Tarih: 31.12.2021 17:03

Erkan Baş: Erdoğan'a tarihin en büyük yenilgisini yaşatmak istiyoruz

Facebook Twitter Linked-in

Gazeteci Ruhat Mengi’nin, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş ile röportajının ikinci bölümü Sözcü gazetesinde yayınlandı. Mengi’nin sorularına yanıt veren Baş, ittifak tartışmaları ve yaklaşan seçimlere ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Baş, Ruhat Mengi’nin “Millet İttifakı'na katılmanız mümkün değil mi?” sorusu üzerine “Biz CHP'ye göre daha soldayız, CHP kendi sağıyla ittifak yapıyor. Burada kritik şey şu; bu iktidardan sonrasını da düşünüyoruz. Türkiye AKP'den kurtulmalıdır, çok önemli ama aynı anda Türkiye'nin önümüzdeki dönemi inşa edilmelidir” dedi.

AKP’nin politikalarıyla köklü bir biçimde hesaplaşılması gerektiğini vurgulayan TİP Genel Başkanı, “AKP aslında 80 yıldır kendi solunu budayan ve halkı siyasetin dışına iten bir siyasal sistemin sonucuydu, ürünüydü. Biz AKP'den kurtulduktan sonra bir daha başımıza BKP, CKP, DKP gelmesin diye ne yapmak gerektiği sorusunu da soruyoruz” diye konuştu.

Erkan Baş, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün siyasetin dışarı ittiği sokaktaki insanlar, bizler siyasette kendimize bir yer bulmalıyız. Bunun yol ve yöntemleri üstünde tartışıyoruz, burada bir üçüncü ittifak devreye giriyor. AKP'nin 20 yıllık politikalarıyla köklü bir biçimde hesaplaşmadığımız durumda 3-5 yıl sonra Tayyip Erdoğan gider, Recep Erdoğan gelir. Bunu engellemenin yolu köklü bir hesaplaşmadır.

TÜGVA belgelerinin çıkması çok önemli bir uyarıydı. Hatırlayın bundan bir-iki yıl önce her yerde ‘FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'yle köklü bir hesaplaşma’ konuşuluyordu. O hesaplaşma yapılmadığı için başka bir paralel devlet yapılanması ortaya çıktı. Bu bir uyarıdır. Tarikatların, cemaatlerin belirlediği siyasal bir hat oluşuyor ve bu Türkiye'yi bataklığa götürüyor.

‘İKTİDAR NE ZAMAN SIKIŞSA KAOTİK SÜREÇ YARATIYOR’

Dış politika konusunda da çok basit bir ilkemiz var; Türkiye, hiçbir yabancı ülkeye asker göndermemeli, hiçbir yabancı asker bu ülkenin topraklarına girmemeli, bu kadar basit. Bugünkü iktidar ne zaman zor duruma girse bir kaotik süreç, bir düşmanlaştırma yaratıyor. Vatan, millet, Sakarya, din, iman, bunlar üzerine kurdukları bir iktidar var. Bizim bu oyunu bozmamız lazım.

‘İTTİFAKA DAHİL OLDUĞUMUZDA BAMBAŞKA BİR SONUÇLA KARŞILAŞACAĞIZ’

Türkiye'de kuvvetli bir sosyalist oy var. TİP bu gizli gücün sahneye çıkmasına vesile oldu. Eskiden anketlerde ‘diğerleri’ diye bir kategori vardı, ilk defa TİP, o ‘diğerleri’ seçeneğinden çıktı ve 1,5, 2, bazı anketlerde 1 oranında oy alıyor ama şu önemli; Türkiye İşçi Partisi henüz bir ittifakın parçası değil. Dolayısıyla baraj altı kalma olasılığı görülmesine rağmen bu oy veriliyor. Bir ittifaka dahil olduğunda bambaşka bir sonuçla karşılaşacağız.”

Gazeteci Ruhat Mengi’nin, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile röportajının ikinci bölümü şu şekilde:

‘TAYYİP ERDOĞAN’A TARİHİN EN BÜYÜK YENİLGİSİNİ YAŞATMAK İSTİYORUZ’

Siz üçüncü bir ittifak kurarsanız bunun Millet İttifakı'nın oylarını böleceğini düşünüyor musunuz?

Bu seçimde biz neyi hedefleyeceğiz, bence esas olarak; Millet İttifakı'nın çok sandalye çıkarmasını değil de AKP-MHP blokunun mümkün olduğunca az sandalye çıkarmasını hedefleyeceğiz. Mümkünse AKP-MHP azınlıkta kalmalı, 400 milletvekili çıkarıp Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak lazım. Bize en çok gelen soru bu; ‘oyları mı bölüyorsunuz.’ Hayır. Millet İttifakı'na bir çağrı yaptık, bizim de oy verebileceğimiz bir aday etrafında ortaklaşırsanız hiçbir pazarlık yapmadan, Tayyip Erdoğan'ı yenilgiye uğratmak üzere cumhurbaşkanlığı seçiminde sizin göstereceğiniz adaya ilk turda da oy veririz. Diyoruz ki bize Ekmelettin İhsanoğlu gibi bir figürle gelmeyin. Bütün bu toplumsal muhalefet dinamiklerini temsil edebilecek bir adayla biz Tayyip Erdoğan'a tarihin en büyük yenilgisini yaşatmak istiyoruz.

‘OKUMUŞ İNSANLAR EMEKÇİ HALKA KARŞI SORUMLUDUR’

Erkan Bey, daha üniversitede yüksek lisans yaparken yemekhanede çalışan işçilerin bir protestosuna karışmışsınız. Sonra, genç yaşta Türkiye Komünist Partisi'ne girdiniz, Genel Başkanı oldunuz ama daha sonra ayrılarak HDP'den milletvekili seçildiniz. HDP'yi takdir ettiğiniz, görüşlerinize yakın bulduğunuz için mi, yoksa milletvekili olmak için en uygun parti olarak onu gördüğünüz için mi?

Lise yıllarından bu yana ben siyasetin içindeyim. Bahsettiğiniz olay üniversite yemekhanesinin özelleştirilmesi meselesiydi. Hem bu özelleştirmeye karşı çıktım hem de o işçilerin çıkarılması gibi bir gündem vardı, biz de ona destek verdik. Zaten hayatım boyunca temel felsefem şuydu; okumuş insanlar emekçi halka karşı sorumludur. Biz bu insanlar sayesinde okuyoruz, onlara karşı sorumluyuz. Bütün siyaset kurgusu da benim açımdan bunun üzerine kurulu. 2018 seçimlerinde henüz Türkiye İşçi Partisi kurulmamıştı, mart ayında kuruluş çağrısı yapıldı, ben de o heyetin içindeydim. Seçim 2019'da olsa yetiştirecektik ama baskın seçim gündeme geldi. HDP ittifak teklifinde bulundu. Birkaç nedenle biz bunu kabul ettik. Biri ‘yüzde 10 antidemokratik baraj.’ İkincisi; iktidarın HDP'ye dönük, toplumu bölen yaklaşımına karşı barış mücadelesine destek olmak istiyorduk. İşçilerin, yoksulların patronlara, zenginlere karşı birliğini savunuyoruz. Bu 3 nedenle HDP ile ittifak yaptık. İttifakın en önemli şartlarından biri; Meclis'e girdikten sonra TİP'nin kuruluş çalışmaları devam edecekti, bu yerine geldi.

‘İKİ BÜYÜK İTTİFAKIN DIŞINDA KALAN MİLYONLAR VAR’

Seçimde yine HDP ile ittifak mı yapacaksınız?

Bu kesin değil, bunu söyleyeyim. Ancak HDP'nin çözümün yeri Meclis'tir demesini herkes değerlendirmelidir. Biz Türkiye'ye baktığımızda gördüğümüz bir şey var; iki büyük ittifak var şu anda ve bu iki ittifakın dışında kalan milyonlarca insan var. Mesela kadın hareketi, gençlik hareketi, ekoloji mücadelesi, işçi sınıfının mücadelesi, bunların hiçbiri bu iki ittifakta da temsil edilmiyor. Buradan yola çıkarak şu çağrıyı yaptık; Türkiye'de çok kararlı bir şekilde Cumhur İttifakı'nın tam karşısında duran ama Millet İttifakı'nın tercihleri nedeniyle de kendisini orada bulamayan milyonlarca insan var ve bu milyonlarca insan 20 yıldır iktidara karşı en kararlı mücadeleyi veriyor. Gezi Direnişi’nde de veriyor, Tekel Direnişi’nde de veriyor, sayısız örneği var. Bu insanların siyaset alanında temsil edilmeleri gerekiyor.
İleri Haber




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —