Tarih: 07.05.2017 23:55

Fransa Faşizme Onay Vermedi

Facebook Twitter Linked-in

Fransa Faşizme Onay Vermedi

Fransa’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu tamamlandı. Eski bir yatırım bankacısı olan, liberal teknokrat Emmanuel Macron %65.1 oyla seçimi kazandı. Faşist aday Marine Le Pen %34.9 alırken, seçimlere katılım oldukça düşük kaldı.

Eskiden Sosyalist Parti hükümetinde görev yapan 39 yaşındaki Macron, kendisini merkez olarak tanımlayıp "Ne sağcıyız ne solcu" diyen Yürüyüş Hareketi'nin adayıydı.

Faşistler kaybetti
Faşist parti Ulusal Cephe'nin adayı Marine Le Pen'in seçimleri kaybetmesi son derece önemli. Ancak Le Pen 11 milyona yakın oy aldı.
Faşist lider, Ulusal Cephe'nin "derin bir değişimden" geçeceğini söylüyor. Faşistler, böylelikle gelecek ay yapılacak genel seçimlerde parlamentoda daha fazla koltuk kazanmak istiyor.

Düşük katılım ve tepki oyları
Seçime katılım oranı yüzde 74.5 civarında. Bu oran ilk turda yüzde 80’e yaklaşmıştı. İkinci turdaki katılım oranı, 1969'dan beri Fransa'da başkanlık seçimleri ikinci turlarında görülenlerin en düşüğü oldu. 16 milyon kişi ya oy kullanmadı ya da geçersiz oy attı.
Bunun yanı sıra, Ipsos'un anketine göre, Macron'a oy verenlerin %43'ü, bunu Le Pen gelmesin diye yaptıklarını söylüyorlar.

Merkez partilerin çöküşü
Batı'da birçok başka ülkede yaşanan durum Fransa'da da yaşanmış, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda merkez sol ve merkez sağ partiler çökmüştü.
Margaret Thatcher'ın İngiltere'de yaptıklarını Fransa için yapma sözü veren muhafazakârların adayı Francois Fillon, mali kısıtlamalar ve aile değerleri etrafında bir kampanya yürüttü. Daha sonra kamu parasını çalarak yolsuzluk yaptığı ortaya çıktı. Onlarca yıl sonra ikinci tura bir muhafazakâr aday kalamadı.
İktidardaki Sosyalist Parti de büyük bir kriz yaşadı. Hollande, anketlerde popülerliği %4'e düşünce aday olamadı. Partinin tabanından sağa kayanlar Macron'a, sola kayanlar Melenchon'a oy verdi. Le Pen'in yanı sıra radikal solcu aday Melenchon da ilk turda %20'ye yakın oy almıştı. Sosyalist Parti'nin çıkardığı "Hollande karşıtı" aday %7'de kaldı. Başbakan Valls, ilk tur sonuçlarını Sosyalist Parti için "hikayenin sonu" olarak tanımladı.

Sermaye sınıfının saldırıları
1990'lardan beri patronlar, Fransız işçi sınıfının haklarını budamak için saldırıyor. Sarkozy, bunu, 68 Mayıs'ının mirasını tamamen yok etme hedefi olarak tanımlamıştı.
Ancak hiçbir hükümet bunu başaramadı. Kitlesel grevler, bazı durumlarda kazanımlar elde etti, bazı durumlarda ise eşitlik sağlayarak haklarını bir ölçüde korudu.

Aşırı sağ nasıl yükseldi?
İşçi sınıfına saldıran bu hükümetler, Jacques Chirac, Sarkozy ve Hollande dönemlerinde hep azalan halk desteklerini artırmak için aşırı sağın argümanlarına saldırdılar. Müslüman düşmanlığı/ırkçılık yaptılar, sivil özgürlükleri budadılar, polise daha fazla yetki ve güven verdiler, politikalarının merkezine "cumhuriyetçi" bir milliyetçiliği koydular.
Ulusal Cephe bu süreçlerde medyanın ve diğer siyasetçilerin gözünde "normalleşme" elde etti ve kendisine alan açtı. 
2002'de sağcı Chirac dahi, seçimler öncesi faşist olduğu gerekçesiyle Jean-Marie Le Pen ile tartışmayı reddetmişti. Macron, seçimler öncesinde bunu değiştirdi ve Le Pen'i muhatap alarak tartıştı.

Macron kimdir?
Cumhurbaşkanı François Hollande'ın ekonomi danışmanlığını yürüten, ardından 2014'te ekonomi bakanı olan Macron, kendi adıyla anılan bir yasayı geçirdiği için hem sokaktan hem de kendi partisinin sol kanadından gelen protestolarla karşı karşıya kalmıştı. Fransız sermaye sınıfı ise kendileri lehine çalışan neoliberal adayı "umut" olarak görüyor. Macron, işçiler için haftalık çalışma süresi olan 35 saati artırmayı hedefliyor.

Macron, Sosyalist Parti'nin geçtiğimiz yıl geçirdiği işçi düşmanı yasayı daha ağır reformlarla yeniden düzenlemek istiyor. Hollande hükümeti, bu yasayı parlamentoda oylama yaptırmadan geçirmişti. Fransa toplumunun %70'i bu yasayı onaylamıyordu.
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —