CHP’nin egemenleri iş başında ki kadroları, beyinlerini değil, ceplerini ve midelerini çalıştırmak için her türlü dalavereyi yapıyorlar. Bu kastlaşmış kadrolar kendilerine biat etmiş yalaka ve dönek Kadercil
Düzenin Balans Ayarcıları-İkisi de Sol Değil
CHP’nin egemenleri iş başında ki kadroları, beyinlerini değil, ceplerini ve midelerini çalıştırmak için her türlü dalavereyi yapıyorlar. Bu kastlaşmış kadrolar kendilerine biat etmiş yalaka ve dönek Kadercilerle bilimsel gerçeklerin dışına çıkarak karmakarışık bir göründü veriyorlar, yani CHP’de kimin ne yaptığı belli değil.
Belli ki 24 Haziran seçimleri CHP’lileri allak bullak etti, solun üzerinden silindir gibi geçti, CHP’nin kadrolarının ise Allah’ını şaşırttı. Beyler uyanın artık ve görün rejimin değiştiğini parlamenter sistemin eskilerde kaldığını. Görün AKP eliyle kurulan başkanlık rejiminim gericileri nasıl himaye ettiğini, tek adamlığın kural tanımadığını. Siz kurultay olsun mu olmasın mı diye düşünürken “Atı alan bırakın Üsküdar’ı geçmesini Bağdat’a gitti, görün artık… RTE Ankara’dan vurdu kılıcı Halep’ten çıktı ucu”
Genel merkezciler, seçim kaybetmeye doymayan gözleri ve yürekleri kararmış sosyal demokrat geçinenler, il, ilçe başkanları, MYK üyeleri, Genel başkan yalakaları sözüm sizlere… Tarihi yanlışların, seçim mağlubiyetlerinin hesabını vermemek için istediğiniz kadar kenetlenin. Kaçamazsınız, size örgüt elbette hesap soracaktır.
9 seçim kaybı başarı, %22 oy tatmin edici olmamalı, ancak bu kurultayın olmaması önümüzde ki yerel seçimlerin hüsranı ve örgütünüzün kapsam alanınızdan kayarak başka bir alana gittiği, ayrılığın başladığı gün olacak. Sizin dünya görüşünüz, siyasi yol haritanız “az olsun benim olsundur” Örgüt ise çok olsun hepimizin olsun dediği için örgütü sevmiyorsunuz. Örgütü sevseydiniz, emeğe saygınız olsaydı, yıllarca partisi uğruna mücadele verenler vekil olurdu, devşirmeler ise kenarda otururdu. İnanın Emek sevgisizliği başınıza işler açacak…
Kurultay kararlılığı beyinlere yerleşti, örgütün kanına işledi. Örgüt ikiye bölündü, yoldaşlık hukuku yandaşlık oldu, kardeşlik, sevgi ve saygı yok oluverdi. “parti içi egemenleri bir telâşe aldı” kamuoyunda, sosyal medyada, tüm değerlere yapılan küfürleri, yapılan çirkin sözleri ve yazışmalar birlik ve beraberlik yerine ayrıştırdı, ötekileştirdi. CHP kendi değerlerine sahip çıkmıyor, niteliksiz kadroların yüzünden ilkesi, ideolojisi ve hedefi olmayan anlayış iktidar değil iktidarsızlık getirir. Düzenden memnun gözükenler rahat, onların problemleri çözmek, halkın sorunlarının üstesinden gelmek gibi düşünceleri yok. CHP’yi yönetmek varken ülkeyi neden yönetelim diye düşünenler tabii ki kurultay istemezler. Yani mevcut kadroların iktidar olmak gibi bir düşünceleri olmadığını azıcık siyaset bilenler anlamıştır herhalde.
Gelişmiş ülkelerde Siyaset sorunları çözme sanatı iken Türkiye’de siyaset yol bulma sanatı oldu. Ülkenin en büyük sorunu demokrasinin olmaması diye düşünürken daha büyük sorunu görememişiz. Büyük sorun CHP’nin bugünkü kadrolarıdır. Onlar demokrasiden anlamazlar, solun evrensel ilkelerini bilmezler, bilseler gereğini yapmış olurlardı. Türkiye solu, ihanetle karşı karşıya. CHP’lilere göre sol olmak suç, onların kafalarında ki sorun sağın egemenliği değil, parti içinde solun varlığı ve sağa sağ kadrolarla muhalif olmak.
Böyle olunca CHP’de de koltuklar yarışıyor, fikirler köreltiliyor, CHP’de ideolojiler bir kenara bırakılıp, mezhepler konuşuluyor. CHP’de siyaset yapan bizim gibi solcuların suçu ve sorumluluğu var elbette, biz bu insanlara solun evrenselliğini, materyalizmi, dini, mezhepleri ve mezhepsizliği iyi anlatamamışız.
CHP’liler fikir üretmek yerine küfür üretmek de sağcıları geçtiler. İmza kampanyasının kan davasına dönüşmesini engelleyemeyen sosyalistlere bile bıkkınlık geldi. Bireyin tanrılaştırıldığı, din ve iman edebiyatının öne çıktığı ve sağ kulvara sürüklenen CHP’de delegeler, örgüt adına değil şahsı çıkarları uğruna aleni pazarlık yapıyorlar ve konuştukları zaman utanmadan sol olduklarını söylüyorlar. CHP kurultayı yapmalıdır, değişim şart ama iki adaydan da sol adına, halk adına, gelecek ve demokrasi adına kimsenin bir beklentisi olmasın, çünkü bunlar solun evrensel ilkelerinden nasiplenmemiş, düzenin balans ayarcılarıdırlar…
