ADD Marmara Bölge sorumlusu Dr. Ahmet Metin“ AKP ileri demokrasi diye herkesin ağzına bir parmak bal çalmaya devam ediyor” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.
Metin;”Ben bu demokrasi paketinden bir şey çıkacağını beklemiyordum. Ülkemizde demokrasi olduğunu kim söyleyebilir. AKP ileri demokrasi diyerek herkesin ağzına bir parmak bal çalmaya devam ediyor. Bir üniversitenin adını değiştirerek Alevileri kandırmaya çalışmakla veya Süryanilere bir arazi vermekle demokrasiyi getireceklerine inanmak, hayalden öteye bir şey değildir. Bir taraftan demokrasi getiriyorsunuz diyeceksiniz bir taraftan demokrasinin olmazsa olmazı laikliği kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacaksınız.
Cumhuriyetimizin temel değerlerinden ve her sabah çocuklarımızın bu değerleri hatırlaması için okunan andımızı kaldıracaksınız , bu çelişki değil de nedir diye sormazlar mı adama.Andımızdan rahatsız olan PKK dır.Zaten PKK ulus devleti istemiyor.Başbakanın Türk sözünden rahatsız olduğunu biliyoruz.Aynı zamanda çalışkan olduğu da ortada, kendi yandaşlarına çıkar sağlamak için elinden ne geliyorsa yapıyor.Şimdilerde ise ulus devleti parçalamak için çalışıyorlar.Önce eğitim sistemi sonra türban serbestliğini getirdiler.Neden başörtüsü? Demiyorlar. Türban ile başörtüsü farklı şeyler. Türban anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından dini simge olarak kabul edildi. Şuandaki durum devlet dairelerinde türban serbestliği ile laiklik delinmiş ve ortadan kaldırılmıştır. Demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından basın özgürlüğü, yargı özgürlüğü, bağımsız YSK ve bağımsız STK lar olması gerekirken ne yazık ki korku imparatorluğu kurularak herkesi baskı altına almaya çalışıyorlar. Aslında ülkemizde demokrasi olmadığı gibi demokrasinin da gelmesini istemiyorlar.
Toplantı ve gösteriler yasası belli kurallara bağlı olması gerekirken idari makamların iki dudağı arasına sıkışırsa yüzlerce öğrenci hapislerde niçin yattığını bilmeden tutuklu kalırsa, üniversiteler konuşamazsa, yazı yazan birçok yazar işten atılırsa, milli ordu sahte belgelerle tasfiye edilirse o ülkede ne demokrasiden nede insan haklarından söz edilebilir. Cumhuriyetin tüm kazanımları 10 yıl içerisinde bozuk para gibi harcandı. İhaleler yandaşlara peşkeş çekildi. Bankalar, fabrikalar, sahiller ve madenler yabancılara satılarak ulus devlet ve Türkiye’nin gelecek nesilleri yok edildi. Demokrasi diye bir düşünceleri yoktur. Şayet demokrasi diyorsanız halkın iradesi nerede? Bu seçim yasası siyasi partilerin yasası ortada dururken demokrasiden söz edemezsiniz. Seçim barajı istikrarı sağlıyor diyorlar. Gelinen süreçte her şey ortada. İşsizlik yoksulluk almış başını gidiyor. Hak aramak suç olmuş, ekmek patronun iki dudağının arasında. Din ise kişilerin tekelinde. Kimin dindar kimin dinsiz olduğuna bu iktidar karar veriyor. Ulus devleti ortadan kaldırmak için talimat alanların artık sonu gelmiştir. Cumhuriyetin değerleri ile bu kadar oynayamazsınız. Bunların varsa yoksası orta doğuda bir Sünni devlet kurmaktır. Hâlbuki Cumhuriyetin kazanımları ve varlığı bunların bugün siyaset yapmalarına ve var olmalarının ana sebebidir. Endişelerimiz elbette var. Bunlar Cumhuriyeti kökten kaldırmak için Cumhuriyet değerlerini ve varoluşunu oluşturan değerleri bir bir kaldırmak istiyorlar. Buradan tüm halkımızın oy kullanmasını ve sandıklara sahip çıkmalarını ulusal bir görev olarak kendilerine söylemek istiyorum.”
Diş politikayı küçük sorunlarla almışlarken bugün komşularımız ile sorunlarımızın geldiği nokta ürkütücü boyutlara geldi. Tüm komşularımız ile düşman olduk ve gergin ilişkilere girdik, Suriye olayı ortada. Bizim dış işleri yapılan bu yanlış politikaların sonucunda büyük bir hüsrana uğradı. Müslüman bir Ülkenin yöneticileri emperyalist iş birlikçilerle ve Hıristiyanlar ile anlaşıp geçmişte ikili ilişkileri iyi olan dindaşlarını vurması için davette bulunmalarını anlamak mümkün değildir. Hâlbuki yıllarca şimdiki yöneticilerimizden haçlılara karşı birlik ve beraberlik mesajları dinledik. Şimdi kendileri haçlılar ile birleşip kendi dindaşlarını öldürmek için iş birliği yapıyor “ dedi.
