Tarih: 15.12.2014 16:25

Dumanlı' Size Acımıyoruz

Facebook Twitter Linked-in

 
Dumanlı’ Size Acımıyoruz
 
Önceden olduğu gibi yeni bir karanlık sabaha daha uyandık. Biz uyandık ama uyuyanlar ileride başlarına ne geleceğinden habersiz uyumaya devam ediyorlar. Geleceklerinden bir haber olanlar, söylenen süslü sözlere inanarak ufuktaki zindanları geçmişte görmedikleri gibi bundan sonrada göreceklerine benim inancım yok.
 
Geçmişte işlenen günahları görmeyenler ve işlenen o günahları işleyenlere destek olanlar bugün yandım Allah diyorlar. Yalnızlık elbette kötü, ancak bu ülkenin vicdanlıları, geçmişte vicdanları sızlamayanları bu zor günlerinde yalnız bırakmayarak destek olmaları güzel bir şey. Geçmişte peş peşe verdikleri beyanlarla hortlayan faşizme ve gelen bu karanlıklara zemini hazırlayanlar geçmişte kendileri gibi düşünmeyenler gibi elbette haksızlıkla karşı karşıyalar. Dumanlı ve onun gibiler bilmem hatırlar mısınız, Geçmişte kanserli bir kadını, yaşlı bir adamı sabahın köründe insanlık dışı, vicdanları sızlatan görüntü ile yaka paça işkenceye aldılar, onurlarını kırdılar. Ama sizin vicdanınız hiç sızlamadığı gibi neler yazmıştınız.

 
Ya Kuddusi Okkır’a ne diyeceksiniz? O, gizli kasa idi ama kefen bezi alacak parası yoktu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde intihar eden bilim adamının onuru o kadar zedelenmişti ki intihar etti. Tüm bunların suçları ayakkabı kutularında paraları, evlerinde para sayma makineleri yoktu. Ezilen yığınların işçinin, köylünün, öğrencilerin ve devletin bölünmez bütünlüğünü her şeyden üstün tutarak vatan sevgisini yüreklerinde taşımaları idi. Aslında size acımıyorum. Sizin zavallılığınıza acıyorum. Demokrasinin katledilmesine duyarsız kalmayarak dün o onurlu insanlar için koyduğumuz tepkiyi bugün aydınlık geleceğimiz için koyuyoruz. Zannetmeyin ki sizi seviyoruz.
 
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve onun gibiler kendilerinden olmayanların başına bir iş geldiğinde, bir haksızlığa maruz kaldıklarında oh olsun dediklerini okuduk. Onların kalemlerinden dökülen kin ve nefrete şahit olduk. Biz asla onlar gibi düşünemeyiz, onlar gibi pervasızca yazamayız. Çünkü bizler bu ülkenin pastacıları ve yağmacıları olmadık, olanlara karşı mücadele verdik. Biz emeğin en yüce değer olduğunu kabullenerek, emekçi halkımızın sömürülmesine karşı çıkanlarız. Biz cumhuriyetimize sahip çıkanlarız. Bedeller ödeyerek yargının bağımsızlığını hep savunanlarız, laikliğin yaşaması için çıktığımız bu onurlu yolda erkler ayrılığını savunanlarız. Adaletin tecelli etmesini ve adaletin hukukun, yargının ayaklar altına alınmasına karşı mücadele edenleriz. Yapılan bu zulme ise oh olsun yerine ülke demokrasisine ve basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir diyerek bu zihniyete kafa tutanlarız.

Dumanlı Bey bakın siz geçmişte böyle söylemiş ve iktidara yalakalık yaparak dumanlı havayı nasıl sevmiştiniz. Dumanlı, Başbakan, doğru söylüyor: ‘Bırakın yargı işini yapsın.’ ‘Şu suçludur, şu suçsuzdur’ demek biz gazetecilerin görevi değil.” diyerek kaleminizle ahkâm kesmiştiniz. Hâlbuki dünün kara bir gün olduğu bildiğiniz halde şahsi çıkarlarınız için ülkenin faşizme doğru gitmesini kabullenmiştiniz. Kendinize göre haklıydınız, ezilen yığınlar, soyulan ülke umurunuzda değildi. Korkunuz yoktu. Nasıl olsa pastadan payınıza düşeni helal mi haram mı demeden alıyordunuz.   Biz “Mollalar İran’a” diye bağırmakta haklı olduğumuzu ve “Türkiye laiktir laik kalacak” derken bu günlerin habercisi olduğumuzu bari bugün anlayın. Laikliğin olmadığı bir ülkede faşizm olur, sizler gibi cemaatler olur, devlet olmaz bugünün diktatörleri olur. Adalet, hukuk ve demokrasi ayaklar altına alınarak, din siyasallaşır, siyaset dinselleşir, gericilik hortlar. Devlet yönetimi rayından çıkar, güçlü zayıfı ezer.  Bunu kafanıza koyun.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —