Tarih: 22.06.2014 14:52
Gelibolu Milli Parkı, gezilmesi gereken vatan toprağımızdır
Gelibolu Milli Parkı gezilmesi gereken vatan toprağımızdır
Gelibolu ve Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Başkanlığı kurulması hakkında kanun üzerine CHP grubu adına İstanbul Milletvekili Prof Haluk Eyidoğan,'4533 sayılı Kanun’un amaçları arasında yer alan “Türk Vatan Savunması” sözcükleri kaldırılmıştır. Neden? “Türk Vatanı” ifadesinde bir yanlış mı vardır? Rahatsız edici bir şey mi vardır? Burada bunu hamaset yapmak için söylemiyorum. Dikkatinize sunuyorum. Neden bu ayrıntı? Niyetiniz ne? Bunu açıklamak zorundasınız” diyerek yaptığı konuşmasında sert ifadelerde bulundu.
Tali komisyona gitmeyen tasarı hakkında nasıl rapor verilir
Eyidoğan; Gelibolu ve Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Başkanlığı kurulması da benzer anlayışla “acele şekilde” komisyona sunulmuştur. 5 tane tali komisyon adı olmasına rağmen esas komisyonda iş bitirilmeye çalışılmıştır. Alt komisyon görüşmesine gitmesi için uzun bir uğraş verildikten sonra Alt komisyonda görüşülmüş ancak tali komisyonlarda görüşülmemiştir. 5 tali komisyon “rapor vermedi” diyerek kayda geçirilmiştir. Tali komisyona gitmeyen tasarı hakkında zaten nasıl rapor verilir ki? Adet yerini bulsun yoluyla böyle şeylerin bu Yüce Meclis çatısı altında yapılmaması gerektiğine inanıyorum.
Her karış toprağı şehitlerimizin kanı ile sulanmış topraklardır
Çanakkale Gelibolu Yarımadası, emperyalist devletlerin milletimizi yeni bir sömürge ülke haline getirmek ve vatanımızı bölüp parçalamak üzere işgal sürecini başlattığı bir vatan toprağıdır. Oralar Her karış toprağı şehitlerimizin kanı ile sulanmış topraklardır.
Bu ülkenin tam bağımsız ve özgür olabilmesi için, barış için Çanakkale- Gelibolu’da şehit olanların, gazilerin oralarda her toprak parçasında anıları ve hikayeleri vardır. Kumkale Oyalama Çıkarması, Seddülbahir Bölgesindeki Muharebeler, Alçıtepe (Kirte) Çıkarması, Arıburnu Bölgesi’ndeki Muharebeler, Anafartalar-Suvla Koyu Çıkarması Çanakkale kara ve deniz savaşlarının şeref dolu mekanlarıdır.
O günlerin benzerini bugün Ortadoğuda yaşiyoruz
Bugün Gelibolu Yarımadası'ndaki anıtlar, şehitlikler ve mezarlar bugüne dair önemli dersler çıkarılacak, yeni nesile mutlaka aktarılması gereken ağır, acı dolu yaşanmışlıkları hatırlatır. Kardeşi-kardeşe, dindaşı-dindaşa düşüren sömürgecilerin ve işbirlikçilerinin neler yaptığını ve yaptırdığını bugün Ortadoğuda çok acı örnekleriyle yaşıyoruz.
Gelibolu Milli Parkı görülmesi ve gezilmesi gereken bir vatan toprağımızdır
Orada yaşananlar bize barışın, özgürlüğün ve bağımsızlığın ne kadar değerli olduğunu, bu değerlere sarılmamız gerektiğini gösteriyor. Gelibolu Milli Parkı da bu anlamda görülmesi ve gezilmesi gereken bir vatan toprağımızdır.
Hükümet, ülkemizi her gün bir yenisini görmeye alıştığımız ve kabullenmeye zorlandığımız oldu-bittilerle yüz yüze bırakmaktadır. Milli ve manevi değerlerimizin kilometre taşlarını oluşturan hassas konularda, sürekli kendi ideolojik yorumları ve saptırmaları doğrultusunda profesyonel propoganda yolları ile kafaları karıştıran yorumlar ve uygulamalar yapmaktadır
Bu gün görüştüğümüz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun ile de yine bir oldu-bitti yaratılmak istenmektedir. 2015 yılında kutlanacak olan Çanakkale ve Gelibolu Savaşlarının 100.Yıl etkinliklerine yetiştirilme kaygısı ile yazılan ancak satır aralarında çok ciddi soru işaretleri bırakan bir kanunun metni ile yeni bir fiili durum yaratılmak istenmektedir.
Milli Kurtuluş Mücadelemizin değerli komutanlarının itibarlarını zayıflatmayı amaçlayan ve bu değerli memleket evlatlarının başarılarını görmezden gelerek savaşın aslında evliya ve doğaüstü güçlerin gayreti ile kazanıldığı algısının yaratılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Hükümet, uygulamaya koymaya çalıştığı bu kanun tasarısı ile başta kurum başkanı olmak üzere tanımı ve mesleki formasyonu bile tanımlanmamış bir yapılanmanın adımlarını atmak istemektedir. Ayrıca bu Kanun Tasarısı'nın metni üzerinde yaptığımız incelemeler, biz de, ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüş ve bilgisine başvurulmadığı fikrini oluşturmuştur.
Kanunun daha nitelikli, bilimsel ve toplumsal uzlaşı kültürü doğrultusunda hazırlanması gerekmekteydi. Aşağıda Komisyon tarafından dikkatle değerlendirilmesini istediğimiz tespitler şunlardır:
Tasarıda yerelliğe dayalı şovenist bir retoriğe dönüştürülmüştür
4533 sayılı Kanun’un neden yürürlükten kaldırıldığı ve buna neden ihtiyaç duyulduğu, 4533 sayılı Kanun’un hangi tür sorunların çözümünde yetersiz kaldığı, bu Tasarıyla bunların nasıl çözüleceği, 4533 sayılı Kanunda öngörülmeyen hangi tür ek amaçların benimsendiği gibi hususların Tasarının genel gerekçesinde açıklamaları yoktur. Tasarının genel gerekçesi hamasetle geçiştirilmeye çalışılmıştır. 4533 sayılı Kanun’un genel gerekçesindeki evrenselliğe gönderme yapan “barışçıl” ifadeler, Tasarıda yerelliğe dayalı şovenist bir retoriğe dönüştürülmüştür.
Bu kanunla kaldırılmaya çalışılan 4533 sayılı Gelibolu Milli Parkı Kanunu'nun genel gerekçesinde şöyle deniyor: “Dünya ve Türk Harp Tarihi'nin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden 1915 Çanakkale deniz ve kara muharebelerinin yoğun cereyan ettiği sahaları kapsayan Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı'nın; Tarihî, kültürel ve doğal dokusunu koruyarak, Çanakkale savaşlarında, Türk milletinin vatan sevgisini, kahramanlığını, cesaretini, azmini ve fedakârlığını Millî Parka gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere yaşayan tarih yorumu ile sunmak üzere yeni düzenlemeler yapılması gerekmektedir.”
4533 sayılı Gelibolu Kanununda amaç ise şöyle belirlenmiştir
4533 sayılı Gelibolu Kanunu'nda amaç ise şöyle belirlenmiştir: “1915 Çanakkale Deniz ve Kara Muharebeleri'nin cereyan ettiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkının tarihi, kültürel değerleri ile orman ve bitki örtüsünün korunması, geliştirilmesi ve yönetimine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi ile Türk vatan savunmasının ve doğanın güzel bir örneği olarak uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılması.”
Getirilen yeni kanun tasarısının amaç ve kapsamına dair açıklamaları ile 4533 sayılı Kanunun açıklamaları açısından bazı önemli farklar göze çarpmaktadır
.
Türk Vatanı” ifadesinde bir yanlış mı vardır?
Birinci fark; 4533 sayılı Kanun’un amaçları arasında yer alan “Türk Vatan Savunması” sözcükleri kaldırılmıştır. Neden? “Türk Vatanı” ifadesinde bir yanlış mı vardır? Rahatsız edici bir şey mi vardır? Burada bunu hamaset yapmak için söylemiyorum. Dikkatinize sunuyorum. Neden bu ayrıntı? Niyetiniz ne? Bunu açıklamak zorundasınız.
Bu tür değişiklikler ile maalesef daha başka büyük değişikliklere kapı açılmaktadır. Bayraklarımızın indirildiği bu zor günlerde, T.C. harflerinin devlet kurumu tabelalarından kaldırıldığı bu zor günlerde, gidişat bizi endişeye sevketmektedir. Hükümet bu endişelerimizi giderecek bir şeyler söylemelidir. İyi niyetle yazıldığına inanmak istediğimiz bu kanun tasarısında yine bizi tereddütlere ve endişelere sevk edecek bazı girişimler karşımıza çıkmıştır.
İkinci fark; Gelibolu Tarihi Yarımadasının, “uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılması” amacının madde metninden çıkarılmasıdır. Kendi tarihimizin “maneviyat” temelinde, “menkıbeler” eşliğinde kendimize tanıtılması amacının benimsenmesi gibi bir dar görüşlülüğü onaylamıyoruz. Amaç metninde “tanıtılması” kelimesinin yerine “uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılması” ibaresinin mutlaka eklenmesi gerekmektedir.
Bu Kanunun amacının yeniden yazılması gerekmektedir.
Bu amacı biz size tekrar yazdık. Bakınız AMAÇ için Önerimiz şudur, tırnak içerisinde okuyorum:
“Türk Vatanı savunması sırasında Çanakkale deniz ve kara savaşlarının meydana geldiği Gelibolu Milli Tarihi Alanının tarihi, kültürel ve manevi değerleri ile doğal dokusunun korunması, yaşatılması, geliştirilmesi, uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılması ve yönetimini sağlamak üzere görev alanı Tarihi Alan ile sınırlı ve Gelibolu Yarımadası ile Çanakkale Savaşlarının yaşandığı Anadolu Yakası sahaları hariç olmak üzere Çanakkale Savaşları Gelibolu Milli Tarihi Alan Başkanlığının kurulması ile görev ve yetkilerini düzenlemektir”
Bu şekilde yeniden düzenlenerek, Çanakkale Savaşları Gelibolu Milli Tarihi Alan Başkanlığının görev alanının hududu ve şümulü belli bir alanda faaliyetini sürdürmesinin sağlanması gereklidir.
Bu kanun tasarısının karşımıza çıkardığı önemli bir sorun da tanımlar bölümünde yer alan ve bugüne kadar hiçbir yerde resmi tanımı olmayan ve Gelibolu’ya atfen yapılmış “Tarihi Alan” ifadesidir. Tarihi alan olarak tanımlanacak çok yer vardır bu ülkede. Her yerden tarih fışkırıyor bu topraklarda.
Bir tanımlama yapmadan, kaçamak bir yaklaşımla 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunundaki Milli Park ifadesi “Tarihi Alan” ifadesi ile yer değiştiriliyor. Madem bir değişiklik yapacaksınız o zaman bir yeni tanım yapın.
İlgili Kanun ve yönetmeliklerimizde “Tarihi Sit” ve “Milli Park” tanımlarımız var. O halde bunlardan esinlenerek, geliniz bu kanun vesilesi ile yeni bir tanım yapalım. Gelibolu Tarihi Alan ifadesinin Gelibolu Milli Park tanımına benzer bir ifadeyle anlamını kaybetmeyecek bir biçimde tanımlayalım. Neden “Milli” sözcüğü kaldırılıyor? “Milli “ sözcüğünün bir zararını mı gördünüz? Biraz önce benzer bir durumu açıklamıştık. “Türk Vatanı savunması” ifadesini de kaldırıyorsunuz. Amaç Gelibolu için daha iyi bir şey yapmak mı yoksa bunu fırsat bilip başka sulara yelken açmak mı? Bu gidişle siz Milli Eğitim Bakanlığının adındaki “Milli” yi de kaldırırsınız? Aynı bazı kurumların adlarından T.C. yi kaldırdığınız gibi.
Milli Tarihi Alan” başlığı altında bir tanım öneriyoruz.
Şimdi biz bu “Tarihi Alan” tanımı yerine aynı koordinatlardaki alana “Milli Tarihi Alan” başlığı altında bir tanım öneriyoruz. Milli sözcüğünü de katarak. Tabii Eğer rahatsız olmazsanız.
Şöyle diyoruz: “ Ekli haritada ve koordinatlar listesinde sınırları belirtilen ulusal ve uluslararası açıdan önemli milli olayların cereyan ettiği, tarihi ve kültürel kaynak değerleri ile mutlak koruma altına alınması gereken alan ve bu kanunla Başkanlığa tahsis edilen Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Milli Tarihi Alanı”
Ayrıca; burada “Tarihi Alan Planları” tanımını yeniden yapıyoruz. Buna göre tanım şöyle olacak: “Bu Kanun hükümlerine göre hazırlanan, Milli Tarihi Alanın korunması, geliştirilmesi, yönetimi, tanıtılması, koruma esasları ve kullanma şartlarının belirlenmesi, bölgenin sağlıklaştırılması, yenilenmesi, açık alan sistemi yaya dolaşımı, taşıt ulaşımı ve altyapı tesislerinin tasarım esasları ile bölge halkının sosyal ve ekonomik yapısının iyileştirilmesi konularında hedefler, stratejiler ve kararları belirleyen ve Bakanlıkça onaylanan her tür ve ölçekteki koruma planları” şeklinde düzenlenerek bu planların aynı zamanda bir koruma planı olduğu vurgulanmalıdır. Aksi takdirde bu planlar imar planları gibi mütalaa edilerek ileride önlenemez ihlallere uğrayacaktır.
Bu kanun Tasarı ile birçok hükmü anayasamıza aykırı biçimde değiştirmeyi veya yok sayarak yeni bir uygulama ile kendi kapsamına almak gibi bir anayasa ihlalini amaçlamıştır.yrıca Bu Tasarı ile kurulacak Başkanlık hiçbir kamu kuruluşunda olmayan ayrıcalıklara sahip kılınırken; faaliyetin kamu hizmeti kapsamına alınması ve kamusal fon tahsis edilmesi amacıyla bağdaşmayan ve bütün kamusal faaliyetlerin temelinde yatan kamu yararı ilkesine aykırı olan düzenlemeler yapılmaktadır.
O düzenlemeler şunlardır:4533 sayılı Kanunla kurulan Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Müdürlüğü’nün yerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde merkezi Çanakkale’de bulunan tüzel kişiliğe sahip “Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı” adında yeni bir kamu kuruluşu kurulması;
- Gelibolu Yarımadasının 09.08.1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamından ve Tarihi Milli Park statüsünden çıkarılarak bu Tasarıyla oluşturulan “Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı” kapsamına alınması;
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı bütçesi içinde yer alan ve ita amiri/sahibi Bakan olan “Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Özel Hesabı” yerine, Kültür ve Turizm Bakanının onayıyla yürürlüğe giren ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı’nın yetkisinde olan bütçe denetimi dışında ve dolayısıyla TBMM’nin yetkisi dışında yeni bir bütçe oluşturulması;Başkanlığa verilen kamu görevlerinin, 4533 sayılı Kanunda öngörülen memur statüsü bir yana işçi statüsünde de olmayan ve fakat iş mevzuatı hükümlerine göre yapılacak “iş sözleşmesi” ile istihdam edilmesi öngörülen “Devlet memuriyetine atanma yeterliğini haiz uzman personel ve destek personel” eliyle yürütülmesi;
- Başkanlığın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçiler hariç ihtiyaç duyduğu diğer personeli (memur ve sözleşmeli personel), personelin muvafakati aranmadan ilgili kurumun iznini almak kaydıyla geçici görevle çalıştırabilmesi;
- Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı’nın kamuda veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek kararname ile atanması;
- Başkanlığın ana faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarını 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmadan karşılayabilmesi ile bütçenin hazırlanması, uygulanması ve kontrolünde 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa, işlettireceği yerleri kiralamasında 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa ve kıyıların kullanımına ilişkin olarak da 3621 sayılı Kıyı Kanununa tabi olmaması.
-
Milletin unutulduğu bir taslak hazırladınız
Bu tasarıda göze çarpan bir başka nokta ise; devletin var olduğu ancak milletin unutulduğu bir taslak olmasıdır. Öyle ki; köy yerleşim alanlarında yerleşik veya zilyetlik bağı oluşmuş taşınmazlardaki hak sahiplerinin ekonomik ve sosyal konumu hiç düşünülmemiştir. Burada yaşayan Gazi Köy halkı adeta üstü kapalı bir tehcir uygulamasına tabi tutulmuşlardır. Devleti tarafından yıllardır ekip biçtikleri topraklardan, ekili ve dikili alanlarından sökülüp atılmak istenmektedirler.
Bu kanunda belirlenen ölçütlere göre dört yıllık yükseköğretimi bitirdikten sonra (veya önce) özel sektörde veya kamu sektöründe beş yıl çalışmış olan herkes, kamu tüzel kişiliğine sahip “Tarihi Alan Başkanlığı” görevine atanabilecektir. Bize göre Bu düzenlemenin Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı, Tarih, Coğrafya veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olup, Kamu Kurum ve Kuruluşları emrinde en az 5 yıl görev yapmış olanlar ile Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı ve Askeri Müze Komutanlığı emrinde askeri tarih konularında en az 5 yıl görev almış, meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip, mesleği ile ilgili olarak kamuda veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek kararname ile atanır.” şeklinde olması gerekiyor.Yüce Meclise Saygılarımı Sunuyorum’ dedi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —