Tarih: 22.12.2016 12:06

Din Adamı Şiddete Baş Vurmamalı'

Facebook Twitter Linked-in

“Din Adamı Şiddete Baş Vurmamalı”
Esenler Sondurak’ın saygın esnaflarından Eyüp Işıldak sondurak Camii Hocası ile yaşadığı sıkıntının  benzerinin Atışalanı Kemertepe Camiinde yaşanmasından dolayı üzüntüsünü belirtti. Işıldak,“Bu anlayışta ve düşüncede olan din adamları, dini bütün ve dini Vecibelerini yerine getirmek isteyen müminlere zarar verdikleri gibi dinimize de en büyük kötülüğü yapıyorlar” dedi.

"Atatürk cumhuriyeti onlara en büyük nimetleri sunmuştur”
Kemertepe Camii müezzininin bir siyasi partiyi ve o partinin kitlesin hedef gösteren vaazı üzerine daha önce benzer şeyleri yaşayan Esenler Sondurak’ın saygın esnaflarından Eyüp Işıldak bu konuda haklılığını ifade ederek açıklamada bulundu.

“devlet memurları, yemin eder, siyasete bulaşmaz”
Işıldak "Asker disiplinsizse sorumlusu komutanıdır. Eskilerimizin bir sözü var! ”balık baştan kokar” ilçe Müftüsünün zamanında gerekli tedbirleri almış olsaydı bugün bu olaylar yaşanmazdı. Devlet memurları görevlerine başlarken yemin ederler ve 657’e tabidirler. 6.7.8. maddeleri şöyle der, devlet memurları, yemin eder, siyasete bulaşmaz, devlet memuru vakarına yakışır bir şekilde vazifesini yapar.”

“Din ve ahlak dersleri veren bir müessesenin görevlisi şiddete bulaşıyor”
Işıldak “Benimde başıma buna benzer bir talihsiz olay geldi. Bana şiddet uygulandı, benimle tartışan ve bana saldıran hoca efendi, hem mahkemede hem de sorumlu olduğu makamlar karşısında yalan söyledi. Kendisini Müftülüğe şikayet etmeme rağmen bu kişi hakkında bir şey yapılmadığı gibi, korundu, himaye edildi. Düşünebiliyor musunuz? Din ve ahlak dersleri veren bir müessesenin görevlisi şiddete bulaşıyor, yalan konuşuyor ve görevinin başında duruyor. Bu anlayışta ve düşüncede olan din adamları, dini bütün ve dini Vecibelerini yerine getiren müminlere zarar verdikleri gibi dinimize de en büyük kötülüğü yapıyorlar. Bunlar laik devlet yapısını beğenmezler, kurucu iradeye saygı duymazlar, Atatürk’e fırsat buldukça hakaret ederler, hâlbuki Atatürk cumhuriyeti onlara en büyük nimetleri sunmuştur. tüm dinlerin din adamları donanımları yetersiz kaldıgında muhattaplarını etkisiz kılmak için sözlü yada fiziksel şiddete baş vururlar”.

“Bunları ne denetleyen var, nede hesap soran var”
Işıldak “Bunlar hiçbir kuralı tanımıyorlar, Allahın kurallarına uymadıkları gibi devletinde kurallarına uymuyorlar. Bunlar Allahın kurallarından söz ederler ve 657’ye göre de parayı alırlar. Sanki iki Tanrılılar. Bunların tutarsızlıklarını ve yaptıklarını camiye giden cemaat aynı zamanda bu halk denetlemeli, ama herkes korkuyor ve sesiz kalıyor. Ülkemizin kötü yönetilmesinin sebeplerinden biride dinin siyasete alet edilmesinden kaynaklanıyor.  Dinin emirlerini unutan din adamları siyasete de bulaşır, kafasına göre de vaaz verir ve siyaseti kutsal mekânlara sokarak dini siyasallaştırır. Bunları ne denetleyen var, nede hesap soran var! Yani balık baştan kokmuş, “tuz kokmuş”

“kitleleri birbirine düşürmek için durumdan vazife çıkarıyorlar.”
Işıldak “Bu hocaların yüzünden dinimizden soğuduk, camilere gitmez olduk. Bunlar elini, dilini tutamadıkları için zaman zaman şiddete başvururlar. Vatandaşına şiddet uygulayan hoca şayet görevi başında bulunuyorsa ben o hocanın cemaati olmam. Bu kişileri kollayan, ödüllendiren Sayın Müftüdür. Bu olayları yaşayacağız veya bize yaşatacaklar, dün sondurak’da, bugün Atışalan’ında yarın başka bir yerde bu tip olaylarla karşılaşırsak sürpriz olmaz. Bunlar Emevi din anlayışında olanlardırlar, hedef gösterirler, kitleleri birbirine düşürmek için durumdan vazife çıkaranlardır. Bir din adamına halkı kin ve nefrete sürüklemek yakışmaz”

Bunlara biz “Namaz Kıldırma Memurları.”diyoruz.
Işıldak “Yaptıkları işlerin yanlış olduğunu, günah olduğunu bilirler, çözümünü de yani işledikleri günahtan kurtulmanın yolunu da bulmuşlar. Üç gün oruç tutarlar ve Allahın huzurunda “ Allah’ım senin için suç işledim, yalan söyledim” der af dilerler.  Bunlar din adamı denmez, Namaz Kıldırma Memurlarıdırlar.”
 





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —