ENERJİ TASARRUFU BİLİNCİ
Esenler İlçe Kaymakamlığı “11-18 Ocak Enerji Tasarrufu Haftası” nedeniyle bir konferans düzenledi. Konferansta Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Müdürü Kemal Özoğuz ve Şube Yöneticisi Serdar Pakel “Enerji Verimliliği Bilinci” ile ilgili sunum yaptılar.
Sunumlar öncesi İlçe Kaymakamı Nazım Madenoğlu açılış konuşmasında enerji tasarrufunun gerekliliğini vurguladı. Madenoğlu konuşmasında şu konuları gündeme taşıdı;
“Son derece az ve kısıtlı enerji kaynaklarımız var. Toplumda bir enerji tasarruf bilincinin oluşturulması lazım. Bu nedenle kaymakamlık olarak bir konferans düzenlemeyi uygun gördük. Enerji iş görebilme ve iş yapabilme gücüdür. Durum enerjisi, hareket enerjisi, elektrik enerjisinden söz edilebilir bu konuda. Su, güneş, petrol, doğalgaz, kömür ve rüzgâr kullanılarak enerji üretildiği gibi, enerji üretimi atom enerjisine kadar uzanmıştır. Enerji tasarrufu ise sınırlı enerji kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaktır. Bir işi en az enerji ile yapmak, üretimden, konfordan ve işgücünden ödün vermeden enerji tasarrufu yapılmalıdır. İsrafın önüne geçilmelidir.
Zaman ve para da birer enerjidir. Reklamlara kanmadan, markaya ısrarcı olmadan alışveriş yaparak tasarruf etmeliyiz. Birbirine gösteriş yapmak için ihtiyacımız olmayanları almamalıyız. Kamu kurumlarımızda da elektrik ve su kullanımında hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir. Kurumlarımızda bir enerjiyi kullanmak gerekliyse kullanmalıyız. Gerekli değilse kullanmayalım. İşin üzücü bir tarafı da evinde tasarruf etmeyen hiçbir yerde tasarruf tedbirleri almıyor. Çünkü toplumumuzda böyle bir kültür yok veya eksik. Oysa her alanda enerjiden tasarruf etme imkânlarımız vardır. Kıt enerji kaynaklarımızı israf etmeden kullanma hassasiyeti göstermeliyiz.
Bu ülkenin kaynaklarını gelecek nesillere daha da artırarak emanet etme görevimiz vardır. Enerji tasarruf haftasının enerji tasarrufu yaparak yaşamamıza vesile olmasını temenni ederim.”
Esenler İlçe Kaymakamı Nazım Madenoğlu’nun paneli açış konuşmasından sonra Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Müdürü Kemal Özoğuz odanın yasalar çerçevesinde işleyişini, faaliyet alanlarını ve odanın verdiği hizmetleri anlattı. Oda yöneticilerinin hiçbir ücret almadan çalışmalar yürüttüğünü söyleyen enerji ve enerji tasarrufu konusunda İstanbul şubesinin yaptığı etkinliklerden söz etti.
Enerji tasarrufu ile ilgili sunumu ise oda yöneticisi Serdar Pakel yaptı. Pakel sunumunda şu konulara değindi;
“ Elektrik kurulu gücümüzün %36’sı hidroelektrik ve yenilenebilir kaynaklardan, %63’ü ise termik santraller yoluyla temin edilmektedir. Elektriğin %49’u ithal doğalgaz kullanılarak, %20’si linyit kullanılarak, %16’sı ise HES barajları yoluyla üretilmektedir. Üretilen elektriğin %80’e yakın kısmının ithal kaynakları kullanmak suretiyle üretildiğini söyleyebiliriz. Yıldan yıla %5 enerji talep artışı olan ülkemizin her on yıldaki enerji talebi iki katına ulaşmaktadır.
Enerjiyi verimli kullanarak, enerji üretiminde en ucuz yatırımlara yönelerek, ülke kaynaklı yatırımlara ağırlık verilerek oluşturulacak enerji politikasına ihtiyaç vardır. Bugün 200 milyar kilovat saat enerji talebi vardır. Bu talebin 2020’de 400 milyar kilovat saate çıkacağı öngörülüyor.
İki lambadan birini söndür mantığı enerji tasarrufu değildir. Koşullardan fedakarlık etmeden ayni işi yaparak yıllık 4 milyar dolarlık tasarruf yapmak mümkündür. Verimlilik kanununa göre evlerde %25, sanayide %60, ticarette %6, kamuda ise %5 tasarruf edilebilir.
Özellikle evlerde en verimli enerji tüketimi yapan ev aletleri kullanılmalıdır. Evlerde halen yaklaşık 16 milyon adet yaşı 10 yılın üzerinde ev aletleri kullanılıyor. Oysa A sınıfı elektrikli ev aletleri kullanarak %45 daha az enerji kullanmak mümkün. Örneğin bir buzdolabının azami on yıl ömrü vardır. Damlayan bir musluk yılda 15 metreküp su ziyanına neden olmaktadır.
Binalarda ise %82 oranında ısınmak için enerji zararı söz konusudur. Bu zararın %20’si evlerin tek camlı olmasından kaynaklanmaktadır. Asıl önemlisi enerji üretiminde %71,5 ithal kaynak bağımlılığı var. Bu gün için 40 milyar dolar olan enerji kaynağı bağımlılığımız 2020 yılında 100 milyar dolara çıkacaktır. Enerjide tasarruf yaparak enerjiyi %20 daha az kullanmak elimizdedir.
Küresel iklim değişikliklerini de gözeterek, enerjiyi yerli kaynaklarla üretmek zorundayız. Linyit, rüzgâr ve su kullanarak ithal kömür ve nükleer ithalatıyla enerji üretme yanlışlığından vazgeçmeliyiz.
Ancak Karadeniz’de uygulanan HES inşaatları doğal dengeyi bozmaktadır. Doğa fakirleşmektedir. Küçük HES’ler fayda yerine zarar getirmektedir. Devlet bu nedenle oluşabilecek kötü senaryoları ele alıp ona göre çözüm üretmelidir. Üretim, dağıtım planlaması 10 yıl sonrasına göre hesaplanmalıdır. Devamlı sınırda enerji kullanımıyla daha çok problem doğar.
Daha çok enerji üretemiyorsak; koşullardan fedakârlık etmeden ayni sonucu, konforu, aydınlığı daha az enerjiyle elde etme hedefini tutturmalıyız. Enerji verimliliği böyle algılanmalı.”