Tarih: 28.06.2020 16:12
Fatih'in Panosu Kurtuluş mu- Kuruluş mu? Bir Acayip Ülkeyiz
Hani birileri bizleri kıskanıyordu ya; meğer işin aslı öyle değil bizler birbirimizi kıskanıyoruz. Nasıl mı? Boş işlerle… Bugünlerin kıskanılanı İmamoğlu oldu. Televizyon ekranlarına, gazetelerin sayfalarına kilitlendik. Fatih Sultan Mehmet’in ve Cem Sultan’ın resimlerinin çizildiği kayıp bir panoyu parasıyla aldık… Bu büyük bir mesele imiş gibi gündem oldu.
Birilerine göre tablonun satın alınması “milli ve manevi bir değer- sanata ve tarihe saygı- Fatih Sultan Mehmet’i yeniden yaşatmak ve hatırlamak. Diğerlerine göre, Siyasi bir şov, fuzuli masraf, o paralar verilmez” gibi karşılıklı sözlerle ülkenin gündemi ve ülkenin sağı, solu, dinlisi, dinsizi yani herkes birbiriyle kavgaya tutuştu. Yorumlar ve tartışmalar maneviyattan çok ticareti öngördü, tüccar devlet mantığı anlayışında olduğumuz yine öne çıktı.
Belediye başkanının değil kültür bakanının kaçırılan veya çalınan o panoyu geri alması doğru olanıydı. Bu tablo neymiş yahu, zannedersiniz bu tabloyla geleceğimiz aydınlık olacak, yarınlarımız garanti, ülkenin ekonomisi düzelmiş, halkın yoksulluğu, emeklinin huzuru, tarım ve hayvancılık yapanların sorunları halledilmiş olacak. YOK, BÖYLE BİR DÜNYA.
Sorunlar belli, hastalık devam ediyor, çare ise bilime ve bilim insanlarına inanmak, bilime yatırım yapmak, çare demokrasiyi yeniden inşa etmek, özgürlüklere vurulan zincirleri kırmak, kardeşi kardeşe düşman eden Osmanlı geleneğini bugün uygulamak isteyen zihniyeti iktidardan etmek ve eğitim sistemini gericilikten kurtarmakla olacaktır.
Bayazıt ve kardeşi Cem sultan, Babalarının ölümünden sonra yaptıkları taht kavgasını kardeş katliamına dönüştürdü, Beyazıt tahtı kazandı ve ilk icraatı babası Fatih Sultan Mehmet’in resimlerini duvardan indirmek ve çöpe atmak oldu. İşte o çöpe atılan tablo bugün, gün yüzüne çıktı, İmamoğlu’nun ödediği parayla tekrar ülkemize getirildi. Yapılan eylem bana göre başarılı ve olumlu ama bu kadar sesin çıkması, kavganın büyümesi, tartışma zemininin genişlemesi hoş olmadı. Keşke tarihin derinliğine bu kadar inen devletimiz, siyasilerimiz ve çokbilmiş televizyon yorumcuları çağın ilerisine doğru hamleler yapsaydı… Bizde o zaman birileri tarafından kıskanıldık diyebilseydik.
Türk ve İslam bilginlerinin, bugünkü uygarlığın gelişmesinde yaptıkları buluşlarını tarih yazdı, bizde okuyoruz. İbni Sina, Biruni, Uluğ Bey, Ali Kuşçu, Mimar Sinan, Lokman hekim ve diğerleri gibi birçok bilim insanı sayesinde batı medeniyetleri geliştiler, bu insanlardan yararlandılar ve bugünlerin gelişmiş ülkeleri oldular. Bizler bugünlerde batının bilim adamlarını takip ve taklit eder olduk. İşte bunun en büyük sebebi ortaçağ zihniyeti ve onun sonucu olan eğitim sistemine mahkûm edilmemizdir.
Bilim insanları bu dünyayı keşfetmek ve yeni, kullanışlı ürünlere dönüştürmek için çalışmalarını sürdürürken biz Fatih’in tablosunun kavgasını yapıyoruz. Bizler teknolojinin hayatlarımızı nasıl değiştireceğini düşüneceğimiz yerde Bayazıt ve Cem’in yaptığı gibi kardeş kavgası güdüyoruz.
Elin adamları metrenin milyarda biri seviyelerindeki çok küçük boyuttaki malzemeleri işleyerek (Nano teknoloji) ülkelerini bilim alanında en üst seviyelerde yarıştırıyorlar ve bu yarışla övünmüyorlar. Bizler ise Fatih Sultan Mehmet’in portresini satın almakla veya satın almanın gereksizliğini dile getirerek övünüyoruz. Televizyonlarda her kesimden, televizyonların kadrolu elamanları ve program yapımcıları portrenin parasını, siyasi malzeme yapılıp yapılmadığını konuşuyorlar, bilimsel konular ve bilimsel gelişmişlik akıllarına gelmediğinden bu konulara girilmiyor. Bir acayip ülkeyiz vesselam…
Bizler bırakın teknoloji alanını, tenekeden bir alanda bile kimseyle yarışamayız, kimse kimseyi kandırmasın bu kafa yapısıyla ileri değil, tarihin karanlığına doğru geriliyoruz. Bugün Osmanlıya, yarın Göktürk’lere, bir sonra ki gün yontma taş devrine uzanırsak ve bu uzanmayı ilerledik, büyüdük, çağ atladık diye birileri söylerse şaşırmayın.
Bu insanlar mı bizi kıskanıyor yahu? Bakın bir tablo için ekranlara kilitlendik. Gelişmiş ülkeler daha da gelişmek ve bizler gibi yoksul ve kafası basmayan, bilgisiz ülkeleri sömürmek için, kendi halklarını daha modern ve huzurlu yaşatmak için; matematik, fizik, kimya, biyoloji, tıp, eczacılık, bilgisayar, elektrik ve akla gelebilecek tüm alanlarda nano teknoloji kullanıyor.
Böyle büyük olunmaz dersek çok mu kızarsınız? Bizi kıskananlar herhalde hiçbir şey icat edemediğimiz için, bilime ve bilim adamlarına değil de diyanet başkanının ayrıştırıcı diline saygı duyulmasını kıskanıyorlardır. Gericiliği yaymak için cemaatlere her yolu hak sayan, fetva veren diyanetin büyük bütçelerle desteklenmesini, üniversitelerin laboratuarlarını boşaltarak süslü, boyalı binalar yapılmasını, paralı eğitimi ve sağlığı ticaretleştirilmesini ve eğitime sadaka gibi bütçe ayırdığımız için kıskanıyorlardır. Belgide müfredata CİHAT yazdığımız, ilköğretimde tüm okulları İmam hatip’e döndürerek 4+4+4 gerici bir eğitim sistemine döndüğümüz, Sünni İslami, diğerlerinden üstün görerek bir ayrımcılık yaptığımız için bizi kıskanıyorlar, büyük devlet olduğumuzu söyleyenlere…
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —