Bizler yerelin sesi halkın sesiyiz. Bağımsız yerel gazeteci olarak, AKP iktidarı döneminde eğitimin tamamen paralı hale geldiğini görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar işitsin istiyoruz…
Hesabımız kimseyi kırmak değil, yanlışlara dur demek, yarınların aydınlık gençlerinin yetişmesi için, en temel talebimiz “eşit, bilimsel, parasız, çağdaş eğitim” olduğunu yazdım bundan sonrada bedeli her ne olursa olsun yazmaya devam edeceğim.
YANDAŞ BASIN HABER GERİ ÇEKİYOR AMA BİZ SUSMAYACAĞIZ
Günümüzde Eğitimin piyasalaştı, Esenler gibi yoksulluğun kol gezdiği ilçelerde eğitimi ticarileştirenler çoğaldı. Öyle ki bazı menfaat grupları öğrencileri müşteri, velileri yontulan kaz, kitapları sınıflandırarak, yardımcı veya kaynak diyerek böldüler, rant için özel sınıflar yarattılar ve paran varsa okuyacaksın diyenler Esenler’de türedi.
Esenler’de Eğitimdeki yanlışların düzeltilmesi için defalarca uyarılar yapan haberler yaptık. Mevcut gidişatını değerlendirerek, toplum adına, yoksul insanlar adına parasız eğitim, eşit eğitimi olsun istedik. Böyle gelmiş – böyle gitmesin dedik. Yine dedik “eğimini ticarileştirdiğiniz yetmezmiş gibi pahalılaşması için her türlü yolları denemeyin, çünkü biz varız. Bakanlık yardımcı ders kitaplarını yasaklamasına rağmen bazı okulların eğitimcileri bu işin kaymağını bildiğinden, yetiğinden olacak ki, Bakanlığın genelgesini takmıyor, para ile kitap dayatmasına devam ediyor.
Yaptığımız haberleri duyan yandaş bir yayın organı Esenlere geliyor ve okullarda ki ders kitaplarını, yanlış işleri kıyından, köşesinden, kenarından tutarak haber yapıyor. Bu yayın organı haberini yapıyor yapmasına, aradan iki gün geçmeden yaptığı haberi geri çekiyor. Soruyoruz haberi yapanlar, Esenler’de yanlışlar mı düzeldi, okullar öğrencilere dayattığı yardımcı kitaplardan mı vazgeçtiler de haberi geri onun için mi çektiniz – Yoksa işin içinde başka bir iş mi var?
MUHALEFET – İKTİDAR BİRBİRİNDEN MEMNUN – HALK, ÇARESİZ- KORKUYOR
Ana muhalefet, yavru muhalefet sesiz, dünyadan haberi yok, iktidarın kendisi bu yanlışlara, yapılan şikayetlere duyarsız, halkımız ise korkuyor, çaresiz. Ülkeyi yönetenler uygulattıkları politikalardan dolayı bir hayli keyifli. Bakınız, duyunuz, siyasi gözle değil, insanı duygularla, barınmaya, ulaşıma, eğitim araç gereçlerine kısacası her şeye gelen zamlar önce cepleri yakıyor, yoksulun geleceğini alıp götürüyor. Devletinin yönetiminde ki sermayedarları akıl veriyor “burs almayın kredi alın” Aileler ise bu karmaşık sistemde zar zor okuttuğu çocuğuna iş bulamadığını ağlayarak anlatmaya gayret ediyor. Bu duruma yetkililer “her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değiliz” diyerek dalga geçiyor. Biz yerel gazeteciler olarak ise kaygılıyız “geleceğimizden, çocuklarımızın yarınlarından, işsiz kalacak olanların yaratacağı sorunlardan, ülke olarak en büyük meselemiz açlık ve yoksulluğun getireceği sosyal patlamadan” biz istiyoruz devletin bütçesinden eğitime daha çok pay ayrılmasını, biz diyoruz bütçeler babanızın parası değil, işçilerin alın terinden kesilen vergiler ile oluşturuluyor. Cemaatlere, tarikatlara, yandaşlara, diyanete değil Milli eğitime bütçeden en yüksek pay verilsin diyoruz.