Erdoğan, Türkiye'yi onlarca yıl geriye götürdü

Erdoğan, Türkiye

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün '2022 Dünya Raporu'nda, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın uygulamalarının Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğ&uum

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün “2022 Dünya Raporu”nda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğü belirtilerek, uluslararası insan hakları hukukunu açıkça hiçe saydığı ifade edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “2022 Dünya Raporu”nu açıkladı. 100 ülkenin değerlendirildiği raporda, Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri ve muhalif kesimlere dönük baskıya da genişçe yer verildi.

Bianet’in aktardığı habere göre raporda, “Türkiye’de medya, insan hakları savunucuları, LGBTİ+ toplumu, Kürt siyasal aktivistler ve hükümetçe muhalif olarak algılanan diğer kişiler açısından kısıtlayıcı bir ortam hüküm sürüyor” ifadeleri yer alırken, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ve AİHM’in Osman Kavala kararının tanınmamasına da değinildi.Raporda, “Avrupa Konseyi tarihinde böyle bir yaptırım süreciyle karşı karşıya kalan ikinci ülke Türkiye oldu. Türkiye, 2021 yılında, İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden çekilen ilk ülke oldu. Aralık ayında insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın serbest bırakılmasının reddedilmesi üzerine, Avrupa Konseyi hükümetin Kavala’nın serbest bırakılmasını gerektiren bağlayıcı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını ısrarla hiçe saymasına karşı yaptırım sürecini başlattı” ifadelerine yer verildi.

'KEYFİ VE HUKUKA AYKIRI TUTUKLULUK'

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl Türkiye’yi uluslararası insan hakları hukukunun sunduğu çerçevenin dışına çıkaran bir rota izledi” dedi.

Williamson devamla, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadın hakları ve aile içi şiddetle mücadele çabalarında önemli bir gerileme anlamına geliyor; Osman Kavala’nın keyfi ve hukuka aykırı tutukluluk haline son vererek onu serbest bırakmaktansa, Avrupa Konseyi tarafından yaptırıma tabi tutulmayı tercih etmek ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne itaatsizliğin açık bir göstergesidir” şeklinde konuştu.