Tarih: 27.11.2018 03:31

Gerçekten bu durum normal bir durum değil

Facebook Twitter Linked-in

Gerçekten bu durum normal bir durum değil
Siyasetin sırası mı diyorlar bana; evet, şu an siyasetin tam zamanı! İçinde halk ve memleket sevgisi varsa hassasiyetli birisiysen siyaseti konuşmalısın. Onurluysan korkmamalısın, yanlışı eleştirmelisin, sorunları dile getirmelisin ama birileri gibi, bazı ilçe başkanları gibi birilerinin uşağı, yavşağı olmadan
 
Yoktan var olmuş küllerinden yaratılmış, aklını ve cesaretini birleştirerek emperyalist işbirlikçi ülkelere kafa tutmuş, bağımsızlık uğruna yedi düvele karşı savaşan kahraman bir millet olarak geçmişimizle övünürüz.  Bugün ve bugünden sonra neyimizle övüneceğiz bilemiyorum. Albert Einstein, “İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez,” “Akıl” insana sunulmuş en değerli hazine, manevi bir kuvvettir.  
 
Geldiğimiz noktada aklına ipotek konulmasıyla veya aklını kira parası almadan kiraya vermekle övünenleri üzülerek görüyoruz, bunların sayısı öyle böyle değil. Büyük bedeller ödeyerek kazandığımız değerleri, bağımsızlığımızı, özgürlüklerimizi hiçbir savaş vermeden özgürlükler düşmanı olanlara kendi eliyle kuzu kuzu teslim etmekle övünenler tarihin Fuzuli yaratıkları olduklarını tarih yazacak elbette… Düşünme, bilme, öğrenme, davranış belirleme, denetleme, yargılama ve ayırt etme gücüdür. Akıllı insan isen ve aklın ile düşünürsen, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ayırt edersin. Akıl bize, doğru ve mantıklı, vicdana uygun hareketler sergilememizi öngörür. Yalanla gerçeği, doğuyla yanlışı ayırabilme ve görüş yürütme yeteneği akılı adamların işidir. Bugün bu özelliklere sahip olduğumuzu kim söyleyebilir, akılsız bir toplum, akılsız bir halk olmuşuz.
 
Takım tutar gibi parti tuttuğumuz için geçmişin değerlerinin elimizden uçmasına, geleceğimizin karanlığa gidişini “akıl tutulması veya aklın kiraya verilmesinin” neden olduğunu halen daha anlamayan büyük bir kitle ile iç içe yaşıyoruz. İdeolojik tercihler rasyonel olmalı, bir toplumun ideolojik tercihleri rasyonel değil duygusal olursa o toplum köleleşir, o toplum özgürleşemez ve gelişmez. Yöneteniyle, yönetileniyle kandırtılan bir halk olur, öylede olduk. 25 yılda iktidar olan birileri sorunu çözmek yerine durumu daha da kötüye getirdiğini göremiyorsan ve tüm olumsuzlukları 60 yıldır iktidar olmayan bir siyasi partiye fatura edilmesine inanıyorsan sen akılsız birisin ey halkım… Sen bunları söyleyen faşist kafalılara “Siyaset elindeki güçle, enstrümanlarla sorunlara çözüm üretmektir” diyemiyorsan sen korkak birisin ey halkım…
Tercihlerini parti programlarına bakarak yapmıyorsan, bireysel çıkarlarına ters düşse bile benimsediğin kültürel değerler üzerinden duygusal bir refleksle oyunu veriyorsan sen akrepsin, sen kendine, aslına nesline geleceğine ihanet eden birisisin…
Yaşamın ahlaki değerleri: Dayanışma, Adalet, Özgürlüktür, bu söylemler slogan değil sol eğilimdir. Sadakat, Otorite ve Kutsallık ise teslimiyettir, ahlaksızlıktır, faşist eğilimli anlayıştır. Bu anlayış maalesef ülkemde ve memleketimin insanında egemen olmuş. Öyle ki memleketimin insanı aç bırakılıyor, günden güne yoksullaştırılıyor ama mevcut iktidara kızıyor olsalar bile, haksızlığa dahi uğrasa bile; uğruyor ama mevcut düşüncelerinden inatla ve ısrarla vazgeçemiyor!
 
Mevcut iktidar sahip olduğu yayın organları ve yerel yönetimlerdeki örgütlenmesiyle, birgün söylediğini diğer gün inkar ediyor insanların gözlerinin içine baka baka aklına, beynine pranga vuruyor, yani herkesin gözünü boyamayı biliyor. Boya narkoz etkisi yapıyor, kendi kitlesi,  “şayet bunlar olmasaydı belki de bu ülke olmayacaktı” diye düşünüyor.

Gerçekten bu durum normal bir durum değil. İnanılmaz bir kitle kontrolü egemen olmuş halkın, memleketin üzerinde
 
 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —