23. Dönem CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, milletvekili aday adaylığını CHP İstanbul İl merkezinde geniş katılımla düzenlenen bir basın toplantısıyla açıkladı. Soysal, ‘’CHP’yi faydacı siyas
Çetin Soysal ‘’Siyaset bedel ödemektir’’
23. Dönem CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, milletvekili aday adaylığını CHP İstanbul İl merkezinde geniş katılımla düzenlenen bir basın toplantısıyla açıkladı. Soysal, ‘’CHP’yi faydacı siyaset anlayışı değil, örgütsel dayanışma iktidara taşıyacak, Bu dava bizim” diyerek siyasi arenaya çıktı.
Konuşmasına önceki gün hayatını kaybeden, Türk Edebiyatının çınarı usta yazar ve düşün adamı Yaşar Kemal’i saygıyla anarak başlayan Çetin Soysal, AKP iktidarına sert sözlerle yüklendi.
Faşist-Diktatörlük Dönemi
Türkiye’de korku imparatorluğu yaratılmak istendiğini vurgulayan CHP İstanbul 2. Bölge Aday Adayı Çetin Soysal, şunları söyledi: ‘’Tam anlamıyla bir faşist-diktatörlük döneminden geçiyoruz. Ergenekon’un kasası denilen ve iddianamesi hazırlanmadan kanserden ölen Kuddisi Okkır’ın cenazesini Belediye kaldırdı. İlhan Selçuk gibi evi gece yarısı basılan Profesör Türkan Saylan, gördüğü eziyete dayanamayarak yaşamını yitirdi. Yarbay Ali Tatar, onurunu korumak için hayatına son verdi. Gazeteci-yazar Tuncay Özkan, suçunu bilmeden 6 yıl boyunca Silivri zindanlarında tutsak edildi. Nedim Şener ve Ahmet Şık, yazdıkları kitaplar nedeniyle cezaevine girdi. Bu baskı ve zulme boyun eğmeyeceğiz.’’
nefret tohumları ekiliyor
İktidarın kin ve nefret tohumları ektiğini belirten Soysal, “Türkiye’nin en barışçıl eylemi Gezi protestolarını bastırmak için şiddet ve polis gücüne başvurdu.Bu eylemlerde öldürülen 8 yürekli genci saygıyla anıyorum. Bir esnaf, kartopu oynayan bir gazeteciyi öldürüyor. Sıradışı cinayetler işleniyor. Münevver Karabulut’tan sonra, Özgecan Aslan da vahşice katledildi. Neden? Kadına, ‘Etek giyme, kahkaha atma. Etkileniyorum. O zaman sana sahip olmak benim hakkım’ diyen zihniyet yüzünden. Bunların elinde kan var’’ diye konuştu.
Yolsuzluk Diz Boyu
Türkiye’nin derin bir yoksulluk sarmalında kıvrandığını anlatan Çetin Soysal, ‘’ Bugün İstanbul’un imar rantı ve yerel yönetimlerdeki yolsuzluk ve haksız kazancın alabildiğine ileri düzede olduğunu, çıplak gözle bile görebilmek mümkündür. Ve bu yolsuzlukların, ancak faşizan ve hukuk devleti yerine polis devleti gibi militarist bir yapı oluşturularak üzerinin örtülmeye çalışıldığı ortadadır. Bu uygulama, aç bırakarak ağlatan, cahil bırakarak altadan bir siyaset anlayışının eseridir. O dönem Topbaş’a hakaretten dava edildim. Hakime, bu talanı ortaya çıkarmanın, bırakın siyasetçi kimliğimi, vatandaşlık görevim olduğunu söyledim’’ dedi.
Bedel Ödemek Gerek
Çetin Soysal, tüm bu gelişmeler sessiz kalınamayacağının altını çizdiği konuşmasında; ‘’Siyaset bedel ödemektir’’ dedi. 302 madencinin hayatını kaybettiği Soma’ya dikkat çekmek için 2011 yıl başına o ocaklardan birinde girdiklerini hatırlatan Çetin Soysal, şöyle devam etti: “Mevsimlik tarım işçileri de, kaçak göçmenler ve mülteciler de bizim davamızdır. Tekel direnişine verdiğimiz destek sonucu, ilk defa devlet toplumsal bir eylem sonucu işçi sınıfından törenle özür diledi. Tuzla tersanesindeki ilkel çalışma koşulları nedeniyle yaşanan ölümlere dur demek için, işçilerle omuz omuza mücadele verdik. Mendil satarak hayatını kazanmaya çalışan 5 yaşındaki Bedrettin’İn de yanında olduk. Viranşehir’de çöp toplayarak hayatını kazanırken, kamyon altında kalan Hüseyin’e sahip çıktık. Diyarbakır Silvan’da, Ramazan’da evine ekmek götüremediği için intihar eden Hacı Oruç’un ailesine destek verdik.”
4 Yıl Önce Açıkladım
Yasadışı dinlemeleri 2011 yılında ilk kez kendisinin açıkladığını yineleyen Soysal, Ankara ve İstanbul’da ayrı olmak üzere, Hizbullah Davası bahanesi ve başka bir isimle beni 3,5 yıl dinlendiğini kaydetti. Çetin Soysal, “Yatak odama kadar girmişler. Bu benim şeref madalyamdır. Varız ki, dinlenmişiz. Birileri viski içerken meydanlarda verdiğimiz mücadele demek ki birilerini rahatsız etmiş. 4 yıl önce emniyetten aldığım bilgileri kamuoyuna açıklarken dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ı uyardım, ‘Bu çete gün gelir sizi de vurur’ dedim. Ne yazık ki haklı çıktım’’ ifadelerini kullandım.
Örgüt Dayanışmasının Önemi
CHP İstanbul 2. Bölge aday adayı Çetin Soysal, partisinde yer alan bazı isimlere dönük eleştirilerde de bulundu. ‘’Konjonktürel siyasetin temsilcileri CHP’yi kurtaramaz’’ vurgusu yapan Soysal, şöyle devam etti: ‘’CHP’nin faydacı, kendimci, lümpen siyaset yapan isimlere ihtiyacı yok. Bu konjonktürel siyaset anlayışının temsilcileri, yarın su alınca gemiyi ilk önce terk edecek isimler. Biz kötü günlerde de bu partinin çatısı altındaydık. Bu partiyi kurtaracak olan, örgütten gelen ve her koşulda partiye emek veren namuslu CHP üyeleridir. Bu ulu çınar bir okul, başöğretmenini de Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bunu herkes iyice anlamalı ve asla unutmamalıdır. CHP özüne dönmelidir. Örgütsel dayanışma içinden gelen yol arkadaşlarımıza sahip çıkalım. Bu kimlikteki arkadaşlarımızın adaylıklarına destek verelim. Yaşasın örgütsel dayanışma!”
Nazım’la Kapattı
Çetin Soysal konuşmasını, büyük usta Nazım Hikmet Ran’ın 70 yıl önce yazdığı şu dizelerle noktaladı:
‘’onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
akarsuyun
meyve çağında ağacın
serpilip gelişen hayatın düşmanı
Bursa’da havlucu recebe
Karabük fabrikasında tesviyeci hasana düşman
fakir köylü hatçe kadına
ırgat Süleymana düşman
sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman
vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman”
CHP Parti Meclisi Üyesi Tuncay Özkan’ın da katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasına, çok sayıda il ve ilçe yöneticisi ile parti üyesi de destek verdi.