Bir ay önce barınma hakkı mücadelesi veren Romanlara dozerlerle baskın yapan CHP'li Ata şehir Belediyesi, aynı mahallede kaçak olarak yapılan bir koleje göz yumdu. Kolej ise Fethullah Gülen'e ait Doğa Koleji
Yaklaşık bir ay önce İstanbul Alaşehir’deki Küçükbakkalköy Mahallesi’nde barınma mücadelesi veren romanlara dozerlerle sabah baskını yapan CHP’li belediyenin, aynı mahallede ‘kaçak’ olarak inşa edilen bir özel okula göz yumduğu ortaya çıktı Mahallede belediyenin yaptırdığı çocuk parkının hemen yanındaki bir bina neredeyse evrim geçirdi.
Önce bahçedeki toprak yüzlerce kamyonun marifetiyle sıyrıldı, böylece eğimli arazide aslında var olmayan bir imar alanı yaratıldı. İlginç olansa Romanların barınma hakkını görmezden gelen Ataşehir Belediyesi’nin, belediye binasının hemen yanındaki bu gecekondu koleji de görmezden gelmesiydi. Yasal olarak imar durumu ‘özel eğitim tesisi’ olması gerekirken, 'ticaret+konut alanı'nda kalan yapı, Fethullah Gülen’e ait olarak bilinen Doğa Koleji’ne evrildi.
Valilik ve kaymakamlığa suç duyurusu
Ataşehir Belediyesi eski Başkan Yardımcısı ve halen belediye meclis üyeliği görevini sürdürmekte olan CHP’li Erol Dolu, yaklaşık 4 ay önce bu imar usulsüzlüğüne karşı savaş açtı. Dolu, belediyeye yaptığı resmi itirazlardan bir sonuç alamayınca Kaymakamlık ve Valiliğe suç duyurusunda bulundu.
Başvurular sonucunda encümenden 1,5 ay önce hem para hem de yıkım cezası çıksa da, Dolu bu cezanın hiçbir anlamı olmadığında ısrarlı. Neden mi? Bu sorunun cevabına Dolu belediyelerdeki genel işleyişten bahsederek giriyor:
Yıkım ve para cezası çıktı ama...
“Burası için bu kararın çıkması sürpriz değil. Sonuçta hafriyatı alıp 2 kat eklenti yapılmış üstelik devlete ait yeşil alan orası. 32. ve 42. maddelere göre hem Büyükşehir belediyesinden hem encümenden bu yıkım ve para cezası çıkması beklenir zaten. Sorun şu: Bu karar 1.5 ay önce çıkmış ama uygulaması yok. Belediyenin hemen karşısında kaçak bir inşaat var ama tamamlanmasına göz yumuluyor. Ataşehir’in varoş yerlerinde yurttaşın bir çivi çakmasına bile izin yokken, burada belediye direkt müdahale etmiyor. Sadece başı ağrımasın diye bir tutanak tutuyor. Ve sonunda bina tamamlanıyor.”
‘Olmayan’ bir okul eğitime başlayacak
Söz konusu yerin ruhsatı olmadığını, en az 2 katının kaçak ve hukuken iskan edilemeyecek durumda olduğunun altını çizen meclis üyesi, “Ortada yoktan var edilen bir yap var. Şu anda öğrenci kayıtları kabul eden bir okul orası ama Milli Eğitim’den bile izni yok” diyerek, duruma göz yuman kurumların sadece belediyeden ibaret olmadığına dikkat çekiyor.
"Yıkımın olmayacağı açık, yıkacak olsalardı müsaade etmezlerdi üstelik daha karşı tarafın itiraz hakkı olduğunu düşünürseniz yıllar sürecek bir süreç söz konusu” diyen Dolu, kesilen cezaya ilişkinse çarpıcı bir tespit yapıyor:
Ceza 1,5 milyon, ederi 25 milyon TL!
“Kesilen cezanın 1,2 ila 1,5 milyon TL arası olduğunu öğrendik. Oysa o yapının sadece kaçak katları 22 bin metrekare. Yani şöyle düşünün Ataşehir’in en gözde yeri burası. Burada 100 metrekarelik bir daireyi 200 bin TL’ye alamazsınız. Bu matematik de sizi o kaçak katların ederinin 25 milyon TL olduğuna götürüyor. Yani belediye böyle büyük bir ranta göz yumup, sonra bu rantla kıyaslanamayacak kadar küçük bir para cezası kesiyor.”
Romanlara yıkım, cemaate rant
Söz konusu arazinin normalde belediyeye ait bir çocuk parkı olduğunu, ama artık sadece zengin çocukların okuyabileceği kaçak bir kolej haline getirildiğine dikkat çeken Dolu, sözlerini şöyle bitiriyor:
“Burada bir kamu hakkı gaspı var. Benim canımı sıkan; barınma hakkına için mücadele eden insanları hiç acımadan evsiz bırakabiliyorken, AVM, holding gibi büyük sermaye gruplarına farklı muamele yapılıyor. Onların imar usulsüzlükleri görmezden geliniyor. Buradaki kolejin de etiketi ve gücü belli. İşte bu yüzden sadece göstermelik bir para cezası kesiliyor.Peki adama sormazlar mı romanların evini niye yıktın, onlara neden para cezası kesmedin diye!”
Belediye bu sorulara cevap veremedi
Söz konusu arazide olup bitenler için tek mücadele eden Erol Dolu değildi. Eski Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi Hüseyin Sağ da konunun takipçisi olmuş, defalarca bilgi edinme yasası çerçevesinde belediyeyi köşeye sıkıştırdı.
Belediyeye yolladığı ilk yazıya cevap alamayan Sağ, ikinci yazısında bu yasadışlılığa göz yuman belediye yöneticilerinin hakkında suç duyurusunda bulunacağımı beyan etti ve şunları sordu:
“Bu yasadışlılık karşısında cezai bir işlem uygulandı mı? Söz konusu taşınmazın bodrum katlarının açığa çıkarılma işlemi yapılırken çıkan tonlarca hafriyat ve bu hafriyatı taşıyan kamyonlarla ilgili bir işlem yapıldı mı? Bu kadar hafriyat çalışması yapılırken nasıl bir yetkili bile bunu fark etmedi? İstanbul İmar Yönetmeliği’ne aykırı biçimde inşa edilen eğitim tesisinin ruhsatı var mı?”
Belediye ise bu başvurudaki görmezden gelme kısımlarına değinmeden sadece şu cevabı vermekle yetindi: “Söz konusu yerde ruhsat ve eklerine aykırı yapılan imalatlardan dolayı yapı tatil tutanağı düzenlenmiştir. Ayrıca imar kanununa dayanarak yıkım ve para cezası kararı alınmak üzere konu belediye encümenine havale edilmiştir.
Kaynak: BirGün