ESENLER'Lİ ZEKERİYA BEYAZ HOCA'NIN O GÜNÜ

ESENLER

Esenler ’in sayılı akademisyenlerinden Zekeriya Beyaz Hoca mart sonu evinde arama yapılan o günü bütün açıklığıyla “7-24 Esenler Haber’e” anlattı…

ESENLER’Lİ ZEKERİYA BEYAZ HOCA’NIN O GÜNÜ…

Esenler ’in sayılı akademisyenlerinden Zekeriya Beyaz Hoca mart sonu evinde arama yapılan o günü bütün açıklığıyla “7-24 Esenler Haber’e” anlattı…

SABAH SAATLERİYDİ KAPI ÇALINDI

 30 Mart Çarşamba günü, Sabah saat 7.00- 7.30 civarıydı sanırım. O sıralar kapı çalındı çıktık, birkaç tane genç adam evinizde arama yapacağız dediler. Kimlik gösterdiler. Ben de buyurun arayın, İçeri girin yalnız üstümü değişeyim dedim. Hanıma söyledim yatıyordu kalktık giyindik. Konu nedir dedim misyonerlere karşı halkı kışkırtmak dediler. Eve şöyle bir baktılar on kişiydiler. Aslında on dört kişilermiş, ancak dördü dışarda görevli imiş. Bütün çekmeceleri karıştırarak aramaya başladılar. Çalıştığım masanın üstünde yanında konuyla ilgisi olmayan farklı konularla ilgili dosyalarımı da karıştırdılar. Daha önce seçim hilelerini önlemek üzerine yazdığım ve parti başkanlarına gönderdiğim yazıyı da buldular. Burada inceleme yaptığınız konu ile ilgili bir şey yok aşağıda yazıhanem var, Orada birçok belge var size istediğinizi veririm dedim.  Hayır, biz bunu da alacağız dediler.  Said’in Nursi ve Fethullah Gülen ile ilgili belgeler ve yazdıklarım da vardı, onları alamazsınız dedim hayır alırız dediler. Biz istediğimiz alırız dediler. Seçim hilelerinin önlenmesi ile ilgili yazımın suretlerini de aldılar. Onun benzeri birçok şey topladılar. Dolayısıyla karşınızda devletin polisi komiseri yetkilileri var. Biz devlete millete saygılı insanlarız. Yetkimiz var alırız deyince buyurun alın dedim. Sonra biz konuşuruz mahkemeye verir hakkımızı ararız, dedim.

ÇALIŞMA OFİSİME İNDİK

Ondan sonra aşağıya çalışma daireme indik. Orada da ayni şekilde uzun bir süre on beş on altı saat süren arama yapıldı. Binlerce kitap var dairede, o kitapları sayfa sayfa karıştırdılar tek tek baktılar. Notlarım var sayfalarca onlara baktılar incelediler. Bilim adamları ayrı ayrı doküman toplar, notlar alırlar ve ayrı ayrı zarflara koyarlar. Fişlere yazarlar. İcabında bir konuyla ilgili fiş yazarsınız. Bir ayetle ilgili özet yazarsınız bir a4 sayfasının yarısına. Bunlar birer hatırlatma notudur,  konunun özüdür. Sonraki dönemlerde bunları bir dosyada birleştirirsiniz ve kitap haline getirmede size yardımcı olur. Onları da karıştırdılar, onların içerisinden istediklerini aldılar. Derken avukatım geldi, haberi televizyonda duyan diğer avukat arkadaşlar geldi. Bu böyle devam etti.

ALTI YEDİ SENE ÖNCEKİ OLAY

Şimdi burada benim gördüğüm başka bir şey. Misyonerler ile, Misyonerlik ile ilgili yakında bir konuşma yapmadık veya yazı yazmadık, yok. O beş altı sene evvelki olay. O sıralar bu konuda çok konuştuk, konuşuyorduk. Bu gün öyle bir imkânımız zaten yok. Televizyonlarda bizi konuşturmuyorlar, konferanslara davet etmiyorlar, Gazetelerde yazdırmıyorlar. Bir korku var herkeste, telefonlarımız dahi dinleniyor. Yani söz konusu ettikleri şey altı yedi sene önceye ait bir konu. Altı yedi sene önceki yaptığım konuşmalarla ilgili, misyonerliğe karşı halkı kışkırttığım iddiası ile evimde arama yaptılar.

BEN BİLİM İNSANIYIM, BU KONUDA AÇIKLAMA YAPMAK GÖREVİMDİR

Ben sosyoloğum, ayni zamanda din sosyoloğuyum. Bu konuda açıklamalar yapmak benim görevimdir. Bir yönüyle mesleğim, bir yönüyle de memleketimizde dinimize çocuklarımıza bir saldırıdır misyonerlik faaliyetleri. Çocuklarımızı çeşitli yöntemler kullanarak, telkinlerde ve vaatlerde bulunarak Hristiyanlaştırıyorlar. Sonra bu çocuklar başka ülkelerin ajanı haline geliyorlar. Olay budur, Biz bunlara evet diyemeyiz, demeyeceğiz de.  Bunlara karşı elbette halkımızı uyaracağız. Bu tahrik veya kışkırtma değil, benim işimdir. Bir din sosyolojisi hocasının görevidir bu konuda halkı aydınlatmak. Bunları da konuştuk.  Ama onların dinlediği filan yok. İşlerine bakıyorlar sessiz sedasız.

 ÖZEL BİLGİLERİME EL KONULDU

Sonra başka bir şey daha var. Misyonerler ile ilgili arama yapıyorsunuz. Benim özel bir dolabım var, içinde her şey var, ayrıca affedersiniz hanımın dolapları var oraları da arıyorlar. Hiç alakası olmayan, alakasız şeyleri karıştırıyorlar. Yani son derece yanlış şey bunlar. Sonra bir başka şey de bilgisayarlar. Üç tane bilgisayarım var, gelen teknik elemanlar var onlar sistemi kurdular. Bilgisayarın içinde ne varsa tamamını hard disklere aktardılar. Bize de verecek misiniz diye sordum. Siz hard disk getirirseniz size de veririz dediler. Arkadaşlar dışardan hard disk alıp getirdiler, bize de böylece verdiler. Ama şu ana kadar ben onları ne açabilirim ne de açtım. İçinde gerçekten benim bilgilerim var mı yok mu, yoksa başka şeyler mi var bilmiyorum. Bu olayın bir yönü. Misyonerlikle ilgili bir şey arıyorsanız bilgisayarları açar bakarsınız. Ben de yardımcı olurum dedim. Ama dinlemediler.

EMNİYET, ADALETİN İLK KAPISIDIR

 Benim bilgisayarlarımın içinde ailemle ilgili birçok şey var, resimlerim, aile içi yazışmalarım, hiç ilgisi olmayan şeyler var, onları niye alıyorsunuz. Bilgisayarımda ne varsa alıyorsunuz. Başkalarında görüyorsunuz,  yarın aile resimlerimin filanca gazete de çıkmayacağını nasıl bilebiliriz. Vatandaşlara sokakta açıklanması doğru olmayan konular var resimler var, özel hayatımız var, aile resimlerimiz var, siz onların yarın el altından ortaya çıkmasını nasıl önleyeceksiniz. Şimdi dolayısıyla bunlar yanlış şeylerdir. Biz şöyle biliyoruz; emniyet adaletin ilk kapısıdır. Vatandaşın haklarını çiğnemek emniyette olamaz. İnsanların bu kadar özeline girmek saçma bir şeydir.

İKİ BİN SAYFA NOTUM ALINDI

İki bin sayfa notlarım, bana gelen yazılar, bilgisayar içinden bilgisayar dışından bilgilerim alındı. Bende binlerce sayfa var, onların hepsini tek tek karıştırdılar. İkibin küsur sayfaya da el koydular. Çuvallara doldurdular aldılar. Avukat bey hocam bu işlem kanunsuzdur dedi. Dolayısıyla aldıkları hiçbir şeyin zaptını imzalamadım. Bir kısmını önceden imzalamıştık. Sonradan imzalamadık.

AVUKATLARIM HOCAM HAZIRLIKLI OL DEDİLER

Avukatlarım beni mutfağa çağırıp hocam kendini hazırla,  İş bittikten sonra sizi alıp götürebilirler dediler. Bir iki gün nezarette bekletebilirler nezaret soğuktur, hanımefendi size kalın giyecekler hazırlasın dediler. O iki günün sonrası size sorarlar evet deseniz suç, hayır deseniz suç olabilir dediler. O halde yapılacak şey emniyette ifade vermemektir dediler, ben de tamam dedim. Kendinizi hazırlayın hocam, Hanımefendi size yünlü kalın bir şeyler hazırlasın dediler. Ben her şeye hazırım, ölümden ötesi yoktur, imanımız vardır, her şeye hazırlıklıyım dedim.

ÖĞLEYE DOĞRU TELEFON

Biz bunları konuşurken, öğleye doğru bir telefon geldi. Bizim evi aratmaya emir veren özel savcı Öz’ün görevden alındığı haberi geldi. Bir başka yere Sultanahmet adliyesine tayin edilmiş. Ondan sonra vali Bey’de bir açıklama yapmış, gözaltı yoktur diye. O saatten çok önce iki üç saat önce kadar kapının önünden sesler geliyordu. Pencereden bakmama dahi müsaade etmiyorlardı. Sonra pencerenin önüne bir memuru oturttular. Ben de vatandaşlara birkaç kez o şekilde el salladım. O kapının önündeki vatandaşların protestoları, televizyonlarda yayınlanıyor, tabi seçim dönemi,  anlaşılan aleyhte olur diye bir anda savcıyı görevden aldılar. Başbakan ve diğerleri yargıya karışmıyoruz diyorlar, peki nasıl karışmıyorlar. Savcının görevden alınma yazısı, emri üç gün sonra gidiyor. Eğer savcı görevden alınmasaydı beni gözaltına alırlardı, hedef oydu. Sonra Vali Bey açıklama yapıyor tutuklama olmayacak diye. Hani yargıya kimse müdahale etmezdi. Hani kimsenin haberi yoktu, sadece yargının işiydi. Vali nereden aldı haberi. Nasıl karışır vali bu işe. Olay organize bir durumdur. Olay yönetimle ilgilidir, tamamen kolektiftir.

ŞARTLAR DEĞİŞTİ

Böylece evin içinde bu haberden sonra şartlar değişti. Telefon konuşmaları yaptılar. Ondan sonra hepimiz psikolojik olarak rahatladık, ama ayakta kalmaktan yorulduk. Şimdi bir bilim adamının çalışmaları, kitapları evladı gibidir, kıyamaz onlara. Evirip çeviriyorlar sıkıldım, görmek istemediğimden diğer odaya gidiyorum geliyorum. Sıkılıyorum üzülüyorum. Sonuçta iki bin sayfalık notlarımızı, yazılarımızı aldılar, çuvala doldurdular, saat gece on bire doğru gittiler. Olay budur.

MİLLET SAĞOLSUN

Sağ olsunlar o günden bu güne çevreden, dostlardan geçmiş olsun mesajları alıyorum. Bende sizin vasıtanız ile gerek kapımın önünde toplanan vatandaşlarıma, gerekse olayı protesto eden ve bize ilgi gösteren arkadaşlara vatandaşlara teşekkürlerimi iletiyorum. Gerekse telefon ve benzeri şeylerle geçmiş olsun dileğinde bulunan, gönlümüzü almak isteyen vatandaşlara teşekkürlerimi saygılarımı sunuyorum.

 



  • Çarşamba 26.1 ° / 17.2 ° Güneşli
  • Perşembe 21.6 ° / 14.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cuma 23 ° / 13.6 ° Güneşli