Eray Tüfekçi'nin kaleminden...
ELEŞTİRİSEL ELEŞTİRİ
Demokrat Bu Mudur?
- Demokratlık, 15 metrede bir masa kurup flamalar asıp “üye olmak ister misiniz?” diye işsiz güçsüz insanları pazarda mal satar gibi bağırtmak mıdır?
- Demokratlık, diktatörlük oyunu oynayan genel başkanların veya müdahilleri olan kişilerin aday listelerini hazırlayıp halkın önüne koyması mıdır?
- Demokratlık, her şeyi biz biliriz, en iyisini de biz biliriz demek midir?
- Yoksa demokratlık, seçimle geldiğin kamu kurumunu kendi reklam şirketin olarak kullanmak mıdır?
- Demokratlık yerelden genele Meclis’te verilen talimata göre el kaldırıp indirmek midir?
- Demokratlık Cem Evi denilince mahzunlaşıp bir şeyler demeye uğraşıp konuyu geçiştirmek midir?
Yeraltı nehiri (!)
Bir kere şu var: yerin altında nehir olmaz! Bir daha yazıyorum: yerin altında nehir olmaz!
Nehir, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Anlamışızdır herhalde... Yeraltı nehri mitoloji'de olur. Muhtemelen sizin anlatmaya çalıştığınız yeraltı suyudur. Onda da şöyle bir durum var: denizlerden su buharlaşıp gökyüzüne çıkar oradan yağmur ve kar olarak toprağa ulaşır. Toprak suyu çeker yeraltı suyu ile ilk geldiği noktaya geri döndürür. Yer altı suyu da hemen hemen her yerde olan bir şeydir. Kısaca sizin yaşadığınız dünyayı en sonunda keşfettik: Mitoloji dünyası.
Belediye’ye Öneriler
- Mesela diyorum, hani o kadar dönüştürmüşsünüz (!), o kadar şehre, camiilere önem veriyorsunuz, şu Dörtyol Merkez Camii’sinin bitişiğindeki yerleri yıksanız, camiiyi büsbütün ortaya çıkarsanız daha güzel olmaz mı?
- Hani diyorum, çöplerden defter yaptık diye reklam filan yapmaya başlamışken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlatmış olduğu 33 mililitrelik gibi teneke kutuların dönüşümü için çeşitli noktalara dönüşüm kutuları koysanız, bu atıkları toplasanız.
- Madem başlamışız, şu Atışalanı Köyiçi’ne bir el atsanız da bir düzelse oralar.
- Şu iş çıkış saatlerinde çöp toplanmasa da, insanların sabrı ve sinirleri zorlanmasa daha iyi olur diye düşünüyor herkes.
- Dörtyol Meydan girişindeki zabıta görevlilerine kral ya da hastanenin otopark çalışanlarını olmadıklarını söyleseniz memnun oluruz. Yoksa yakında kendilerini padişah ilan edecekler gibi duruyorlar.
- Şu Dörtyol Camii’si önünde ve Atışalanı'ndaki kavşakta yayalar için bir şeyler yapsanızda insanlar rahatlıkla yürüyebilseler ya da karşıdan karşıya geçebilseler. Yaya yollarını genişletmekle olmuyor bu işler.
- Meydan’daki kuşlara dokunmasanız mesela…
- ESKAM’ı gerçekten halka hizmet veren bir kurum haline getirseniz de kendi yandaşlarınızın iş bulma kurumu olmasa. Ne dersiniz, bilemedim?
- BİR CEMEVİ YAPIMINA ÖNCELİK ETSENİZ MESELA, ELİNİZDEN ÖPÜLÜRDÜ. İşte o zaman Esenler’de iz bırakırdınız. Pek öyle bir duruşunuz da yok ama… Kaç kere daha desek ki, hesap edemedim.
- Okulları, camiileri reklam malzemesi yapmaktan vazgeçseniz diyoruz. Biraz ayıp oluyor da...
- Geldiğinizden beridir konuşmaktan sıkılmadığınız hala biteceğini iddaa ettiğiniz şu hastaneyi artık açıverseniz de herkes kurtulsa.
