yufka yürekli bir aydını, “katli vacip” diyerek evinin önünde katlettiler.
Bu üzücü durumdan daha da üzücü, kahredici olanı, onun ölümüyle birlikte -aralarında “din alimleri” de olan- milyonlarca kişinin rahat bir nefes almasıydı. Çünkü din bezirgânlarının foyalarını ortaya çıkaran tartışmasız en büyük, en devrimci adam yoktu artık. Onlar da bir “Oh be” çekip, inançlarını pazarlamaya, Tanrı’yı ticaretlerine ortak etmeye devam ettiler.
Aydın katliamlarının hiç de azımsanmayacak derecede çok yaşandığı coğrafyamızda, nedense pek bir az hatırlanan aydındır Turan Dursun. Biz de istedik ki, bu ülkede, bildiklerini kendine saklayıp rahat rahat yaşamak yerine, halka anlatıp ölümü göze alan (ve katledilen) bir “insan” yaşadı ve bu insan İslam kültürünün egemen olduğu bu coğrafyada dogmaya, tabuya indirilen en büyük darbe idi. Ölmeden önce de demişti ki:
Ölürsem,
o zaman anlarsın.
Ölünce biri,
pazar, kışın,
iki yüz olur hemen yüzler, hemen!
Dersin, neymiş meğer!
Ben de ölürsem eğer
ey aydın cemaat!
Lütfen öldürme beni,
lütfen!