Ekşi: "Hala o olayın provokasyon olduğunu düşünüyorum."

Ekşi:

CHP İstanbul milletvekili ve eski Hürriyet başyazarı Oktay Ekşi, Hürriyet başyazarı olduğu dönemden 28 Şubat sürecine kadar çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.

7-24 /esenlerhaber / Habermerkezi

Ekşi: "Hala o olayın provokasyon olduğunu düşünüyorum."

CHP İstanbul milletvekili ve eski Hürriyet başyazarı Oktay Ekşi, Hürriyet başyazarı olduğu dönemden 28 Şubat sürecine kadar çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.

CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Söz Sende'de Balçicek İlter'in sorularını yanıtladı.

Ekşi, Hürriyet başyazarı olduğu dönemden 28 Şubat sürecine kadar çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.

Merve Kavakçıyla ilgili yazısından pişman olmadığını söyleyen Ekşi, başörtülü milletvekili ile ilgili ilginç bir çıkış yaptı. CHP’li Ekşi, Meclis'te başörtülü vekilin kendisini rahatsız etmeyeceğini söyledi.

Hala O Olayın Provokasyon Olduğunu Düşünüyorum

Oktay Ekşi, 28 Şubat sürecinde Merve Kavakçı olayıyla ilgili "Canlı Bomba" başlıklı yazısının arkasında durduğunu belirterek, "Hala o olayın provokasyon olduğunu düşünüyorum." dedi. "Şimdi gelecek seçim için birçok Merve Kavakçıyı Meclis'e sokmak için hazırlanıyorlar." diyen Ekşi, başörtülü milletvekilinin kendisini rahatsız etmeyeceğini söyledi. CHP’li Ekşi şöyle devam etti: Artık hepimiz belli bir değişim sürecine tabiiyiz. Taş değilim, elbette toplumun içindeki olaylar beni de etkiledi. Elbette Meclis içinde o hanımefendi keşke Cumhuriyet'i kuran temel değerlere uygun bir şekilde bulunsa diye içimden geçiririm. Ama saygımda kusur etmem... Gönlüm istemez, üzülürüm. Fakat "Bu Hanım burada ne geziyor?" da diyemem. Diyeni de kınarım. Çünkü kabalıktır. Böyle bir şeye hakkımız yok.

“Az Demişiz” Yazısından Pişman mı?
 
Oktay Ekşi'ye Başbakan ile davalık olduğu “Az Demişiz” yazısı da soruldu. Yazıyı yazdığında okuyuculardan ve meslektaşlarından hiçbir tepki almadığını belirten Ekşi, “Asıl vaveyla Başbakan'ın sözlerinden sonra koptu.” diye konuştu. Oktay Ekşi şöyle devam etti: 28 Ekim'de hiçbir şey yokken 29'unda vaveyla kopunca dedim ki yarınki yazımın altına bir özür metni koyar, rencide edilmiş insanlardan özür dilerim. Niçin insanları rencide edeyim ki? Zaten hiç kimsenin böyle bir hakkı da yok. Ancak Başbakan “Ben savaş ilan ederim” filan diyince çalıştığım grubun başına neler geleceğini dikkate alarak ayrıldım.

“Bugün Olsa O Yazıyı Yazmazdım”
 
Balçicek İlter'in o yazı için “Bugün olsa yazar mıydınız?” sorusuna ise Ekşi şöyle cevap verdi: Ben bu olayda kimseyi suçlamıyorum. Aydın Bey en uygun tavrı gösterdi. Ben de kendime düşeni yaptığımı düşünüyorum. Başbakan da bir siyasetçidir, beni tasfiye edebilecek bir fırsat doğdu ve bu fırsat kullanıldı. Sadece keşke bu işe zarafet egemen olsaydı diyebilirim. Bugün, o tepkileri yaşamış bir insan olarak o yazıyı yazmazdım diyebilirim. Onun yerine başka bir cümle, başka türlü bir vurucu ifade kullanabilirdim. Çünkü tekrar ediyorum, niçin ben insanları rencide etmiş olayım?

“Başbakan Benim Yüzüme Bile Bakmadı”
 
Adnan Menderes gazetecileri, özellikle de muhabirleri haşere gibi görürdü. Şimdi Başbakan'ın bakışından da aynısını hissediyorum. Ben kaderin cilvesiyle meclisin en yaşlı üyesi olarak meclisi açtım. Bu vesileyle herkes gibi Başbakan da geldi, yemin etti. Mecliste eskiden Meclis Başkanlık Divanı'na bir saygı göstergesi olarak selam verilirdi. Başbakan selam vermedi, tam tersine benim bulunduğum tarafa bakmadı bile. Yüzünden akan ifade “bu burada da mı karşımda” diyen bir ifadeydi. Hiçbir şey hissetmedim, olayı hiçbir şey hissetmeye değer bulmadım. Sonrasında hiç karşılaşmadık. Sadece bir kere Darüşşafaka'nın genel kurul töreninde bir konuşma yaptığında ben de karşısında oturuyordum.

“Bu Tarihe Kadar Aklın Neredeydi?”
 
Geçtiğimiz gün darbe komisyonuna bilgi vermeye giden Oktay Ekşi, Baykal'ın çıkışına da değindi:
 
Hukuk tepkisi açısından bakarsanız Baykal'ın kulak vermeye değer sözleri var. Anayasa'nın 138. maddesi diyor ki bir mesele yargıya intikal ettiyse onunla ilgili mecliste hiçbir görüşme yapılmaz. Ancak artık komisyon kurulmuş, orda da CHP' den üyeler var, demek ki komisyonun meşruiyetini kabul etmişler. O kadar yol gidildikten sonra biri çıkıyor diyor ki burada usule aykırı bir durum var. Kardeşim bu tarihe kadar aklın neredeydi? Bir de tabi oraya gidip bu açıklamayı yapmak yerine bir yazı yazar dersin ki anayasanın şu şu maddeleri nedeniyle ben gelmeyi reddediyorum. Hiç kimse de size bir şey demez