TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis’e gelen Irak ve Suriye tezkeresiyle ilgili “Bilal hastaneye, Memetler nöbete! Berat bankaya, Memetler nöbete! Cengiz’e milyarlık ihale, Memet’e üç kuruşluk şehit aylığı! Buna izin vermeyeceğiz ve hayır diyeceğiz!” derken, komisyonlarda başlayan bütçe görüşmelerini ise “Bir yanda tezkere varsa halkın payına düşen ölüm ve yoksulluk, işsizlik, açlık oluyor. İşte bütçe bunun ispatı!” şeklinde yorumladı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) her hafta düzenlediği basın açıklamasında gündemi değerlendirdi.
Türkiye’nin ekonomik olarak bir yıkıma doğru sürüklendiğini belirten Baş, TBMM’de bütçe görüşmelerinin başladığını hatırlattı. Dış politikada skandalların ardı arkası kesilmediği ve Meclis’in gündeminde yine tezkereler olduğunu dile getiren TİP Genel Başkanı, “Saray Rejimi, sadece ama sadece patronlar için çalışmaya ve iktidarını korumaya odaklanmış; bunun dışında hiçbir derdi olmayan bir iktidar olduğunu her başlıkta tekrar tekrar gösterirken, emekçilerin, bizlerin gündemine yine sadece açlık, yoksulluk ve ölüm düşüyor” dedi.
‘ACIYI BİZ ÇEKTİK, SARAY MAŞALLAH ÇOK MUTLU’
Erkan Baş’ın açıklamasının tamamı şöyle:
Bugün TBMM’nin gündeminde, 7. kez uzatılmak istenen Irak ve Suriye tezkeresi var. Bir yandan da komisyonlar çalışıyor, bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Daha önce 6 kez geçen tezkere sonucunda şimdiye kadar yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Savaş, savaş doğurdu. Çatışma çatışma doğurdu.
Güvenlik sorunumuzu, savaş politikalarıyla çözemediğimizi, aksine bir çatışma sarmalına girdiğimizi acı bir şekilde gördük.
Acıyı halk çekti. Evlatları ölen aileler çekti. Analar çekti, babalar, eşler, sevgililer, kardeşler çekti. Patlayan bombalarla halkımız çekti. Ülkesi bizim iktidarımız nedeniyle parçalanma eşeğine gelen Suriyeliler acı çekti. Türkler, Araplar, Kürtler, bu bölgenin bütün halkları olarak biz çektik.
Peki biz acı çektik de… Kimler sevindi?
Savaş baronları, savaştan beslenenler, silah tüccarları, müteahhitler, bölge halklarını birbirine düşürmeye çalışan tüm emperyal güçler… Bunlar çok mutlu. Bunların Türkiye’deki bir numaralı siyasi temsilcisi, acentesi AKP mutlu. Saray maşallah çok mutlu…
‘TİP OLARAK TEREDDÜTSÜZ ‘HAYIR’ DİYORUZ’
TİP olarak tereddütsüz “hayır” diyoruz! Sözde dış politikanın iç siyaset için kullanılmasının en kötü örneklerinden birisi sık sık TBMM gündemine gelen tezkereler! AKP iktidarı eliyle çürütülen ülkemizde parlak ekonomi tabloları da vatandaşın karnını doyurmayınca hep bildiğimiz oyun devreye giriyor ve “tezkere” gündeme geliyor. Bu tezkerelerin en önemli nedeni, halkın yaşadığı yıkımın üzerini milliyetçilik örtüsüyle ile örtmektir.
Biz Türkiye İşçi Partisi olarak net olarak söylüyoruz; Bu tezkereler ülkemizin ihtiyacı değildir, halkın çıkarına değildir. Tek derdi iktidarın sallanan koltuğunu sağlamlaştırma umududur.
Sadece sallanan koltuğu, yıkılmaya giden iktidarı kurtarmak için, başka bir ülkenin topraklarına asker göndermek, savaşı göze almak, ülkenin yoksul çocuklarının ölümüne yol açacak kararlar almak başlı başına utanç vericidir.
Bu tezkerenin de daha öncekiler gibi tek bir anlamı var. Savaş politikalarıyla bir yandan halkımızın açlığına, yoksulluğuna mazeret olarak gösterip, içeride vatan millet edebiyatı yapıyorlar. Diğer yandan ortaya çıkan göç sorununu Batı’ya karşı koz olarak kullanıyorlar.
AKP açısından en önemlisi ise silah baronları, müteahhitler üzerinden parayı iç ediyor, zenginler her savaştan sonra daha zengin oluyor…
‘DAHA BÜYÜK BİR REZALET OLAMAZ’
“Daha Adil Bir Dünya Mümkün” diye kitap yazan adamın partisinden vekiller bedelli askerlik yapmış. Neredeyse o partinin tüm vekillerinin çocukları askerliğini bedelli yapmış. Çocuklarını askere bile göndermeyenler, bedelli askerlik yaptıranlar hatta kendisi bir yandan vekil maaşı alırken bedelli askerlik yapanlar, el kaldırıp yoksul çocuklarını başka bir ülkenin topraklarında ölmeye ve öldürmeye gönderecek. Bundan daha büyük bir rezalet olamaz!
Ölen yoksullar olmuş, yoksulların çocukları, evlatları olmuş. Sonra da bunlar kitabını yazmış. “Daha adil bir dünya mümkünmüş”
Evet, adil bir dünya mümkün. Senin ve kan emici müttefiklerinin iktidarda olmadığı bir dünyada adalet mümkün olacak! Kendileri veya evlatları bedelli askerlik yapmış vekiller el kaldıracak, yoksulların evlatları ölecek! Onların evlatları bankada, yoksulun evlatları sınırda veya elin memleketinde nöbette tezkere bekleyecek!
Bilal hastaneye, Memetler nöbete! Berat bankaya, Memetler nöbete! Cengiz’e milyarlık ihale, Memet’e üç kuruşluk şehit aylığı!
Buna izin vermeyeceğiz ve hayır diyeceğiz!
MUHALEFETE ÇAĞRI: BU ŞAHSA YETKİ Mİ VERECEKSİNİZ?
Genel seçimler artık kapıdayken 2 yılık tezkere verilmesi izah bile edilemeyecek bir saçmalıktır. Ömrü tükenmiş iktidara böyle bir yetki verilemez.
Muhalefete sesleniyorum: Halka “cesur olun” çağrıları yapanlar, bu tezkerelere hayır diyecek cesarete sahip olmalılar.
Bu kirli hesapları, bu adaletsizliği görüp, bile isteye Saray’ın istediği tezkerede ona destek olan vekillere de bir çift sözüm var: AKP hâlâ iktidardaysa, bunun bir nedeni de muhalefetin kararlı biçimde doğruları savunamıyor olmasıdır. AKP’nin oyunların bozmanın yolu, bedeli ne olursa olsun iyiyi, güzeli, doğruyu savunmaktan geçer.
Siz savaş baronlarının, bölge halklarını tehlikeye atanların, müteahhit çetelerinin oyuncağı olmuşsunuz! Muhalefet etmek, ajanslara para dağıtıp afili videolar hazırlamak değildir! Muhalefet etmek, muhalefet etmeye cesaret etmek işte bu günlerde belli olur.
Tezkere bu meclise cumhurbaşkanı imzası ile geliyor. Bakın ne diyor:
" kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için..."
Ülkenin menfaati ile bu şahsın ismi ne zaman yan yana gelebilmiş ki?
“400 koltuk verin bu iş çözülsün” demek için ülkeyi kan gölüne çevirmiş bir zihniyete mi verilecek yetki?
Çocuklarımızın yurtlarını, burslarını tarikatlara, vakıflara, işçinin emekçinin vergisini sermayeye, doğayı-toprağı rant için beşli çetesine, şiddete maruz bırakılan kadınları kaderine teslim eden birine yetki vereceksiniz.
Ülkeyi yönetip yönetemeyeceği konusunda doktor raporu istediğiniz birisinin gönderdiği tezkere evet oyu vermeyin!
Biz TİP olarak bu tezkerenin Meclis’ten geçmemesi için mücadele edeceğiz. Tüm yurttaşlarımızı barış mücadelesine davet ediyoruz.
‘TEZKERE VARSA, ÖLÜMÜN YANINDA HALKIN PAYINA DÜŞEN AÇLIK VARDIR’
Bir yanda tezkere varsa halkın payına düşen ölüm ve yoksulluk, işsizlik, açlık oluyor. İşte bütçe bunun ispatı! Bakın, ayrıntılarını kısa süre içerisinde paylaşacağız ama önümüze bütçe diye konan paçavranın sayfalarını şöyle bir karıştırdığımızda bu tezkerenin anlamını daha iyi kavrıyoruz. Nasıl utanmazca halkın malına, zenginliğine el koyduklarını rahatça anlıyorsunuz. Tezkere konusundaki telaşın ipuçlarını daha bütçede görüyorsunuz!
Önümüze konan sözde bütçeye göre, Cumhurbaşkanı doğrudan kendisine bağlı olan başkanlıklar ve örtülü ödenek üzerinden günde 113 milyon 300 bin TL harcama yetkisi almak istiyor. Bu rakam geçen sene günde 58,9 milyon TL idi. Efendi, kendi bütçesini iki kat artırmış. Memurun, kamu emekçisinin bütçesini de yüzde 16 artırdım diye aynı bütçede ballandıra ballandıra anlatmış!
Cumhurbaşkanlığı, İletişim Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı ve kamu idaresi bütçesinin binde 5’i olan Örtülü Ödenek üzerinden yılda 41 milyar TL’nin harcama yetkisini tek başına almak istiyor!
40 binden fazla asgari ücretliye bir ay için lütfedilen maaşı bir günde harcayabilme yetkisi istiyor. Sadece kendi maaşıyla 35 asgari ücretli yaşam mücadelesi veriyor.
Bunlar, 40 bin asgari ücretlinin bir ayda kazandığı maaşı harcama yetkisini alacaklar, yetkilerindeki para denetlenmeyecek, her türlü paralel yapıyı, vakıfları, dernekleri, SADAT’çıları besleyecekler, evlatları ya yurt dışında sözde eğitim aldıkları için, ya bedelini ödedikleri için askerlik yapmayacaklar, son model arabasıyla fakirin cenaze namazını kıldırsın diye Diyanet İşleri Başkanı’nın bütçesini de 4 milyar TL’ye yakın artıracaklar…
İşte adı Adalet ve Kalkınma Partisi olan partinin adaleti bu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşı da 35 asgari ücret tutarına yani 100 bin TL’ye çıkarılacak. 415 taşıtı olan Cumhurbaşkanına 25 araç daha verilecek.
‘KAYIT ALTINA ALACAĞIZ VE HESAP SORACAĞIZ’
Böyle bir sürü rezillik o belgelerin arasına gizlenmiş durumda. İşte bunun için canlı yayınlanmıyor bütçe görüşmeleri. Halk duymasın diye, görmeyin diye kırk takla atıyorlar.
Biz ne yapacağız? Tüm görüşmelerde olacağız., elimizden yettiğince gücümüz yettiğince yayınlayacağız. Tüm bakanlıkların bütçe görüşmelerine katılacağız, halkın derdini, doğruları bakanların yüzüne karşı anlatacağız. Halkın sesini suratlarına çarpacağız. Tüm halk düşmanı uygulamaları kayıt altına alacağız ve işlenen her suçun hesabını soracağız!
Önümüzdeki günlerde bütçeyi bütün boyutlarıyla konuşacağız.